Esas No: 2021/1964
Karar No: 2022/2283
Karar Tarihi: 24.03.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/1964 Esas 2022/2283 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/1964 E. , 2022/2283 K."İçtihat Metni"
7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesi
...
...
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.06.2015 tarihinde verilen dilekçeyle mirasçılık belgesinin iptali ile yeni mirasçılık belgesi verilmesi talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 28.11.2017 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davacı vekili tarafından talep edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesince istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
K A R A R
Dava, mirasçılık belgesinin iptali ile yeni mirasçılık belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili, miras bırakan ...'un mirasçılarını gösteren Gaziosmanpaşa 1. Sulh Hukuk Mahkemesince 20/02/2014 tarihinde verilen 2013/740 Esas, 2014/311 Karar sayılı mirasçılık belgesinin yanlış olduğunu, mirasçılık belgesinde mirasçıların ve miras paylarının doğru gösterilmediğini, davacının ölü babası ...'nın murisin evlat edindiği çocuğu olarak miras hakkı bulunduğunu, bu nedenle bahse konu mirasçılık belgesinin iptali ile yeni bir mirasçılık belgesi verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin istinaf talebi üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesince, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş; reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun:
“Feri müdahale başlıklı” 66. maddesinde; (1) Üçüncü kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabilir.
“Feri müdahale talebi ve incelenmesi” kenar başlıklı 67. maddesinde; (1) Müdahale talebinde bulunan üçüncü kişi, yanında katılmak istediği tarafı, müdahale sebebini ve bunun dayanaklarını belirten bir dilekçeyle mahkemeye başvurur. (2) Müdahale dilekçesi, davanın taraflarına tebliğ edilir. Mahkeme, gerekirse taraflarla birlikte üçüncü kişiyi de dinlemek üzere davet eder, gelmeseler dahi müdahale talebi hakkında karar verir.
“Feri müdahilin durumu” kenar başlıklı 68. maddesinde; (1) Müdahale talebinin kabulü hâlinde müdahil, davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip edebilir. Müdahil, yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia veya savunma vasıtalarını ileri sürebilir; onun işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemlerini yapabilir. (2) Mahkeme, katıldığı noktadan itibaren, taraflara bildirilen işlemleri müdahile de tebliğ eder.
“Feri müdahalenin etkisi” kenar başlıklı 69. maddesinde; (1) Müdahilin de yer aldığı asıl davada hüküm, taraflar hakkında verilir. (2) Fer’î müdahilin, tarafla rücu ilişkisinde, asıl davadaki uyuşmazlık hakkında yanlış karar verildiği iddiası dinlenilmez. Ancak, müdahil, zamanında ihbar yapılmadığı için davaya geç katıldığını veya yanında katıldığı tarafın iddia ve savunma imkânlarını kullanmasını engellediğini ya da kendisince bilinmeyen iddia ve savunma imkânlarının, tarafın ağır kusuru sebebiyle kullanılamadığını belirterek, yanında katıldığı tarafın yargılamayı hatalı yürüttüğünü ileri sürebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olaya gelince; 6100 sayılı HMK’nun yukarıda bahsi geçen maddeleri uyarınca, üçüncü kişi, davayı kazanmasında hukuki yararı bulunan taraf yanında ve ona yardımcı olmak amacıyla, tahkikat sona erinceye kadar, fer’î müdahil olarak davada yer alabilir. Fer’i müdahil, tek başına hareket edemez, lehine katıldığı tarafla birlikte hareket eder, yani lehine katıldığı tarafın yardımcısıdır. HMK’nın 69. maddesi gereğince feri müdahil hakkında hüküm kurulamaz. Hüküm, ancak davanın tarafları hakkında kurulabilir. Somut olayda, ... davalı yanında davaya fer'i müdahil olarak katılmayı talep etmiş, mahkemece de bu talebi kabul edilerek yapılan yargılama sonucunda davanın reddine dair verilen hükümde fer'i müdahil lehine de vekalet ücretine hükmedilmiştir. Hüküm, sadece davanın tarafları hakkında kurulabileceğinden, mahkemece feri müdahil lehine vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiş; bu husus hükmün bozulmasını gerektirmiş ise de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK’nun 370/2. maddesi gereğince temyiz olunan bölge adliye mahkemesi kararının kaldırılmasına ve ilk derece mahkemesi kararının aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2.) bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin feri müdahil lehine hükmedilen vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA ve Bakırköy 7. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/277 Esas ve 2017/370 Karar sayılı kararının hüküm sonucunun 6. bendinin hükümden çıkarılmasına, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, karardan bir örneğin İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 35. Hukuk Dairesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 24.03.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.