Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4868 Esas 2022/2035 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4868
Karar No: 2022/2035
Karar Tarihi: 15.03.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4868 Esas 2022/2035 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2021/4868 E.  ,  2022/2035 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12/05/2014 gününde verilen dilekçe ile ecrimisil talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 26/11/2020 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili, duruşmasız olarak davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 15/03/2022 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. ... geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenin sözlü açıklaması dinlenildi. Açık duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:

    KARAR

    Dava, ecrimisil istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkili idareye ait 10309 parsel sayılı taşınmaza krokisinde (A) harfi ile gösterilen kısma davalının tecavüzde bulunduğunu ileri sürerek 01/07/2011- 31/09/2013 tarihleri arası dönem için 215.700,00 TL ecrimisilin dönem sonlarından itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece (ilk kararda), davanın kısmen kabulü ile 01/07/2011- 30/09/2013 tarihleri arası dönem için 170.384,22 TL ecrimisilin dönem sonlarından itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili ile davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Yargıtay 8. Hukuk Dairesince Karar: "Dava dilekçesi ekinde bulunan krokide (A) harfi ile gösterilen alan 1199 metrekaredir ve davacının talebi bu alana yöneliktir. Hükme esas alınan 09.09.2015 tarihli raporda (A) harfi ile gösterilen alan 1581 metrekaredir. Dava konusu yapılmayan ve dava dilekçesi ekinde bulunan krokide ( B ) harfi ile gösterilen alan da kabul edilerek, hüküm kurulmuştur. Mahkemece, talep aşılmak suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir." gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili ve davalı vekili temyiz etmiştir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Tahkikatın Sona Ermesi" başlıklı 184. maddesinde "(1) Hâkim, tarafların iddia ve savunmalarıyla toplanan delilleri inceledikten sonra, duruşmada hazır bulunan taraflara tahkikatın tümü hakkında açıklama yapabilmeleri için söz verir. (2) Mahkeme tarafların tahkikatın tümü hakkındaki açıklamalarından sonra, tahkikatı gerektiren bir husus kalmadığını görürse, tahkikatın bittiğini taraflara tefhim eder." şeklinde düzenleme bulunmaktadır. Aynı Kanunun "Sözlü Yargılama" başlıklı 186. maddesi ise "(1) (Değişik:22/7/2020-7251/20 md.) Mahkeme, tahkikatın bittiğini tefhim ettikten sonra aynı duruşmada sözlü yargılama aşamasına geçer. Bu durumda taraflardan birinin talebi üzerine duruşma iki haftadan az olmamak üzere ertelenir. Hazır bulunsun veya bulunmasın sözlü yargılama için taraflara ayrıca davetiye gönderilmez. (2) Sözlü yargılamada mahkeme, taraflara son sözlerini sorar ve hükmünü verir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/20 md.) Şu kadar ki, 150 nci madde hükmü saklıdır." şeklinde düzenlenmiştir.
    Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Hukuki Dinlenilme Hakkı" başlıklı 27. maddesinde ise "(1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. (2) Bu hak; a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, b) Açıklama ve ispat hakkını, c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir." şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
    Somut olayda, davalı vekili 24/11/2020 tarihli dilekçesi ile 26/11/2020 tarihinde yapılacak duruşmaya, (aynı gün) başka mahkemelerde yapılacak duruşmalar sebebiyle katılamayacağını belirterek mazeretinin kabulü ile duruşmanın ileri bir tarihe ertelenmesini talep etmiş; mahkemece, 26/11/2020 günü yapılan duruşmada ise mazeret dilekçesi hakkında karar verilmeden sözlü yargılama aşamasına geçilerek davanın karara bağlandığı anlaşılmıştır.
    Hal böyle olunca, mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, Anayasanın hak arama özgürlüğünü düzenleyen 36. Maddesine uygun yorumla, davalı vekilinin mazeret dilekçesi değerlendirilmeksizin sözlü yargılamaya geçilerek yokluklarında davanın esası hakkında nihai hüküm kurulmuş olması 6100 sayılı HMK'nın 27. maddesi uyarınca hukuki dinlenilme hakkına aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacı vekilinin tüm temyiz itirazları ile davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, 3.815,00TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara