Esas No: 2021/2692
Karar No: 2022/1626
Karar Tarihi: 03.03.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2692 Esas 2022/1626 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/2692 E. , 2022/1626 K.Özet:
Davacı, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil istemiyle davalıya karşı dava açmıştır. Davalı, on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddi yönünde savunma yapmıştır. Mahkeme, davanın kabulü ile birlikte, davalı adına olan 200 parseldeki 3977,74 m2'lik yerin davacı adına tescil edilmesine karar vermiştir. Davalı vekili, bu kararı temyiz etmiştir.
Kararın incelenmesi sonucunda, davada çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitinin kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtiği tespit edilmiştir. Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinin 3. fıkrasına göre, hak düşürücü süre dolmuş olması nedeniyle davanın reddedilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kadastro Kanunu'nun 12. maddesinin 1. fıkrasına göre kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler, 30 günlük ilan süresi geçtikten sonra kesinleşir. Aynı Kanunun 3. fıkrasına göre, kesinleşen kadastro tutanaklarına ilişkin haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz.
"İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.03.2014 gününde verilen dilekçe ile kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 16.02.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, kadastro öncesi nedene dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı, on yıllık hak düşürücü sürenin dolduğunu, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulü ile fen bilirkişisinin 11.11.2015 tarihli rapor krokisinde B harfi ile gösterilen 3977,74. m2 mesahalı yerin davalı adına olan 200 parselden iptaline, aynı ada son parsel numarası verilerek davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
3402 sayılı Kadastro Kanununun “Kadastro tutanaklarının kesinleşmesi ve hak düşürücü süre” başlıklı 12. maddesinin 1. fıkrasında “30 günlük ilan süresi geçtikten sonra, dava açılmayan kadastro tutanaklarına ait sınırlandırma ve tespitler kesinleşir.”
Aynı Yasanın 3. fıkrasında ise; “Bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere ait tutanakların kesinleştiği tarihten itibaren on yıl geçtikten sonra, kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak itiraz olunamaz ve dava açılamaz” hükmüne yer verilmiştir.
Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre; çekişme konusu taşınmazın kadastro tespitinin 24.02.1974 tarihinde kesinleştiği, eldeki davanın ise 05.03.2014 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır.
Kadastro tespitinin kesinleştiği tarih ile davanın açıldığı tarih arasında Kadastro Kanununun 12. maddesinin 3. fıkrasında sözü edilen on yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmakta olup bu hususun mahkemece de re’sen gözetilmesi gerekir.
Bu itibarla hak düşürücü sürenin geçmiş olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.