Esas No: 2011/3425
Karar No: 2012/2211
Karar Tarihi: 04.04.2012
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2011/3425 Esas 2012/2211 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Davacı ... Tic. Ltd. Şti. ile davalı ... arasındaki davadan dolayı ... 9. Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 10.06.2010 gün ve 2010/218-2010/249 sayılı hükmü onayan Dairemizin 07.03.2011 gün ve 2010/5454-2011/1330 sayılı ilâmı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Davada, ödenmeyen KDV nedeniyle uğranılan faiz zararından şimdilik 5.100,00 TL"sinin tahsiline karar verilmesi istenilmiş 10.04.2008 tarihinde harcı ödenmek suretiyle dava değeri 44.784,86 TL daha arttırılmak suretiyle ıslah edilmiştir.
Davalı, kesin hüküm itirazında bulunmuş, ayrıca temerrüd gerçekleşmediğinden davanın reddini savunmuştur.
Mahkemenin, davanın ıslah olunan değere göre kabulüne dair kararı, davalı temyizi üzerine Dairemizce, kesin hükmün varlığından bahisle bozulmuş, bozmaya uyularak verilen davanın reddine ilişkin karar Dairemizce onanmıştır. Bu defa davacının kararın düzeltilmesi istemiyle başvurusu üzerine dosya yeniden incelenmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme istemleri reddedilmelidir.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 22.09.1998 tarihli yazlık er eğitim elbisesi imâline ilişkin sözleşmeden kaynaklanmıştır. Sözleşmede 285 Sayılı Kanun hükmünde kararname kapsamında bulunduğundan KDV"den muaf olduğu belirtilerek fiyatlara KDV dahil edilmemiş, davacı yüklenici de 07.07.2008 tarihli teklifinde KDV"yi dahil etmeden birim fiyat bildirdiğini açıklamıştır. Bu arada KDV konusunda ... Bakanlığı ile yazışmalar başlamış, muaf olmadığı anlaşılınca davacı 09.02.1999 tarihli yazısıyla davalıdan ödenmesini istemiş, 15.04.1999 tarihli 96.483,37 TL tutarlı (yeni TL) tamamı KDV"den ibaret faturayı düzenleyerek vergi dairesine vermiş, vergi dairesince takip başlatılmış, davacının takas mahsup istemi reddedilmiştir. Davacının açtığı davada istem kabul edilerek mahkemece ödeme emrinin iptâline karar verilmiş ve böylece vergi borcundan mahsuplar yapılmaya başlanılmıştır. Gerek Maliye Bakanlığı"nın dosyaya giren cevabi yazılarında, gerekse eldeki bu davaya verilen cevap dilekçesinde, mahsup işlemi 15.04.1999 tarihinden başlatılmış,
05.11.2004 tarihinde mahsup alındısı düzenlenerek tamamlanmış, davacı, 24.11.2004 tarihinde bakiyenin ihtirazi kayıtla tahsil edildiğini, cevaba cevap dilekçesinde kabul etmiş, böylece ödemenin 24.11.2004 tarihinde tamamlanabildiği anlaşılmıştır. Mahkemece hükme dayanak alınan bilirkişi raporlarında, KDV"nin faturalara göre ödenmesi gereken tarihlerden itibaren mahsuplaşma tarihlerine göre 49.884,86 TL faiz hesabı yapılmıştır. Davacının, ... 29. İcra Müdürlüğü"nün 2000/3243 sayılı dosyasıyla 24.05.2000 tarihinde başlattığı takipte KDV alacağıyla, işlemiş faizin ödenmesi istenmiş, davalının itirazı üzerine açılan itirazın iptâli davası reddedilmiş, Dairemiz incelemesinden geçerek kesinleşmiştir. Kesinleşen bu dosyada, sözleşmeye konu işin KDV"den muaf değilse de yüklenicinin vergi borçlarına mahsubunun yapıldığı gerekçesiyle karar düzeltme istemi reddedilmiştir. Yüklenicinin bir kısım vergi borçlarına mahsup yapılmış ise de tüm alacağının mahsup işleminin yukarıda açıklandığı ve dosyada mevcut mahsup alındısına göre 05.11.2004 tarihinde yapılıp 24.11.2004 tarihinde ödemeyle sonuçlandırılmasına göre ve 24.05.2000 takip tarihinden önceki dönem için de faiz isteminin kesinleşen hüküm nedeniyle reddi yerindedir. Ancak takip tarihinden sonraki mahsup dönemine kadar geçen sürede faiz istemi konusunda kesin hükmün varlığından sözedilemez. O halde bilirkişilerden ek rapor alınarak, yüklenici davacının KDV alacağından 24.05.2000 tarihine kadar yapılan mahsup tutarı saptanıp, bunun dışında kalan miktara mahsubun tamamlandığı 24.11.2004 tarihine kadar ve mahsuplarla düşülen kısımlar gözetilerek tahakkuk eden reeskont oranına göre faiz alacağı hesaplattırılıp hüküm altına alınmalıdır. Mahkeme kararının bu nedenlerle bozulması gerekirken mahsubun takipten önce tamamlanmış olduğu yanılgısına düşülerek davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı anlaşıldığından Dairemizin onama kararının kaldırılarak, mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının diğer karar düzeltme istemlerinin reddine, 2. bent uyarınca Dairemizin 07.03.2011 gün ve 2010/5454 Esas, 2011/1330 Karar sayılı onama ilâmının kaldırılmasına, mahkeme kararının BOZULMASINA, ödediği temyiz ve karar düzeltme peşin harçlarının istek halinde karar düzeltme isteyen davacıya geri verilmesine, 04.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.