Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2235 Esas 2022/1457 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2235
Karar No: 2022/1457
Karar Tarihi: 28.02.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2235 Esas 2022/1457 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, Hazine adına tescilli taşınmazların zilyetlik hukuki nedenine dayanarak tapu kayıtlarının iptali ve kendi adına tescilini talep etmiştir. Mahkeme, davacının bu talebini kabul etmiştir. Ancak, davalı Hazine vekili bu hükme itiraz ederek temyiz dilekçesi vermiştir. Yapılan inceleme sonucunda, mahkemenin yeterli araştırma ve inceleme yapmadan hüküm verdiği görülmüştür. Bu nedenle, davacının zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, taşınmazın kullanım süresi, imar-ihya işlemleri, sınırları ve niteliği gibi unsurların tam olarak belirlenebilmesi için keşif yapılması, bilirkişilerin rapor hazırlaması ve delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, mahkeme kararı bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
-Türk Borçlar Kanunu'nun 2. maddesi
-Tapu Kanunu'nun 26. maddesi
-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 286. maddesi
7. Hukuk Dairesi         2021/2235 E.  ,  2022/1457 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    ...

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 20/05/2015 gününde verilen dilekçe ile zilyetlik hukuki nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03/03/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Maliye Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı, ...,... Mahallesi çalışma alanında bulunan ve kadastro çalışmaları sırasında tespit harici bırakılıp, 16.01.2014 tarihinde idari yoldan 1511 parsel numarası ve 108.427,16 metrekare yüzölçümü ile arsa vasfıyla davalı Hazine adına tapuya tescil edildikten sonra, 21.01.2014 tarihli imar uygulaması sonucunda 461 ada 1 ve 2 parsel numaraları ile yine Hazine adına tapuya tescil edilen taşınmazlar hakkında, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak, taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, zilyetlikle kazanım koşullarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların davalı Hazine adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
    Mahkemece, dava konusu taşınmaz üzerinde davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de, yapılan araştırma, inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
    Bir arazinin kullanım süresi ile niteliğini ve üzerindeki imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihi en iyi belirleme yöntemi hava fotoğrafı incelemesi olduğu halde hava fotoğraflarından yararlanılmamış, taşınmazın niteliğinin ve üzerinde sürdürülen zilyetliğin şeklinin ve süresinin tespiti yönünden ziraat mühendisi bilirkişisinin hüküm vermeye elverişli olmayan yetersiz ve soyut içerikli raporu ile yetinilmiştir.
    Hal böyle olunca; doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, Harita Genel Müdürlüğü web sitesinin hava fotoğrafı sorgulama sayfasına girilmek suretiyle taşınmazın bulunduğu köyü/mahalleyi/mevkiyi kapsayacak şekilde hangi yıllara ait hava fotoğrafları olduğu araştırılıp belirlenmek ve (denetimin sağlanması bakımından) ilgili sayfanın çıktısı dosya içerisine konulmak suretiyle buradan elde edilen verilere göre dava konusu taşınmazın geldi kök kaydı olan 1511 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının oluşum tarihinden 15-20-25 yıl öncesine (bulunmadığı taktirde bu tarihlere en yakın tarihlere) ait farklı dönemlerde çekilmiş en az üç adet stereoskopik hava fotoğrafı Harita Genel Müdürlüğünden tarihleri açıkça yazılmak suretiyle istenilerek ve temin edilebilen en eski ve yeni tarihli uydu fotoğrafları getirilip dosya ikmal edildikten sonra, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, önceki keşfe katılan bilirkişiden farklı ziraat mühendisi bilirkişisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi ve fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte dinlenilecek yerel bilirkişi ve tanıklardan, dava konusu taşınmazın kim tarafından ne şekilde ve ne zamandan beri kullanıldığını, imar-ihyaya konu edilip edilmediğini, edilmiş ise imar-ihyanın hangi tarihte başlayıp hangi tarihte bitirildiği etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, yerel bilirkişi ve tanık beyanları arasında doğacak çelişkiler gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle yöntemince giderilmeye çalışılmalı; komşu taşınmazların dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazların yönünü ne okuduğu belirlenmeli; ziraat mühendisi bilirkişisinden, çekişmeli taşınmazın niteliğini, kullanım durumunu, imar-ihyaya muhtaç yerlerden olup olmadığını, böyle yerlerden ise imar-ihya edilip edilmediği hususlarında önceki tarihli ziraatçı bilirkişi raporunu da irdeler şekilde tarımsal niteliğini açıklayan, taşınmazın komşu parsellerle karşılaştırmalı biçimde, toprak yapısını, eğimini, bitki desenini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetlik var ise zilyetliğin şeklini ve süresini bildiren, taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğrafları ile desteklenmiş, bilimsel esaslara ve somut verilere dayalı ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; jeodezi ve fotogrametri mühendisinden yukarıda belirtilen tarihlerde çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları üzerinde stereoskop aletiyle incelenmesi yaptırılarak, taşınmazın sınırlarını ve niteliğini, taşınmaz üzerinde imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcını, şeklini ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı, sunulan raporda çekişmeli taşınmazın uydu fotoğrafları üzerindeki konumu gösterilmeli; fen bilirkişisine, keşfi ve uygulamayı denetlemeye elverişli, ayrıntılı rapor ve harita düzenlettirilmeli, böylelikle davacı yararına, dava konusu taşınmazın geldi kök kaydı olan 1511 sayılı parselin ihdasen oluşum tarihine kadar zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği kesin olarak belirlenmeli ve bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmelidir.
    Mahkemece, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.02.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.





    Hemen Ara