Esas No: 2020/6725
Karar No: 2020/5662
Karar Tarihi: 03.12.2020
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/6725 Esas 2020/5662 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki dava sonucu mahkemece verilen 23.10.2014 gün ve 2013/1169-2014/1810 sayılı hükmün (Kapatılan) Yargıtay 19. Hukuk Dairesi"nce 07.12.2015 gün ve 2015/2560-2015/16391 sayılı ilamla bozulması üzerine ilk derece mahkemesince bozma ilamına uyulmayarak direnme kararı verilmiş, işbu direnme kararının süresi içinde davalı banka vekilince temyiz edilmesi üzerine Hukuk Genel Kurulu"nun 2017/19-3092 Esas 2020/400 Karar sayılı ve 16.06.2020 tarihli ilamı ile yerel mahkemece verilen direnme kararının yerinde olduğu bildirilerek kusur oranına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Dairemize gönderilmiş olmakla, dosyadaki kağıtlar okundu gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının davalı bankanın kredi kartını kullandığını, 2 yıl önce davacı tarafından davalı banka müşteri hizmetlerinin aranılarak bankaya bir ekstre dönemi içinde yapılan harcamaların miktarının 700,00 TL’ye ulaştığında banka tarafından davacıya sms yoluyla bildirim yapılmasına dair talimat verildiğini, ayrıca davalı bankanın kart limitini 30.000.- TL’ye yükselttiğini, davacının kredi kartı hesabına baktığında yüklü miktarda ödeme olduğunu gördüğünü, davacının kredi kartını kullanması için kardeşine verdiğini, ancak kardeşinin bir tanıdığı olan davalı ..."in kredi kartını izinsiz, bilgisi dahilinde olmadan aldığını ve kullandığını, davalı ..."in karakoldu harcamaları kendisinin yaptığını kabul ettiğini, davacıya ait kredi kartıyla toplam 19.086,99 TL’lik harcamanın tamamının davalı ... tarafından yapıldığını, bu sebeple davacıya ait kredi kartı kullanılarak yapılan 19.086,99 TL’lik harcamanın tümünün davalı ...’den tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar verilmesi gerektiğini, davalı bankanın diğer davalı ... ile birlikte müteselsilen ve müştereken sorumlu olduğunu, zira bankanın kusurlu davranışları nedeniyle davacının kredi kartından harcamalar yapıldığını iddia ederek davanın kabulü ile davacıya ait 5218 3601 6935 8202 numaralı Finansbank kredi kartıyla davacının bilgisi ve rızası dışında davalı ... tarafından yapılan toplam 19.086,99 TL’lik harcamanın ilk 100,00 TL’lik kısmının davalı ..."den, kalan 18.986,99 TL kısmının ise davalılar ... ve Finansbank A.Ş"den müteselsilen ve müştereken tahsil edilerek davacıya ödenmesine, talep edilen tüm alacaklara ilgili tutarın çekildiği tarihten itibaren T.C. Merkez Bankası’nın ticari işlemlerde uygulanan en yüksek avans faiz oranı uygulanarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Davalı banka vekili, davanın yetkili mahkemede açılmadığını, davalı bankanın şirket merkezinin İstanbul olduğunu, yetkili mahkemelerin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, dava konusu işlemin davacı ile davalı banka arasındaki tüketici işlemi niteliğinde olduğunu, davaya bakmaya görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, davacının kendi istediği ile kredi kartını ve şifresini 3. şahıslara verdiğini, 3. şahıslar tarafından yapılan harcamalara ilişkin bedelin davalı bankadan talep edildiğini, bu durumun tüketici mahkemelerinin görevine girmediğini, davalı bankanın dava konusu harcamaların yapılmasında herhangi bir ihmali, kusuru ve hatasının olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece 2011/1169 Esas ve 2014/1810 Karar sayılı ve 23.10.2014 tarihli karar ile; tüm dosya kapsamına göre davanın, davacıya ait kredi kartının hukuka aykırı olarak üçüncü kişiler tarafından kullanılması iddiasıyla davalı banka ve kredi kartını kullandığı iddia edilen davalı ... aleyhine açıldığı, davacı ile davalı ...Ş arasında 04/2003 tarihinde kredi kartı sözleşmesi imzalanarak davacıya kredi kartı tahsis edildiği, davacının kredi kartını kardeşine kullanması için verdiğini, kardeşinin çantasından da kardeşinin arkadaşı diğer davalı ..."in aldığını ve davaya konu 19.086,99 TL harcama yaptığını, davalı bankaya da işlemlerin 700,00 TL olması durumunda kendisine SMS ile bildirilmesi talimatı verdiğini, ancak bankanın bildirimde bulunmayarak zararın oluşmasına katkı sağladığını belirttiği, davalı bankanın ise davacının kredi kartını ve şifresini kendi isteği ve rızası ile 3. kişilerle paylaştığını, harcamaların limit dâhilinde yapıldığını ve kayıp/çalıntı ihbarı yapılmadığını belirttiği, diğer davalı ..."in davaya cevap vermediğinin anlaşıldığı, alınan bilirkişi raporundan ve yapılan incelemelerden davalı ...’in İzmir 7. