Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/6536 Esas 2022/1456 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/6536
Karar No: 2022/1456
Karar Tarihi: 28.02.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/6536 Esas 2022/1456 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacı Hazine vekili, davalı belediyelerin yaptığı imar uygulamaları sonucu oluşan imar parsellerinin kayıtlarının idari yargı yerinde iptal edilmesi nedeniyle kadastral parselin ihyasını talep etmektedir. Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır. İlk kararda davalı ... hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş, ancak Yargıtay'ın bozma ilamı sonucu mahkemece yapılan yeniden yargılamada davanın reddine karar verilmiştir. Hüküm sonucunda davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ve Çukurova Belediyesi sorumlu tutulmuştur. Kararda, davacının dava açma tarihinde haklı olduğu, yapılan yargılama giderlerinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalıların sorumlu tutulması gerektiği belirtilmiştir.
6100 sayılı HMK'nın 331. maddesi gereği yapılan yargılama giderlerinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar, Adana Büyükşehir Belediyesi ile, dava konusu taşınmazın belediye sınırlarında meydana gelen değişiklik ile davalı Çukurova Belediyesi sorumlu tutulmuştur.
TMK'nın 1025. maddesi uyarınca, imar parselleri idari işlemin iptal edilmesi nedeniyle yolsuz tescil durumuna düşmüştür.
7. Hukuk Dairesi         2021/6536 E.  ,  2022/1456 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    ...


    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.07.2008 gününde verilen dilekçe ile kadastral parselin ihyasının istenmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 29.04.2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    KARAR

    Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı Hazine vekili, ... Köyü 1039 (67) sayılı kök kadastro parselinin, davalı ... Belediyesinin 37 No'lu imar düzenleme bölgesinde yaptığı imar uygulaması kapsamında kaldığını ve daha sonra da davalı ... Belediyesi tarafından imar uygulamasına tabi tutularak çok sayıda imar parselinin oluşturulduğunu; anılan imar uygulamalarından önce Hazine adına kayıtlı 1039 sayılı ihdas parselinin sınırları içerisine ... Köyü 5499 ada 2 ve 4 sayılı imar parsellerinin meydana getirildiğini, ancak gerek Seyhan Belediyesince yapılan 37 No'lu imar düzenlemesinin ve gerekse aynı bölgede Adana Büyükşehir Belediyesince yapılan imar uygulamasının idari yargı yerinde iptal edildiklerini ve böylece oluşturulan imar parsellerinin tapu kayıtlarının yolsuz tescil statüsüne düştüğünü ileri sürerek; 5499 ada 2 ve 4 sayılı imar parsellerinin ... Köyü 1039 sayılı kök parsel üzerine tahsis edilen 7960 metrekarelik kısımlarının iptali ile düzenleme öncesi kök parsele dönüştürülerek Hazine adına tescili suretiyle tapu kayıtlarının eski hale iadesinin sağlanmasını, olmadığı takdirde tazminat talebinde bulunmuştur.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, "Davalı ... hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden davanın kabulüne" dair verilen ilk karar, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 14.02.2014 tarihli ve 2014/1141 Esas, 2014/1289 Karar sayılı ilamı ile "…İhdas parselinin sınırları üzerinde dava konusu imar parsellerinin haricinde çekişmeye konu edilmeyen bölümler olup; bu bölümler bakımından usulüne uygun olarak açılmış bir dava yoktur. Öyleyse, öncelikle ihyası istenilen kök parselin, imar uygulamaları sonucu üzerinde oluşturulan dava konusu imar parselleri dışındaki diğer alanlar (imar parselleri, yol, vs.) bakımından da kadastral parselin ihyasına yönelik dava açması için davacıya usulüne uygun olarak süre verilmesi, açıldığı takdirde eldeki dava ile birleştirilmesi ve ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru olmadığından...." şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine dair verilen karar Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 14.03.2018 tarih 2016/9752 E. 2018/1956 K. sayılı ilamı ile "...Dava konusu 1039 parsel sayılı taşınmazla davacı Hazine'nin mülkiyet ilişkisi açık olup, somut olayda 775 sayılı Yasanın mülga 3. maddesinin uygulama yeri yoktur. Hal böyle olunca mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş..." denilerek bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi vekili ile Çukurova Belediyesi vekili temyiz etmiş, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin ilamı ile; ''...dava konusu uyuşmazlık, eklenen bu hüküm uyarınca idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiğinden, imar parselinin kadastral parsele ihyasına yönelik dava konusu talebin, kanun değişikliği nedeniyle reddine karar verilmesi için yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.'' denilerek bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın reddine, yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına ve 4.080.00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava konusu taşınmaz davalı ... Belediyesi ve davalı ... Belediyesi tarafından imar uygulamalarına tabi tutulmuş, ancak davalı Belediyeler tarafından yapılan imar uygulamaları İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Böylece, davacının maliki olduğu kadastral parsel üzerinde imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinin dayanağı idari işlemin iptal edilmesi nedeniyle sicil dayanaksız kalmış ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca imar parselleri yolsuz tescil durumuna düşmüşlerdir. Her ne kadar; mahkemece dava tarihinden sonra gerçekleşen yasa değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; dava, davalı ... Belediyesi ile davalı ... Belediyesinin yapmış olduğu idari işlem nedeniyle açılmış olup, davanın açıldığı tarihte kadastral parselin ihyasını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden ve davacının dava açma tarihinde haklı olduğu göz önüne alındığında, 6100 sayılı HMK'nın 331. maddesi gereği yapılan yargılama giderlerinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile, dava konusu taşınmazın belediye sınırlarında meydana gelen değişiklik ile davalı ... Belediyesi sınırlarına dahil olan davalı ... Belediyesi sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki; anılan bu hususlar kararın bozulmasını gerektirmekte ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nun 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.

    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının; asıl davada vekalet ücretine ilişkin Dördüncü bendinin çıkarılmasına, birleşen davada vekalet ücretine ilişkin Üçüncü bendinin çıkarılmasına ve yerine ''Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 4.080.00TL vekalet ücretinin davalı ... Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine'' ibaresinin eklenmesine,
    Dördüncü bendin çıkarılarak yerine "davacı tarafından yapılan 2.281,50 TL yargılama giderlerinin davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin eklenmesine, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.







    Hemen Ara