Esas No: 2021/7453
Karar No: 2022/1543
Karar Tarihi: 01.03.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/7453 Esas 2022/1543 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/7453 E. , 2022/1543 K."İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVACILAR : ... vd.
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 04.05.2015 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen 13.04.2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, davalı tarafından ... ada 75 parsel numaralı taşınmazın içinden çıkan suyu almak için boru geçirmek suretiyle el atıldığını, davalının sözlü olarak yapılan uyarıya rağmen geçen boruları kaldırmadığını belirterek, 126 ada 75 parsel numaralı taşınmaza elatmanın önlenmesini, boruların kalini ve 5 yıllık ecrimisilin yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, suyun davacılara ait taşınmazda bulunmadığını, kadimden beri bu şekilde kullanılageldiğini, evvelden ark ile taşınırken 1977 yılında boruların döşendiğini, davacıların su kaynağının yerini değiştirmek için kendi dava konusu taşınmazlarına çukur kazdıklarını, ancak su kaynağının orman içinde olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın reddine dair verilen ilk karar, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 22/01/2020 tarih ve 2018/4584 – 2020/479 E-K sayılı ilamıyla; elatmanın önlenmesi ve kal talebinin reddine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile dava konusu taşınmaza davalı tarafından boru döşenmesinin ancak irtifak hakkı tesisi ile mümkün olabileceği, somut olayda usulüne uygun şekilde irtifak hakkı tesis edilmediğinden davalının kullanımı uzun süredir devam etmekteyse de, eldeki bu davanın açılması ile rızanın kalktığının kabulünün gerektiğini, bu nedenle kayda üstünlük tanınarak davanın bu yönüyle kabulü gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddinin doğru görülmediği gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yargılama yapılmış ve davanın kısmen kabulü ile; ...,... parselde yer alan taşınmazda 8.80 m2 alana yapılan müdahalenin men’ine, davacı tarafın kal talebinin kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan borunun kal’ine, ecrimisil talebinin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, davacıların ecrimisil talebi yönünden davanın reddine karar verildiğinden, kısmen red kararı yönünden temyiz eden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiştir. Ne var ki, anılan husus kararın bozulmasını gerektirmekte ise de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bent uyarınca davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün 4. bendinden sonra gelmek üzere ve yeni bir bent olarak “Davalı ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, 2021 yılı Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacılardan tahsili ile davalıya ödenmesine’’ cümlesinin yazılmasına, hükmün HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.