Esas No: 2021/6581
Karar No: 2022/1455
Karar Tarihi: 28.02.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/6581 Esas 2022/1455 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/6581 E. , 2022/1455 K.Özet:
Davacı Hazine vekili, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğinde bulunmuştur. Davacı, dava konusu taşınmazın belediyeler tarafından yapılan imar uygulamaları sonucu meydana gelen imar parsellerinin dayanağı idari işlemlerin iptal edilmesi nedeniyle sicil dayanaksız kalmış olduğunu ileri sürerek, kadastral parselin ihyasını talep etmiştir. Davacı haklı bulunmuş ve dava kabul edilmiştir. Ancak, daha sonra yapılan kanun değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ve davacının yargılama giderleri ve vekalet ücreti davalılara yüklenmiştir. Mahkeme kararı temyiz edilmiş ve yüklenen masrafların davacıya yükletilmesinin hatalı olduğu belirtilerek, karar düzeltilmiş ve davacı lehine karar verilmiştir. Kararda, TMK'nın 1025. maddesi ve HMK'nın 331. maddesi açıklanarak kanun maddeleri geniş bir şekilde detaylandırılmıştır.
"İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
...
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.04.2008 gününde verilen dilekçe ile kadastral parselin ihyası talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 04.03.2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı Hazine vekili, dava konusu 174 m2'lik taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu halde ilk olarak Seyhan Belediyesinin 19.02.1998 tarih ve 772 sayılı encümen kararının tashih edilerek ve bazı parseller ilave edilmek suretiyle 18.06.1998 tarihli encümen kararı uyarınca imar düzenlemesine tabi tutularak anılan 174 m2'lik kısım üzerine de 5401 ada 2 sayılı imar parselinin oluşturulduğunu; daha sonra ise Adana Büyükşehir Belediyesinin 28.02.2007 tarihli 419 sayılı encümen kararı uyarınca yapılan imar düzenlemesiyle davaya konu 174 m2'lik kısmın üzerinde kısmen 5373 ada 6 sayılı imar parselinin meydana getirildiğini, çekişmeli yerin belediyelerce yapılan şuyulandırma işlemlerinde Hazine adına tescilinin yapılmadığını ileri sürerek; 174 m2'lik taşınmaz bakımından tapu iptali ve Hazine adına tescil, mümkün olmadığı takdirde tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen kararın, davacı vekilince temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 05.12.2019 tarih, 2019/3226 Esas - 8293 Karar sayılı ilamı ile "Somut olaya gelince; Seyhan Belediyesi tarafından yapılan 42 No'lu imar düzenlemesi ile sonrasında Adana Büyükşehir Belediyesinin yaptığı şuyulandırma işlemlerinin idari yargı yerinde iptal edildiği ve bu kararların kesinleştiği; daha sonra dava konusu yerin yeni kurulan Çukurova Belediyesi sınırları içinde kaldığı anlaşılmaktadır. Ancak, mahallinde yapılan uygulama neticesinde teknik bilirkişi rapor ve krokisinde dava konusu alanın yeterince araştırılmadığı, bilirkişi raporunun yetersiz olup dava konusu alanın hangi imar uygulamalarına tabi tutulduğunun ve şuyulandırmalardan önceki ve sonraki niteliklerinin belirlenmediği ve usulüne uygun olarak koordinatlı bir şekilde krokiye yansıtılmadığı, dava konusu yapılan 174 m2'lik bölümün imar uygulamalarından önceki vasfı ile Hazine ile ilgisinin bulunup bulunmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanmadığı, çekişme konusu yerin Belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığı hususu üzerinde de durulmadığı görülmektedir..." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına karşı davalı Adana Büyükşehir Belediyesi vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuş, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin ilamıyla; "...dava konusu uyuşmazlık, eklenen bu hüküm uyarınca idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiğinden, imar parselinin kadastral parsele ihyasına yönelik dava konusu talebin, kanun değişikliği nedeniyle reddine karar verilmesi için kararın bozulması gerektiğinden davalı Adana Büyükşehir Belediyesi vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile..." denilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın reddine, yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davalılar lehine 4.080,00 TL vekalet ücreti takdirine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Somut olayda; dava konusu taşınmaz davalı ... Belediyesi ve davalı Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından imar uygulamalarına tabi tutulmuş, ancak davalı belediyeler tarafından yapılan imar uygulamaları İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Böylece, davacının maliki olduğu kadastral parsel üzerinde imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinin dayanağı idari işlemin iptal edilmesi nedeniyle sicil dayanaksız kalmış ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca imar parselleri yolsuz tescil durumuna düşmüşlerdir. Davacının dava açma tarihinde kadastral parselin ihyasını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmıştır. Her ne kadar mahkemece dava tarihinden sonra gerçekleşen yasa değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; dava, davalı ... Belediyesi ile davalı Adana Büyükşehir Belediyesinin yapmış olduğu idari işlem nedeniyle açılmış olup, davanın açıldığı tarihte kadastral parselin ihyasını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle, 6100 sayılı HMK'nın 331. maddesi gereği davacının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden ve davacının dava açma tarihinde haklı olduğu göz önüne alındığında, yapılan yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile dava konusu taşınmazın belediye sınırlarında meydana gelen değişiklik ile davalı ... Belediyesi sınırlarına dahil olan davalı ... Belediyesinin sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki; anılan bu hususlar kararın bozulmasını gerektirmiş ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK'nun 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının;
1) Dördüncü bendinin çıkarılarak yerine "Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 4.080.00 TL vekalet ücretinin davalı Adana Büyükşehir Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine" ibaresinin eklenmesine,
2) Beşinci bendinin çıkarılarak yerine "davacı tarafından yapılan 1.016,37 TL yargılama giderlerinin davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin eklenmesine, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.