Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4443 Esas 2022/1857 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4443
Karar No: 2022/1857
Karar Tarihi: 09.03.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4443 Esas 2022/1857 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, davalı ile paydaşı oldukları bir dükkanın uzun süredir davalı tarafından büfe olarak işletilmek suretiyle kullanıldığını ileri sürerek, payına yönelik elatmanın önlenmesine ve geriye dönük 5 yıllık dönem için ecrimisil istemiştir. İlk kararda, davanın kısmen kabulüyle paya vaki elatmanın önlenmesine, ecrimisil talebinin kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekilince karara karşı temyiz başvurusunda bulunulmuştur. Yargıtay kararıyla bozulan davanın ikinci kararında da ecrimisil miktarı hatalı belirlenmiştir. Son kararda, elatmanın önlenmesi talebi dikkate alınmadan sadece ecrimisil talebi göz önünde bulundurularak davacı lehine 149.174,40 TL ve davalı lehine 160.825,60 TL olarak hesaplama yapılmıştır. Kararın düzeltmeyle değiştirilerek onanmasına karar verilmiştir. Kararda bahsi geçen kanun maddeleri: HMK'nin 370/son maddesi, AAÜT.
7. Hukuk Dairesi         2021/4443 E.  ,  2022/1857 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 26.06.2009 tarihinde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul – kısmen reddine dair verilen 12.11.2020 tarihli hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle; süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü :

    KARAR

    Dava, paydaşlar arası elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, davalı ile paydaşı oldukları, dükkan vasıflı, 19 numaralı bağımsız bölümün uzun süredir davalı tarafından büfe olarak işletilmek suretiyle kullanıldığını, 26.12.2006 tarihinde ihtarname keşide etmesine rağmen kendisine payı oranında ödeme yapmadığını ileri sürerek; payına yönelik elatmanın önlenmesine, geriye dönük 5 yıllık dönem için 75.000,00 TL ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, çekişmeli taşınmazı davacının muvafakati ile kullandığını, kötü niyetli olmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece ilk kararda, davanın kısmen kabulüyle paya vaki elatmanın önlenmesine, ecrimisil talebinin kısmen kabulüne (26.589,08 TL) karar verilmiş, davalı vekilince karara karşı temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
    Yargıtay 1. Hukuk Dairesince, davacı ve davalının paydaşı oldukları 19 numaralı bağımsız bölümün davalı tarafından büfe olarak işletilmek suretiyle kullanıldığı, davacının 26.01.1993 tarihli belge ile verdiği muvafakati 26.12.2006 tarihinde keşide ettiği ihtarname ile geri aldığı, ihtarnamenin tebliğinden itibaren davalının kullanımının haksız olduğu belirlenerek davacının payı oranında elatmanın önlenmesine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesiyle davalının bu yöne değinen temyiz itirazının yerinde olmadığı; ecrimisil hesaplama yöntemine ilişkin temyiz itirazlarına gelindiğinde ise; hükme esas alınan bilirkişi raporunun dairece belirlenen ilke ve usuller dikkate alınmaksızın soyut bir takım belirlemeler ile ecrimisil hesabı yapıldığı gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Mahkemece ikinci kararda bozmaya uyularak elatmanın önlenmesine yönelik talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil isteğinin kısmen kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince temyiz başvurusunda bulunulmuştur.
    Yargıtay 8. Hukuk Dairesince, davaya konu 19 numaralı bağımsız bölümde davacının 1/2 oranında paydaş olduğu gözetilerek buna göre belirlenecek ecrimisile karar verilmesi gerekirken davacı tam malikmiş gibi karar verildiği gerekçesiyle karar bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak, elatmanın önlenmesine dair verilen karar Yargıtay 1. Hukuk Dairesi'nin 2014/3256 Esas 2015/4324 Karar sayılı ilamı ile onandığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, ecrimisil talebinin kısmen kabulüne, davacı tarafın men’i müdahale ve ecrimisil davasını ıslah ederek 75.000,00 TL’den 310.000,00 TL’ye çıkardığı ve 310.000,00 TL üzerinden harcı yatırdığı, mahkemece yapılan keşif sonrası alınan bilirkişi raporu ile dava konusu taşınmazın değerinin 260.000,00 TL olduğu, Yargıtay incelemesi sonrasında dava konusu edilen taşınmazda davacı ile davalının ½’şer hissesi olduğunun tespit edildiği, davacının hissesine düşen men’i müdahale bedelinin 130.000,00 TL olduğu, davalının hissesine düşen miktarın da aynı olduğu, bu miktara kabul edilen ecrimisil bedeli de eklenince harca esas vekalet ücretinin davacı yönünden 149.174,40 TL olduğu; davalı yönünden reddedilen miktarın ise 160.825,60 TL olduğu, mahkemece daha önceden verilen kararlarda men’i müdahale ve ecrimisil yönünden alınması gereken harçlar ile vekalet ücretlerinin sehven yanılgılı hesaplandığı gerekçesiyle, men’i müdahale ve ecrimisil yönünden yeniden hesaplama yapılarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, bu nedenle reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Davacı taraf, davalı yana yönelik olarak gönderdiği ihtarnamede ve dava dilekçesinde dava değerini 75.000 TL ecrimisil olarak göstermiş olup, mahkemece verilen ilk karar öncesinde 19.04.2012 tarihli 10.celsede elatmanın önlenmesi talebi açısından dava değerini bildirmesi için verilen kesin süre akabinde 310.000 TL elatmanın önlenmesi değeri belirleyerek harcı ikmal etmiştir.
    Elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davaları nitelikleri gereği aynı maddi olgu ve hukuki nedenden kaynaklanmakta olup, aynı davada dava konusu yapılması nedeniyle yatırılan harç oranı gözetilerek, elatmanın önlenmesi ve kabul edilen ecrimisil miktarı dikkate alınarak davacı lehine, reddedilen ecrimisil miktarı dikkate alınarak davalı lehine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesi gerekirken, mahkemece yanılgılı değerlendirmeyle temyize konu edilen kararda, hüküm fıkrasının 8.bendinde yargılama giderlerinden tarafların sorumluluğu hesaplanırken davacı yönünden 130.000 TL elatılan taşınmazın ½ pay değeri ve kabul edilen ecrimisil miktarı toplamı olan 149.174,40 TL üzerinden; davalı yönünden reddedilen miktarın ise 160.825,60 TL olduğu tespit edilerek bu miktar üzerinden hesaplama yapılması; yine aynı şekilde 10.bentte davalı taraf lehine hükmedilen vekalet ücreti hesaplanırken davalı yönünden reddedilen miktarın 160.825,60 TL olduğu tespit edilerek bu miktar üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş ise de, bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HMK’nin 370/son maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hüküm sonucunun 8.bendi hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine; “8-Davacının bozmadan önce yapmış olduğu 7.687,70 TL yargılama gideri ile, 2 Tebligat gideri 11,00 TL olmak üzere toplam: 7.697,70 TL yargılama giderinin kabul ve ret durumu dikkate alınarak, 5.619,33 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,” şeklinde; hüküm sonucunun 10.bendi hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine: “10-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden reddedilen ecrimisil miktarı üzerinden AAÜT'ne göre hesaplanan 8.057,32 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,” şeklinde düzeltilmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine,
    kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    09.03.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

















    Hemen Ara