Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/3103 Esas 2022/1640 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/3103
Karar No: 2022/1640
Karar Tarihi: 03.03.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/3103 Esas 2022/1640 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı vekili, davalıya satmış oldukları taşınmazın ipotek bedelinin güncellenmesi için dava açmıştır. Mahkeme, ipotek bedelinin davacıya ödendiği gerekçesiyle davayı reddetmiş ve ipoteğin kaldırılmasına karar vermiştir. Davacı vekili, bu karara istinaf etmiş ancak istinaf talebi reddedilmiştir. Bunun üzerine davacı vekili, temyiz başvurusunda bulunmuştur. Karşı oy veren bir hakim ise, davanın tespit davası olduğu ve HMK uyarınca uyarlama yapılması gerektiği belirtilerek, ipoteğin kaldırılması kararına karşı çıkılmıştır. Kanun maddeleri ise şöyledir: Türk Medeni Kanunu'nun 893. maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. ve 373/1. maddeleri.
7. Hukuk Dairesi         2021/3103 E.  ,  2022/1640 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ : Bakırköy 3. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.04.2017 tarihinde verilen dilekçe ile ipotek bedelinin uyarlanması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; talebin reddine, ipoteğin fekkine dair verilen 27.01.2020 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    KARAR
    Dava, ipotek bedelinin uyarlanması isteğine ilişkindir.
    Davacı vekili, 1834 ada 34 parseli 24.03.1994 tarihinde davalıya sattığını, satış bedeli olan 42.000.000,00 ETL bedelin 2.000.000 ETL'sinin ödendiğini, 40.000.000 ETL bedelin teminat olarak taşınmaza ipotek konulduğunu, davalıya ipotek bedelinin karşılığı olan 250.000 TL’nin ödenmesi için 14.02.2017 tarihinde ihtar çekildiğini ileri sürerek taşınmazın rayiç değeri üzerinden 40.000.000 ETL ipotek bedelinin güncel değerinin belirlenmesini talep etmiştir.
    Davalı, ipoteğin faiz işletilmesiyle ulaşacağı değerin 285,62 TL olduğunu, borcunun bulunmadığını, yine de bu bedelin davacının hesabına yatırıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın reddine, ipotek bedelinin davacıların hesabına yatırıldığından tapu kaydı üzerinde bulunan ipoteğin kaldırılmasına karar verilmiştir.
    Davacı vekili, istinaf yoluna başvurmuştur.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır.
    Türk Medeni Kanununun 893. maddesinin birinci fıkrası uyarınca satılan taşınmazın maliklerine, satıştan doğan alacaklarını teminat altına alabilmeleri için taşınmaz üzerinde ipotek tesis hakkı sağlamıştır. Bununla taşınmazın satış bedelinden ödenmeyen bakiye alacak teminat altına alınmaktadır.
    Somut olayda dava, TMK’nın 893. maddesinde düzenlenen satıştan doğan alacak nedeniyle tapuya tescil edilen kanuni ipoteğin bakiye bedelinin taşınmaz rayiç bedeline uyarlanması istemine ilişkindir. Dava konusu 382 ada 34 parseli satın alan davalı ... aleyhine 24.03.1994 tarihinde satış bedelinin ödenmeyen kısmı olan 40.000.000,00 ETL bedel üzerinden davacı satıcılar lehine TMK’nın 893. maddesine dayalı kanuni ipotek hakkı tesis edilmiştir.
    Davacı yan, taşınmazın rayiç değeri üzerinden satış bedelinden kalan bakiye 40.000.000 ETL ipotek bedelinin güncel değerinin belirlenmesini talep etmiştir.
    Bu durumda mahkemece, öncelikle taşınmazın dava tarihindeki rayiç değeri saptanmalı, satış akdi yapıldığında belirlenen toplam satış bedelinden ödenmeyen kısmın oranı yüzdelik (%) nispette tespit edilmeli, taşınmazın rayiç değeri ile satış bedelinin ödenmeyen kısmı oranlanarak bulunacak bedel üzerinden ipotek bedelinin uyarlanmasına karar verilmelidir.
    Kabule göre de;
    6100 sayılı HMK’nın 297/2. maddesi gereğince; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
    Bunların yanında hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (HMK m.26/1)
    Hükmün sonuç kısmında gerekçeye dair sözlerin tekrar edilmesi ve davacının ipoteğin kaldırılmasına ilişkin bir talebi bulunmadığı halde talebin aşılması suretiyle ipoteğin fekkine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
    Açıklanan sebeplerle, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 373/1. maddesi gereğince temyiz olunan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 2020/921 Esas ve 2020/1201 Karar sayılı ilamının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, karardan bir örneğin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 03.03.2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY

    Davacı vekili tarafından açılan tespit davası sonucu yapılan yargılama itibariyle, ilk derece mahkemesince davanın kabulü ve bilahare yapılan istinaf başvurusu sonucu, istinaf itirazının esastan reddi kararı üzerine dosyanın Dairemize temyiz incelemesi için geldiği açık olmakla, yapılan inceleme sonucu sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne karşılık muhalefet görüşüm aşağıdaki şekildedir.
    Esasen “tespit” amaçlı açılan bu davanın, uyarlama şeklinde yorumlanması ve sonuca gidilmesi HMK gereğince uygun olmamakla birlikte, varılan sonuç ve özellikle mahkemece benimsenen bilirkişi raporu sonrası, davalı tarafından yatırılan meblağ itibariyle, bunun doğal sonucu olarak ipoteğin kaldırılmasına ilişkin karar yerinde bulunmakla, temyiz olunan istinaf kararının onanması gerekirken, bozma kararı tesisine katılmadığımı karşı oy olarak açıklıyorum.

    Hemen Ara