Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2298 Esas 2022/1886 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/2298
Karar No: 2022/1886
Karar Tarihi: 10.03.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/2298 Esas 2022/1886 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi, Hazine ve İTÜ Rektörlüğü aleyhine açılan ve tapu kaydındaki şerhin terkini talep eden davayı kabul etti. Ancak, davalılar tarafından istinaf talebi ile temyiz edildi. Temyiz itirazlarının yerinde olmadığına karar verilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararı onandı. Ancak, muhalif görüşte olan bir hakim, tapu kaydındaki şerhin kesinleşmiş bir mahkeme kararı ile ilgili olduğunu belirtti ve reddedilmesi gerektiğini savundu.
Kanun Maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu'nun 785. maddesi: irtifak hakkının mahkeme kararı ile kaldırılabilmesi için, bu hakkın sağladığı hiç bir yararın kalmamış olması gerektiği belirtilmektedir.
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/1-c maddesi: gerekçeli kararın, hüküm verilirken uygulanan kanun maddelerine atıf yapılmak suretiyle yasal dayanağı göstermesi gerektiği belirtilmektedir.
- 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114/1-i maddesi: kesin hüküm bulunmamasının bütün davalar yönünden dava şartı olduğu belirtilmektedir.
7. Hukuk Dairesi         2021/2298 E.  ,  2022/1886 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
    ...
    ...

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12/01/2018 tarihinde verilen dilekçeyle tapu kaydındaki şerhin terkini talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda davanın kabulüne dair verilen 31/12/2018 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı Hazine vekili, davalı İTÜ Rektörlüğü vekili tarafından talep edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davalı Hazine vekili ve davalı İTÜ Rektörlüğü vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.

    KARAR

    Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine, temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararında yazılı gerekçelere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, davalı kurumlar harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, 10/03/2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

    (Muhalif)


    KARŞI OY

    Dosya içerisinde yer alan ve 12.12.2018 tarihinde düzenlenen tapu kaydına göre davaya konu 261 no'lu bağımsız bölüm üzerindeki şerh "Bu gayrimenkul üzerine bina yapılamaz hakkı (irtifak hakkı) Başlama tarihi 01/10/2014...)" şeklindedir ve daha önce ana taşınmaz üzerinde bulunan şerhin ilgili Tapu Müdürlüğü'nce terkininden sonra, Beyoğlu Belediye Başkanlığı'nın dava açması üzerine, Şişli 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 24/06/2003 tarih, 2002/1085 Esas 2003/978 Karar sayılı kararına istinaden irtifak olarak tapu kaydında işlenmiştir. Dolayısı ile; kaldırılması talep edilen irtifak hakkı şerhi kesinleşmiş bir mahkeme kararı hükmüne dayanmaktadır. Davanın öncelikle kesin hüküm nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirdi.
    Temyize konu İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi gerekçeli kararında kesin hüküm sorunu "(...) Kesin hüküm bulunmaması bütün davalar yönünden dava şartıdır. (6100 SY mad.114/1-i) Eldeki dava; bu kararın ardından yeni koşullara göre şerhin silinmesi gerektiği iddiası ile açıldığından kesin hükmün varlığından söz edilemez. Aynı taşınmazda başka bağımsız bölümlere yönelik Şişli 2. AHM'nin 2010/814 Esas ve İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/394 esas sayılı dava dosyaları ile açılan davaların kabulüne karar verilmiş ve kararlar yasa yollarından geçerek kesinleşmiştir." şeklindeki gerekçe ile aşılmaya çalışılmıştır. Ancak, bu gerekçe hukuki olmaktan çok uzaktır; zira, kararda sözü edilen "yeni koşullar" ın neler olduğu açıklanmadığı gibi, tek başına "yeni koşullar" ın neler olduğu da kararda tartışılmamıştır. Keza; Şişli 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2010/2 Esas ve İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/394 Esas sayılı kararının kesin hüküm olmamakla birlikte güçlü delil teşkil ettiği kabul edilmekle birlikte, davalı İTÜ vekilinin cevap dilekçesinde sözünü ettiği İstanbul 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2012/14 Esas sayılı kararının kararda tartışılmaması da HMK'nun 297/1-c bendine aykırıdır.
    Türk Medeni Kanunu'nun 785. Maddesine göre irtifak hakkının mahkeme kararı ile kaldırılabilmesi için, bu hakkın sağladığı hiç bir yararın kalmamış olması gerekmektedir. Davaya konu 261 no'lu bağımsız bölüm, ...,... no'lu parsel üzerinde yer almaktadır. İrtifak hakkı şerhinde, taşınmaz üzerinde bina yapılamayacağı belirtildiğinden, 12 no'lu parsel irtifak yükümlüsü taşınmazdır. İrtifak lehdarı ise, sadece davalılar değil, başta 12 no'lu parsele komşu diğer parseller olmak üzere, irtifak yükümlüsü parsele bina yapılmasından etkilenen ilgili tüm parsellerdir. Dolayısı ile; davalılardan İstanbul Büyükşehir Başkanlığı vekilinin cevap dilekçesinde ileri sürdüğü, irtifak hakkının konulmasındaki kamusal menfaatin devam ettiği yönündeki savunmasının tartışılarak değerlendirilmesi ve ispatlanamayan davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
    Bu nedenle, davanın reddine karar verilmesi ve kararın bu nedenle bozulması gerekirken, Bölge Adliye Mahkemesinin, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesine ilişkin kararının onanmasına yönelik sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum.








    Hemen Ara