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2013/256 Esas ve 2013/355 Karar sayılı ilamı uyarınca haksız bir şekilde gerçekleştirdiği davaya konu harcamalardan davacıya karşı sorumlu olduğu, davacının kredi kartı sahibi olarak 5464 sayılı Yasa"nın 16. maddesi uyarınca kredi kartını ve kartın kullanılmasına yönelik bilgileri saklama yükümlülüğü bulunduğu, dava konusu olayda davacının kredi kartı kullanması için kardeşine verdiği, kardeşinden ..."e geçtiği, ..."in bilgileri davacının kardeşinden öğrendiği, davacının 5464 sayılı Yasa uyarınca kartın ve bilgilerinin 3. kişiye geçmesinde Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin 2012/17799 Esas ve 2012/2777 Karar sayılı ilamında belirtildiği şekilde %50 oranında ve mütefarik kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, davacının davalı bankaya talimat vererek dönem içi harcamalarının 700,00 TL’ye ulaşması halinde kendisine SMS gönderilmesini talep ettiği, davalı bankanın davaya konu harcamalarda davacıya SMS göndermediği, objektif özen yükümlülüğünü yerine getirmediği, kusurlu olduğunun belirlendiği, bankanın gerçekleşen olayda mütefarik kusuru bulunduğu, SMS gönderilmesi halinde zararın büyümesini önleyebileceği, bu nedenle %50 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı gerekçesiyle davanın davalı ... yönünden kabulüne, Finansbank A.Ş yönünden kısmen kabulü ile 19.086,99 TL"nin davalı ...Ş"nin 9.493,49 TL"sinden sorumlu olması kaydı ile davalılardan dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı banka vekilince temyiz edilmiştir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2015/2560 Esas ve 2015/16391 Karar sayılı ve 07.12.2015 tarihli ilamı ile; “davanın, kredi kartı üyelik sözleşmesi uyarınca davacıya verilen kredi kartından yapılan harcamalardan dolayı davacının borçlu olmadığının tespiti ile bu harcamalardan dolayı haksız yere yapılan ödemenin istirdatı istemine ilişkin olduğu, kredi kartının kural olarak kart üzerinde adı soyadı yazılı kart hamili tarafından ve kredi kartı sözleşmesi hükümlerine uygun şekilde kullanılması gerektiği, kartın başka bir kişiye devri ya da kullandırılması yasak olup bu şekildeki bir davranış kredi kartı sözleşmesine aykırılık oluşturacağı bunun sonucu olarak kredi kartını kendi iradesi ile başkasına devredip kullandıran kart hamilinin, bu kart ile yapılacak harcamalardan sorumlu olacağı eğer kredi kartını hamilin bilgisi ve iradesi tahtında kullanan 3. kişi, bu kullanımın hukuka aykırı olduğunu biliyorsa ya da onun kullanımındayken bir başkası tarafından ele geçirilerek kart kullanılmış ise, haksız fiil faili olarak onların da müteselsilen sorumluluğundan söz edilebileceği, yapılan açıklamalar ışığında somut olaya gelince; davacının dava konusu kredi kartını kendi rızası ile kardeşine verdiği, kardeşinin kullanımında iken kredi kartının davalı ... tarafından ele geçirilerek dava konusu harcamaların yapıldığı konusunda ihtilaf bulunmadığı, o halde davacı kart hamili davalı ... ile birlikte dava konusu yapılan harcamalardan dolayı davalı bankaya müteselsilen sorumlu olup, davalı bankaya atfı kabil kusur bulunmadığı, ayrıca davalı ..."in dava konusu harcamaların tamamından haksız fiil hükümlerine göre davacıya karşı sorumlu olacağı" gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyulmamış, davalı ... tarafından yapılan harcamalarda tüketici olan davacının talimatına rağmen davalı banka tarafından bildirim yükümlülüğü yerine getirilmediğinden, bankanın kusurlu olarak zararın artmasına sebebiyet verdiği, davalı banka tarafından SMS mesajı gönderilmesi halinde zararın büyümesinin önleneceği, bankanın gerçekleşen olayda %50 oranında kusurlu olduğu gerekçesiyle Yargıtay 19. Hukuk Dairesi"nin 2015/2560 Esas ve 2015/16391 Karar sayılı ve 07.12.2015 tarihli bozma ilamına uyulmayarak önceki kararda direnilmesine, açılan davanın davalı ... yönünden kabulüne, Finansbank A.Ş yönünden kısmen kabulü ile 19.086,99 TL"nin davalı ...Ş"nin 9.493,49 TL"sinden sorumlu olması kaydı ile davalılardan dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı banka vekilince temyiz edilmiştir.
Direnme üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2017/19-3092 esas ve 2020/400 karar sayılı ve 16.06.2020 tarihli ilamı ile yerel mahkemece verilen direnme kararının yerinde olduğu bildirilerek kusur oranına ilişkin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Dairemizce temyiz incelemesi kusur oranı yönünden yapılmış olup, dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, davalı bankaya yüklenen kusur oranına göre davalı banka vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 500,71 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı bankadan alınmasına, 03.12.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.