Esas No: 2011/1753
Karar No: 2012/2936
Karar Tarihi: 02.05.2012
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2011/1753 Esas 2012/2936 Karar Sayılı İlamı
- İMARA AYKIRI İNŞAAT
- ENKAZ BEDELI - RAYIÇ BEDEL
- ORTAK MÜLKIYET
- DAVANIN DINLENME KABILIYETI
- BORÇLAR KANUNU (818) Madde 355
"İçtihat Metni"
ÖZET: HER NE KADAR İZALE-İ ŞÜYU DAVASI SONUÇLANDIĞI TAKDİRDE DAVACININ YAPTIĞI İMALAT ENKAZ BEDELİ OLARAK TALEP EDİLEBİLİR İSE DE İZALE-İ ŞÜYU DAVASI TAKİPSİZ BIRAKILMIŞ VE SONUÇLANMAMIŞ OLDUĞUNDAN BU DAVANIN, ENKAZ BEDELİNİN TESPİTİ VE TAHSİLİ NİTELİĞİNDE DÜŞÜNÜLMESİ MÜMKÜN OLMAYIP, DİNLENME KABİLİYETİ DE BULUNMAMAKTADIR.
DAVACININ SÖZLEŞMEYE DAYANARAK TAHSİL İSTEMİ YÖNÜNDEN İSE; İNŞAATIN YAPILDIĞI PARSELDE TARAFLARIN DIŞINDA BAŞKA ARSA MALİKLERİ DE YER ALMAKTA OLUP TÜM PAYDAŞLAR SÖZLEŞMEYE KATILMADIKLARINDAN ADİ YAZILI SÖZLEŞMENİN İFA İLE SONUÇLANDIĞINDAN SÖZ EDİLMESİ MÜMKÜN OLMAMAKLA BİRLİKTE, İMARA AYKIRI YAPILAN VE YASAL HALE GETİRİLMESİ MÜMKÜN OLMAYAN BİR İNŞAATIN YASALAR UYARINCA KAL’İ GEREKMEKTE OLUP EKONOMİK BİR DEĞER TAŞIDIĞINDAN DA SÖZ EDİLEMEYECEĞİ GÖZETİLMELİDİR.
Mahalli mahkemece verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
Dava, 20.06.1998 tarihli sözleşme uyarınca tarafların hissedarı bulundukları 433 ada 31 nolu parselde davacı tarafından gerçekleştirilen ve davalıya teslim edilen bitişik nizamlı binanın bedelinin tahsili için açılmış, mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava konusu olayda; imzalanan adi yazılı sözleşme uyarınca inşa olunan ikiz villanın bir adedinin davacıya, diğerinin ise davalıya ait olacağı belirlenmiş ve villalar taraflara teslim edilmiştir. 31 nolu parsel hakkında izale-i şüyu davası açılması nedeniyle davacı dairenin rayiç bedelini talep etmektedir. Her ne kadar izale-i şüyu davası sonuçlandığı takdirde davacının yaptığı imalat enkaz bedeli olarak talep edilebilir ise de izale-i şüyu davası takipsiz bırakılmış ve sonuçlanmamış olduğundan bu davanın enkaz bedelinin tespiti ve tahsili niteliğinde düşünülmesi mümkün değildir. Davacının sözleşmeye dayanarak tahsil istemine gelince, inşaatın yapıldığı parselde tarafların dışında başka arsa malikleri de yer almakta olup tüm paydaşlar sözleşmeye katılmadıklarından adi yazılı sözleşmenin ifa ile sonuçlandığından söz edilmesi de mümkün değildir. Aksi düşünülse bile talep konusu inşaat kaçak ve ruhsatsız olup imara aykırı şekilde gerçekleştirilmiş ve davacı tarafından daha önce açılan tapu iptal, tescil davası da inşaatın kaçak olması nedeniyle reddedilip, kesinleşmiştir. İmara aykırı yapılan ve yasal hale getirilmesi mümkün olmayan bir inşaatın yasalar uyarınca kal’i gerekmekte olup ekonomik bir değer taşıdığından da söz edilemez. Bu durumda her ne kadar izale-i şüyu davası sonucunda satış olduğu takdirde davacının enkaz bedeli ile ilgili bir dava açma hakkı bulunmakta ise de eldeki davanın dinlenme kabiliyeti bulunmadığından reddine karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar üzerinde durulmadan tahsil kararı verilmesi doğru olmamış, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
S o n u ç: Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün temyiz eden davalı yararına (BOZULMASINA), ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 02.05.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.