Esas No: 2020/3370
Karar No: 2020/5847
Karar Tarihi: 14.12.2020
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/3370 Esas 2020/5847 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 30.11.2018 tarih ve 2017/1094-2018/1066 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacılar vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacılar vekili, davacıların davalıya faturalı mal satışı yaptığını ve satış karşılığında hamiline yazılı iki adet çekin alındığını, çeklerden 28.300 TL bedelli olanın davacı ...’a, 33.770 TL bedelli olanın ise davacı ...’a verildiğini, ancak ilgili çekler bankaya ibraz edildiğinde karşılıksız çıktığını, bunun üzerine başlatılan icra takibinde davalının imzaya itiraz ettiğini, icra hukuk mahkemesi tarafından imzaya itirazın kabulüne karar verilmiş ise de söz konusu çeklerin mal karşılığında davacılara verildiğini ileri sürerek, çek bedelleri toplamı olan 62.070,00 TL"nin keşide tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacılar tarafından davalı aleyhine çeklere istinaden icra takibi başlatıldığını, ancak imzaya itiraz sonucu icra mahkemesince imzanın davalıya ait olmadığının tespit edildiğini, bunun üzerine davacıların aynı çeklere dayanarak alacak davası açmalarının yasaya aykırı olduğunu, davacılar tarafından davalı imzasına teslim edilen hiçbir fatura ve irsaliye bulunmadığını, sadece dava dışı ... imzasına teslim edilen faturaların mevcut olduğunu, bu faturalarında iade faturaları olduğunu, faturalara konu malların iade edildiğini, davacıların dosyaya ibraz ettiği faturalar ve irsaliyelerin 2005 tarihine ait olduğunu, 2005 tarihine ait olan fatura ve irsaliyelerin 2011 tarihinde davaya konu edilmesinin yersiz olduğunu belirterek, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Bakırköy 14. Ağır Ceza Mahkemesinin 2011/158 esas ve 2013/223 karar sayılı dosyasından yapılan yargılama sırasında davalı ve dava dışı davalı adına hareket eden ... ile ..."ın davacılarla aralarındaki ticari ilişkiyi kabul ettikleri, ..."ın davalı ..."dan aldığı vekaletnameye istinaden çek keşide ettiği gibi ..."ın ticari işletmesine ait ticari işleri de yürüttüğü, Ağır Ceza Mahkemesinde alınan ..."ın beyanlarına göre de ..."ın önceden düzenlediği çekleri zarf içerisinde ... vasıtasıyla davacılara ulaştırdığı, aralarındaki ilişkinin bu şekilde devam ettiği, genelde davacılara verildiği çeklerin ... tarafından huzurda imzalanmadığı, imzalı çeklerin zarf içerisinde davacılara genelde ... vasıtasıyla ulaştırıldığı, davalı ... adına olan 20.05.2006 keşide tarihli, 28.300,00 TL bedelli ve 30.08.2006 keşide tarihli, 33.770,00 TL bedelli iki adet çekin çalınarak davacılar tarafından haricen doldurulduğu hususunun davalı tarafça ispat edilemediği, davalı taraf adına ..."ın davacılarla ticari ilişki kurduğu, tarafların ticari defterlerini de inceleme için ibraz etmemeleri dikkate alındığında, davaya konu çeklerin ticari ilişki kapsamında davacılara verildiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay (kapatılan) 19. Hukuk Dairesinin 2015/10861 esas ve 2016/4560 karar sayılı ve 15.03.2016 tarihli kararı ile; "Davacılar, Serteks Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından davalıya satılan mallar karşılığında, şirketin faturadan kaynaklanan alacağının bulunduğunu ve davalının satış karşılığında şirket yöneticileri olan diğer davacılara 28.300,00 TL ile 33.770,00 TL bedelli çeklerin verildiğini ve bedellerinin ödenmediğini, icra takibinin ise mahkemece durdurulduğunu belirterek, ticari satımdan doğan alacak talebinde bulunmuşlardır. Davalı ise, malları teslim almadığını ve çekteki imzanın kendisine ait olmadığını savunmuştur. Satış işleminde davacı tarafın, mal teslimini kanıtlaması gerekir. Bununla birlikte, satış karşılığı çek verildiğini ve bu çekteki imzanın davalıya ait olduğu noktasında da ispat yükü davacı taraftadır. Mahkemece açıklanan ilke uyarınca tarafların delilleri toplanıp, gerekirse ticari defterleri de incelenmek suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, tarafların ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, tarafların ticari defterlerini ibraz edemediği, davacı tarafa yemin hakkının hatırlatıldığı ancak davacı vekilinin yemin deliline başvurmayacağını bildirdiği, faturalara konu malların davacı tarafından davalıya teslim edildiği davacı tarafından ispatlanamadığı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmuşsa da bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Davalı ...’ın hazırlık dosyasındaki ifadesinde amcası ...’ın mal teslim almaya yetkili kişi olduğu, kızı ...’ın ise işyerinde sekreter olarak çalıştığı yönündeki beyanı nazara alınarak davacı tarafından dosyaya sunulan sevk irsaliyelerinde yer alan imzaların bu kişilere ait olup olmadığı araştırılarak, imza inkarı halinde anılan kişilerin belge öncesi ve sonrasını içeren emsal imzalarının bulunduğu belge asıllarının dosyaya getirtilip imza incelemesi yaptırılarak, mal teslim olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin tespitiyle varılacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme sonucu hüküm verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacılara iadesine, 14.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.