Esas No: 2022/391
Karar No: 2022/1800
Karar Tarihi: 09.03.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/391 Esas 2022/1800 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/391 E. , 2022/1800 K.Özet:
Davalı, Tapu Sicil Tüzüğü 85. maddeye dayalı düzeltim- karşı davada tazminat talebi üzerine dava açmıştır. Davacı, tapu kayıtlarında yapılan hatadan dolayı 992 ada 1 parsel sayılı taşınmazın sehven davalı adına tescil edildiğini iddia ederek düzeltme istemiş, mahkeme talebi kabul etmiştir. Ancak hüküm bozulmuştur çünkü dava dilekçesi ve duruşma bilgileri aleyhine karar verilen davalıya geçerli şekilde tebliğ edilmeden karar verilmiştir. HMK'nın 27. maddesi gereğince savunma hakkı kısıtlanmıştır. Mahkeme kararı bozulmuştur. Kararda kanun maddeleri olarak Anayasanın 36. maddesi, HMK'nın 27. maddesi ve 320/1. maddesi ile HMK madde 297/1-c bendi yer almaktadır.
"İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
...
...
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.09.2008 karşı davada 02.03.2009 gününde verilen dilekçe ile Tapu Sicil Tüzüğü 85. maddeye dayalı düzeltim- karşı davada tazminat talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 13.01.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Asıl dava Tapu Sicil Tüzüğünün 85. maddesine dayalı düzeltilme istemine ilişkindir.
Karşı davada kayıt maliki ..., Hazinenin tapu sicilinin düzenli tutulmasından doğan sorumluluğu olduğundan bahisle, uğradığı zararın tahsilini istemiştir.
Davacı ... Sicil Müdürlüğü, ..,... parsel sayılı taşınmazın, imar uygulaması sonucunda 992 ada 1 parsel olarak 32/473 hisse ile ... kızı... adına tescil edilmesi gerekirken sehven ... kızı... adına tescil edildiğini ve 06.04.2000 tarihinde davalı ...’ya devredilerek adına tescil edildiğini, tapu kayıtlarında sehven yapılan hata nedeniyle 992 ada 1 parsel sayılı taşınmazın 32/473 payının iptali ile ... kızı... adına tescil edilmesini talep etmiştir.
Davalı ... davanın reddini savunarak; karşı dava ile davacı- karşı davalının tapu kayıtlarından dolayı uğradığı zarardan dolayı 8.000,00 TL’nin tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın reddine dair verilen karar Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 2009/9677 Esas- 10845 Karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak asıl davanın kabulü ile ...,... parsel sayılı taşınmazın imar uygulması sonucu 992 ada 1 parsel olarak tescilinden sonra ...; ... kızının sehven ...; ... olarak taşındığı tespit edilmekle 992 ada 1 parsel sayılı taşınmazdaki kaydın doğrusu olan ...; ... kızı olarak düzeltilmesine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Savunma hakkı Anayasanın 36. maddesinde güvence altına alındığı gibi, karar tarihinde yürürlükte bulunan HMK.nun 27. maddesi hükmüne göre de, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, başka bir anlatımla, davalıya savunma hakkını kullanma olanağı verilmeden hüküm kurulamaz. HMK.'nın 320/1. maddesinde "mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği" belirtilmişse de bunun ancak ön inceleme aşamasında ve "mümkün olan hallerde" olduğu belirtilmek suretiyle yasanın uygulama alanı dar bir çerçeve ile belirlenmiştir.
HMK'nın 27. maddesinde belirtildiği üzere davanın taraflarının, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakları mevcut olup, bu hak çerçevesinde tarafların açıklama ve ispat hakkını kullanabilmeleri gerekmektedir. Hukuki dinlenilme hakkının usul hukukundaki bir diğer yansıması ise, HMK madde 297/ 1-c bendinde yer almış olup buna göre, mahkemelerin gerekçeli kararlarında, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi ile sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin belirtilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Somut olayda, dava dilekçesi, duruşma gün ve saati ve aşamalarda yapılan tahkikata ilişkin işlemler aleyhine hüküm kurulan 1944 doğumlu ... kızı ...’ya değil 1959 doğumlu ... kızı ...’ya tebliğ edilmiştir.
Dava dilekçesinin, duruşma gün ve saatinin ve aşamalarda yapılan tahkikata ilişkin işlemlerin adı geçen davalıya geçerli şekilde tebliğ edilmeden yargılama yapılarak hüküm verilmesi HMK'nın 27. maddesi gereğince savunma hakkının kısıtlanması sonucunu doğurur.
O halde, dava dilekçesinin usulüne uygun şekilde anılan davalıya tebliği ile savunma ve delillerinin toplanması, ondan sonra davanın esasının incelenmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
09.03.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.