Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2020/6 Esas 2020/4926 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/6
Karar No: 2020/4926
Karar Tarihi: 18.06.2020

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2020/6 Esas 2020/4926 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı şahısla arasında hukuki bir ilişki olmadığını belirten davacı, senede konu para borcunun tahsili için icra takibi başlatmıştır. Ancak davalı, senedin kambiyo senedi vasfının olmadığını ve senedin hile ile ele geçirildiğini savunarak itiraz etmiştir. Mahkeme, davanın reddine karar vermiş ve tarafların icra inkar tazminatı taleplerini de reddetmiştir. Ancak Yargıtay, senet yasal niteliği taşımasa da adi yazılı senet niteliği taşıdığını, davalı tarafından imzanın inkar edilmediğini ve ispat yükünün davacıya yükletilmesinde hata bulunduğunu belirterek kararı bozmuştur.
Kanun maddeleri: 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 202. maddesi, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 440/I. maddesi.
13. Hukuk Dairesi         2020/6 E.  ,  2020/4926 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    KARAR

    Davacı, davalının 15.7.2014 düzenleme, 30.9.2014 vade tarihli ve 82.000,00 TL bedelli senede istinaden para borcu bulunduğunu, senette yazılı bedelin tahsiline yönelik ... 17. İcra Müdürlüğünün 2015/14722 esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibinin senedin kambiyo senedi vasfını taşımadığı gerekçesiyle ... 10. İcra Hukuk Mahkemesinin 15.7.2015 tarih ve 2015/724 E.-2015/726 K. sayılı kararı ile iptal edildiğini, bunun üzerine ... 17. İcra Müdürlüğünün 2015/16550 sayılı dosyası üzerinden başlatılan genel haciz yoluyla ilamsız icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek; itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
    Davalı, davacı ile aralarında herhangi bir hukuki ilişki bulunmadığını, takibe konu edilen belgenin hile ile ele geçirildiğini, senet kambiyo vasfında olmadığından mücerretlik iddiasında bulunulamayacağını savunarak, davanın reddini dilemiş, davacının kötüniyetli takip başlattığından bahisle aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davanın ve tarafların icra inkar tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dosya incelendiğinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine keşidecisi davalı, lehdarı davacı olan 15.7.2014 düzenleme, 30.9.2014 vade tarihli 82.000,00 TL bedelli bonoya dayalı olarak genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğu, aynı bononun daha önceden kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine konu edildiği fakat takibin icra mahkemesi marifetiyle iptal edildiği, ayrıca ... Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında alınan bilirkişi raporunda imzaların davalıya ait olduğunun tespit edildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, karar gerekçesinde keşide yeri bulunmayan bononun kambiyo senedi vasfının bulunmadığı kabul edilse dahi davalı borçlu tarafından verilmiş olması nedeniyle 6100 sayılı HMK"nun 202. maddesi kapsamında yazılı delil başlangıcı niteliğinde olduğu, davacı tarafından verilen süreler içerisinde tanık veya başkaca herhangi bir delil sunulmadığından davacının senede konu alacağı ve hukuki ilişkiyi ispatlayamadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
    Takibe dayanak kılınan bono, düzenleme yeri olmaması sebebiyle kambiyo senedi vasfına haiz değilse de adi yazılı senet niteliğindedir. Senetteki imza davalı tarafından inkar edilmemiş olmakla aksini ispat da davalıya aittir. Mahkemece senedin borç ikrarına havi yazılı belge niteliği gözardı edilerek ispat yükünün davacı tarafa yükletilmesinde isabet yoktur. Bu hususlar gözetilmeden yanılgılı gerekçeyle verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Hemen Ara