Esas No: 2011/4914
Karar No: 2012/4177
Karar Tarihi: 04.06.2012
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2011/4914 Esas 2012/4177 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, ayıbın giderilmesi ve semenin indirim bedeli ile kâr kaybı tazminatı ve ceza koşulunun tahsili istemleriyle açılmış; mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 5.000,00 TL ayıpların giderilmesi masraf ile 1.000,00 TL kâr kaybının ve 1.000,00 TL ceza koşulu alacağının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş ve verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Yanlar arasında 27.07.2006 tarihli ve 26.07.2006 tarihli adî yazılı sözleşmeler yapılmıştır. Davacı iş sahibi; davalı şirket ise yüklenicidir. 26.07.2006 tarihli sözleşme uyarınca davalı yüklenici, 275 kw/3 khz güçteki ısıtma sisteminin, 27.07.2006 tarihli sözleşme gereğince de 135 kw/5 khz güçteki ısıtma sisteminin yapımını ve montajını sözleşmedeki koşullarla yüklenmiştir.
Her iki sözleşmenin de 6/5. maddeleri; “Makinenin teslimine kadar ödemeler düzenli yapılacak, teslimde bir gecikme olursa kalan ödemeler durdurulacak, gecikilen her ay için 4.000 euro gecikme bedeli Metot"a ödenecektir.” hükmünü içermektedir. Sözleşmelerin bu hükümlerinde kararlaştırılan tazminat, niteliğince ceza koşulu olmayıp; Borçlar Kanunu"nun 106. maddesi hükmünde düzenlenen gecikme tazminatıdır. Mahkemece, sözleşmelerin 6/5. maddeleri hükümlerinde kararlaştırılan tazminatın, “ceza koşulu” alacağı olarak nitelendirilmesi doğru olmamıştır. Türk Sorumluluk Hukuku"nda, tazmin sorumluluğu, yasa ya da sözleşmeden kaynaklanır. Yanlarca sözleşmelerin konusu olan imalâtların gecikmesi halinde, gecikmeden kaynaklanan davacının maddi zararı tutarının aylık 4.000 euro olduğu
yanlarca kararlaştırılmış olduğuna göre, kâr kaybı dahil davacının gecikmeden doğan aylık maktu zararının her sözleşme için ayrı ayrı 4.000 euro olduğunun kabulü gerekir. O halde; mahkemece, sözleşmelerin 6/5. maddeleri hükümlerinde kararlaştırılan gecikme tazminatı tutarı gözetilerek; teslimdeki gecikme süresi ile ayıpların giderilmesi için gerekli olan sürenin toplamı esas alınarak, taleple de bağlı kalmak suretiyle, gecikme tazminatının miktarının hesaplanması ve varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; sözleşme hükümleriyle kararlaştırılan gecikme tazminatının “ceza koşulu” alacağı olarak nitelendirilmesi ve gecikme cezasıyla birlikte gecikme tazminatı kapsamındaki kâr yoksunluğu tazminatına hükmedilmesi doğru olmamıştır. Davalı vekilinin bu hususlara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
3-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazları incelendiğinde de:
26.07.2006 tarihli sözleşmenin 4. maddesinde, sözleşme konusu ısıtma sisteminin, iş bedeline mahsuben peşinatın alınmasından itibaren 12-13 hafta sonrası yüklenici tarafından tamamlanmış olarak teslim edileceği kararlaştırılmıştır. Sözleşmenin bu hükmüne göre, işin tesliminin 24.10.2006 tarihinde yapılması gerekirken; ısıtma sistemi, gecikmeli ve 29.11.2006 tarihinde ayıplı olarak iş sahibine teslim edilmiştir. 27.07.2006 tarihli sözleşmenin 4. maddesi hükmünde ise; iş bedeline mahsuben peşinatın alınmasından itibaren 22-23 hafta sonra, sözleşme konusu ısıtma sisteminin yüklenici tarafından, iş sahibi davacıya teslim edilmesi gerektiği öngörülmüştür. Sözleşmenin belirtilen hükmüne göre; işin teslimi, 02.01.2007 tarihinde yapılması gerekirken; 09.02.2007 tarihinde ayıplı olarak teslim edilmiştir. O halde; her iki sözleşmenin konusu olan imalâtların tesliminde yüklenici, “borçlu temerrüdüne” düşmüş bulunduğundan ve gecikmenin haklı sebepleri de yüklenici tarafından, yasal delillerle kanıtlanamadığından; Borçlar Kanunu"nun 106. maddesi hükmü gereğince, imalâtların teslimi gereken tarih ile eylemli olarak teslim edildikleri tarihler arasındaki süre için sözleşmelerin 6/5. maddelerinde kararlaştırılan gecikme tazminatı hesaplanarak davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken; mahkemece, bu hususun gözden kaçırılması doğru olmamıştır.
Diğer yandan Borçlar Kanunu"nun 98. maddesinin yollamasıyla aynı Kanun"un 44. maddesi hükmü gereğince, sözleşme konusu işlerin “ayıplı” olarak teslimi halinde davacı iş sahibinin, davalı yüklenicinin zararının artmaması için gerekli önlemleri alması zorunludur. Hükme dayanak alınan 28.09.2010 tarihli bilirkişi kurulu raporunda da isabetli olarak açıklandığı üzere; sözleşme konusu imalâtların teslim edildikleri tarihlerden itibaren 30 gün içinde davacının, ayıpların giderilmesi için gereken masrafları yapması gerekir. Buna göre de; az yukarıda açıklanan gecikmeli teslim süreleriyle, her bir sözleşme konusu imalâtın ayrı ayrı teslimlerinden itibaren ayıplarının giderilmesi için gerekli olan 30 günlük sürenin toplamı dikkate alınarak; sözleşmelerin 6/5. maddeleri hükümlerine göre gecikme tazminatının hesaplanması gerekirken, bu hususlar gözetilmeden; sözleşmelere aykırı şekilde gecikme tazminatının hesaplanması doğru olmamıştır.
Kararın açıklanan bu sebeplerle davacı yararına bozulması gerekmiştir.
Sonuçta mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklanan bozma nedenleri gözetilerek, 28.09.2010 tarihli bilirkişi raporunu sunan bilirkişi kurulundan ek rapor alınması ya da yeniden bilirkişi kurulu oluşturularak inceleme yaptırılmak suretiyle rapor alınması ve varılacak sonuca göre uyuşmazlığın çözümlenmesinden ibaret olmalıdır.
SONUÇ:Yukarıda 1. bentte belirtilen nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan sebeplerle kararın davalı yararına, 3. bentte açıklanan nedenlerle de kararın davacı yararına BOZULMASINA, 5766 Sayılı Kanunun 11. maddesi ile yapılan değişiklik gereğince alınması gereken 79,50 TL temyiz başvurma harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, fazla alınan temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 04.06.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.