Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/3218 Esas 2020/4351 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/3218
Karar No: 2020/4351
Karar Tarihi: 08.06.2020

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2017/3218 Esas 2020/4351 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2017/3218 E.  ,  2020/4351 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı-bir.dos.davalısı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
    K A R A R
    Davacı, kendisi ve davalının avukat olduğunu, dava dışı iş sahibi ile tarafların 26.11.2004 tarihli avukatlık iş ve ücret sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında tahsil edilmesi gereken avukatlık ücretinin davalı avukatça tahsil edilmesine rağmen yarısının kendisine ödenmediğini ve alacağın tahsili için başlattığı takibe haksız itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini istemiş, birleşen dava ile ise aynı nedenlerle birlikte takip ettikleri farklı bir davadan alacağının tahsili amacıyla başlattığı takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının % 20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, asıl ve birleşen davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada asıl ve birleşen davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
    1-Asıl dava yönünden yapılan temyiz incelemesinde; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-Birleşen dava yönünden yapılan temyiz incelemesinde; 14.7.2004 günlü ve 5219 sayılı yasa ile HUMK.nun 427/2 maddesindeki temyiz ile ilgili parasal sınır 1.000.000.000 TL, 5236 sayılı yasanın 19. maddesi uyarınca 1.1.2016 tarihinden itibaren 2.190,00 TL"ye çıkarılmıştır. Anılan yasada derdest davalar yönünden ne şekilde uygulanacağı yönünde açık bir uygulama hükmü bulunmamakta ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.2.2005 gün ve esas 2005/13-32, karar 2005/85 sayılı karan uyarınca yerel mahkemelerce kurulan hükümlerin temyizinin ve temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay daireleri ya da Hukuk Genel Kurulunca verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilmesi durumunda temyiz ya da karar düzeltme istemi hangi karara yönelik ise, o karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmünün esas alınacağı belirtilmiştir. Davalı tarafından temyizi istenen ve mahkemece kabul edilen miktar 750,00 TL olup karar tarihi (06.12.2016) itibariyle 2.190,00 TL’yi geçmediğinden HUMK’nun 5219 sayılı yasa ile değiştirilen 427. maddesinin 2. fıkrası gereğince davalının temyiz hakkı bulunmamaktadır. O nedenle miktar itibariyle kesin olan karara ilişkin davalı tarafın temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz dilekçesinin REDDİNE, aşağıda dökümü yazılı 491,98 TL. kalan harcın temyiz edenden alınmasına, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca asıl ve birleşen dava yönünden karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 08/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara