11. Ceza Dairesi 2020/6770 E. , 2021/5204 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu görevlisinin resmi belgede sahteciliği (Değişen suç vasfına göre 1136 sayılı Avukatlık Kanununa muhalefet etme), dolandırıcılık
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanığın hükmün tefhim olunduğu 22/12/2015 tarihinde başka suçtan dolayı Bolvadin Açık Ceza İnfaz Kurumunda hükümlü olarak bulunması nedeniyle; Mahkemece hüküm fıkrasına, 5271 sayılı CMK‘nin 263/1. maddesi gereğince cezaevinde bulunan hükümlünün tutuklu bulunduğu ceza infaz kurumu ve tutukevi müdürüne beyanda bulunmak suretiyle veya bu hususta bir dilekçe vererek kanun yollarına başvurabileceğinin de yazılması gerektiği halde, bu hususun hüküm fıkrasına yazılmamış olması karşısında, sanığın hükme yönelik temyiz süresinin kararın tefhim tarihinde başlamayacağı, sanığın öğrenme üzerine 07/01/2016 tarihli temyiz dilekçesinin süresinde olduğu kabul edilmiştir.
Sanığın avukat olmadığı halde, kendisini avukat olarak tanıtıp ..."un Kartal 14. Noterliği"nde 02/07/2008 tarihinde sanığı vekili olarak tayin ettiğine ilişkin avukatlar için düzenlenen vekaletnamenin tanzim edilmesini sağladığının ve bu vekaletnameyi kullanarak kendisini ... vekili olarak tanıttıktan sonra, katılan ..."in vekili olan Av. ... ile 26/09/2008 tarihinde "PROTOKOL" başlıklı belgeyi düzenlediğinin, protokol uyarınca haciz işlemlerini durduran katılanın alacaklarını tahsil edememesi nedeniyle zarara uğradığının iddia ve kabul olunduğu olayda; suça konu vekaletnamede vekil eden (...) ve vekil kılınan (...) olarak yer alan kişilerin gerçek kişiler olup kimlik bilgilerinde herhangi bir sahtecilik bulunmadığı gibi suça konu vekaletnameye dayalı olarak gerçekte avukat olmayan sanığın avukatlık mesleğini ifa etmesi de mümkün olmadığından dava konusu vekaletnamenin hukuki sonuç doğurmaya elverişli nitelikte olmadığı, ayrıca Noter tarafından düzenlenen bu belgenin, kamu görevlisi sıfatını taşımayan ve TCK‘nin 40. maddesi uyarınca iştirak şartlarının da mevcut bulunmadığı sanık yönünden, "Kamu görevlisinin sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli resmi belgede sahteciliği" suçuna vücut vermeyeceği anlaşıldığından, sanığın eylemlerinin TCK‘nin 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu‘nun 63/3. maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığa yüklenen "dolandırıcılık" ve “1136 sayılı Avukatlık Kanunu‘na muhalefet etme“ suçlarının Kanun‘daki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, suç tarihi olan 26/09/2008 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun‘un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun‘un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davalarının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK"nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE, 14/06/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.