Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4844 Esas 2022/1553 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4844
Karar No: 2022/1553
Karar Tarihi: 01.03.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4844 Esas 2022/1553 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2021/4844 E.  ,  2022/1553 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVALILAR : ... Mirasçıları ... vd.

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.11.2013 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal talebi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.02.2020 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 01.03.2022 günü için yapılan tebligat üzerine duruşmaya gelen olmadı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    K A R A R

    Mahkemece, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin bozma ilamı doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılarak verilmiş olan karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.03.2022 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.



    (Muhalif) (Muhalif)



    K A R Ş I O Y

    Dava, elatmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir.
    Davacı, dava konusu 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazları 10.9.2013 tarihinde ...’den satın alarak malik olduğunu, davalıların maliki bulundukları 14 parsel sayılı taşınmazı kullanılırken kendi parsellerine de tecavüz ettiklerini ileri sürerek davalıların elatmalarının önlenmesini ve sabit kantarın sökülerek kaldırılmasını istemiştir.
    Davalılar vekili, davalı ...’nın davaya konu taşınmazları kullanmadığından bu davalıya husumet yöneltilemeyeceğini; davaya konu parselin eski maliki ... tarafından taşınmazın ...'ya kiraya verildiğini, onun da alt kira sözleşmesi ile davalı şirkete kiralandığını, davaya konu taşınmazların davalı şirket tarafından çırçır fabrikası olarak kullanıldığını, bu kullanımın haksız olmayıp kira sözleşmesine dayandığını belirterek, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davanın görev nedeniyle reddine ilişkin verilen 19.02.2014 tarihli karar Yargıtay 1. Hukuk Dairesince bozulmuştur. 12.10.2014 tarihli bozma kararında; davanın TMK'nun 683/2 maddesinde yer alan “Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir.” hükmüne dayanılarak açıldığından, işin esasının görevsizlik kararı veren asliye hukuk mahkemesince incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak, yapılan yargılama sonunda iddianın ispatlandığı gerekçesiyle 03.11.2015 tarihinde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesince eksik inceleme nedeniyle karar bozulmuştur. Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 06.02.2017 tarihli bozma kararında; çekişme konusu 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazların davacıya ait olduğunu, taşınmazların davalı ...’nın ortağı olduğu diğer davalı ... Çırçır Tarım Ticaret Ltd. Şirketinin kullanımında olduğunu, davalı şirketin taşınmazlarda kayıttan kaynaklanan herhangi bir hakkının bulunmadığını; ancak davalıların savunmalarında, taşınmazların eski maliki olan ... tarafından ...’ya kiraya verildiği, onunla yapılan alt kira sözleşmesi ile de davalı şirkete kiralandığı, kullanımın önceki malikle yapılan kira sözleşmesine dayandığının belirtilmesi karşısında, böyle bir sözleşmenin varlığı ve geçerliliği sabit olduğu takdirde, anılan sözleşmeye değer verileceği kuşkusuz bulunduğundan, toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilerek davalının kiracılık savunmasının incelenmesi ve oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmasını isabetsiz bulmuştur.
    Mahkeme 19.2.2020 tarihli kararında; davalılar tarafından dosyaya sunulan 8.7.1999 başlangıç tarihli kira sözleşmesinde, kiralanan taşınmazların hangi numaralı parseller için olduğunun belirtilmediğini, kira sözleşmesinde kiralanan şeyin “çırçır fabrikası” olarak belirtildiğini, kantarın dava konusu 13 parselde, idari kısmın ise dava konusu 12 parselde yer aldığını; davalı tanıklarının, çırçır fabrikası kullanım kapsamına çırçır fabrikasının altındaki depolar, bahçede bulunan kantar ve çırçır fabrikasının karşısındaki idari binanın bir bütün olarak girdiğine ilişkin beyanları bulunmasına rağmen, davacı tanığının beyanını kabul ettiğini ve kira sözleşmesinin sadece çırçır fabrikası için yapıldığının anlaşıldığını belirterek davanın kabulüne karar vermiştir.
    Dosyada bulunan 8.7.1999 başlangıç tarihli kira sözleşmesine göre, kiralanan şey ... Numarada bulunan çırçır fabrikası ve depolarıdır. Dava konusu 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazların kira sözleşmesinin yapıldığı tarihte kiraya veren ...’e ait olduğu, davalı şirket tarafından çırçır fabrikasının bir unsuru olarak idare binası ve kantar olarak kullanıldığı, bu taşınmazların 10.9.2013 tarihinde davacılara satıldığı, satıldığı bu tarihe kadar ... tarafından davalılara karşı açılmış bir müdahalenin önlenmesi davasının da bulunmadığı, dolayısıyla davalılar ile kiraya veren ... arasında bu kullanım nedeniyle bir anlaşmazlık bulunmadığı ve davacıların taşınmazları satın aldıklarında davalılar tarafından çırçır fabrikası olarak kullanıldığını bildikleri konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Mevcut bu durum karşısında, davalılarca kullanılan ve çırçır fabrikasının olmazsa olmazı niteliğindeki idare binası ve sabit kantarın kira sözleşmesinin kapsamı dışında kaldığına yönelik mahkeme kabulü isabetsiz ve dosya kapsamına aykırı düşmektedir. Hatalı değerlendirmeye ve kabule dayalı, davanın kabulü kararının bozulması görüşünde olduğumuzdan onanması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyoruz.



    ...

    Hemen Ara