Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4561 Esas 2022/2097 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4561
Karar No: 2022/2097
Karar Tarihi: 16.03.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4561 Esas 2022/2097 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2021/4561 E.  ,  2022/2097 K.

    "İçtihat Metni"

    7. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVACILAR : ... vd.


    Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 24/12/2009 tarihinde verilen dilekçeyle paydaşlar arasında ecrimisil talep edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 03/12/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesinin davalı vekili tarafından talep edilmesi üzerine mahkemenin 06/01/2021 tarihli ek kararı ile temyiz talebinin reddine karar verilmiştir. Bu karar davalı vekilince temyiz edilmiştir. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    KARAR

    Dava, paydaşlar arasında ecrimisil istemine ilişkindir.
    Davacılar vekili; müvekkili davacılar ile davalıların müşterek murisi olan ...'a ait olan taşınmazları davalının kötü niyetli olarak tek başına ekip biçtiğini, bu durumun 995, 1235, 1930, ...,...,... parsel sayılı taşınmazların İpsala Sulh Hukuk Mahkemesi Satış Memurluğunun 2007/3 satış sayılı dosyası üzerinden satışının yapıldığı tarihe kadar (2005-2006-2007 yıllarına kadar) devam ettiğini, ilgili satış dosyalarında satışı yapılamayan 949 ve 1000 parsel sayılı taşınmazlar bakımından ise 2005 ila 2009 yılları arasında devam ettiğini ileri sürerek; 1.000,00 TL ecrimisil bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, 2006 yılı ve öncesinde intifadan men koşulu oluşmadığı, 2007 yılı ve sonrası için davacının iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 05/05/2014 gün ve 2014/5422 Esas 2014/9178 Karar sayılı ilamıyla "...... tanık beyanları arasındaki çelişkiler giderilmediği, davalı tanıklarının beyanlarına üstünlük tanınmasının nedeninin açıklanmadığı ve 949 ve 1000 parsellerin kullanım durumu yönünden yeterli bir araştırma yapılmadığı nedenleriyle yeniden keşif yapılmak suretiyle her bir taşınmazın davalı tarafından kullanılıp kullanılmadığının tam olarak belirlenmesi ve hasıl olacak sonucuna göre bir karar verilmesi.." gerekçesi ile bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 04/03/2020 gün ve 2018/12716 Esas 2020/2122 Karar sayılı ilamıyla "Sair temyiz itirazlarının reddi ile dava dilekçesindeki talebe göre, kısmen kabul kararı verildiği halde mahkemece “davacının davasının kabulüne” şeklinde hüküm kurulmasının doğru olmadığı gibi tüm dosya kapsamına göre, dava konusu 949 ve 1000 parsel sayılı taşınmazların davalı tarafından kullanıldığı ispat edilemediğinden bu taşınmazlara yönelik davanın reddi gerekirken, kabul kararı verilmesinin doğru olmadığı" gerekçeleri ile bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, mahkemece 06.01.2021 tarihli ek kararla, kesin olarak karar verildiği gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
    Ek karar ve karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1086 sayılı HUMK'nun 427/2 maddesinde, miktar veya değeri belirli bir tutarın altında kalan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararların kesin olduğu, dolayısıyla temyizinin olanaklı bulunmadığı hükme bağlanmıştır.
    Temyiz kesinlik sınırı, karar tarihinde uyuşmazlık konusu olan temyiz edilen miktara göre belirlenir .
    6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi gereği yürürlüğü devam eden 1086 sayılı Kanunun 428. maddesinin 1. bendine göre 2020 yılı itibariyle 3.920,00 TL'yi geçmeyen kararlar temyiz edilemeyecektir.
    Temyiz kabiliyeti olmayan kararlara karşı temyiz isteği yönünden mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay'da da bir karar verilebilir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda ecrimisil davasının dava konusu 949 ve 1000 parseller yönünden reddine, 995, 1235, 1930, 2089, 2176, 2585, 3034, 2363, 2535, 2568 ve 2579 parseller yönünden kabulüne, toplam 1.957,00TL ecrimisil bedelinin 24/12/2009 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak eşit hisseler halinde davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine kabul ve reddedilen miktarlar temyiz sınır altında kaldığından kesin olmak üzere karar verilmiş, verilen karar davalı vekilince temyiz edilmiştir
    Mahkemece, 06.01.2021 tarihli ek kararla kararın verildiği 03/12/2020 tarihinde temyiz sınırının 3.920,00 TL olduğundan kesin olarak karar verildiği, kabul ve reddedilen miktarların temyiz edilebilirlik sınırı altında kaldığı gerekçesiyle temyiz talebinin reddine karar verilmiştir.
    Davacı tarafından dava dilekçesi ile 1.000,00 TL ecrimisile hükmedilmesi talep edilmiş, talep 03/06/2013 tarihli ıslah dilekçesi ile toplamda 2.937,00 TL'ye yükseltilmiştir. Mahkemece verilen karara karşı temyiz yoluna gidilmesi, miktar itibariyle mümkün olmadığından, karar kesin hüküm niteliğindedir.
    SONUÇ: Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme ek kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan davalı vekilinin yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile, temyiz talebinin reddine dair verilen 06/01/2021 tarihli tarihli ek kararın ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 16/03/2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.











    ...



    Hemen Ara