Esas No: 2011/1028
Karar No: 2012/2110
Karar Tarihi: 29.03.2012
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2011/1028 Esas 2012/2110 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili Avukat ...ile davalı Kooperatif yetkilisi Kaşif Koçak geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı avukatı ile davalı yetkilisi dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, iş bedelinin tahsili istemiyle açılmış; mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, verilen karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalı kooperatife ait “... ili, ... ilçesi, ... 1. Tapu Sicil Müdürlüğü 15749 ada 6 parsel sayılı” olarak tapuya tescilli taşınmaz üzerinde bulunan 30 daire ve (5) katlı (2) blok halindeki inşaatın tüm mermer işlerinin davacı tarafından yapıldığını; ancak iş bedelinin ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 45.000,00 TL iş bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı kooperatif temsilcileri, yanlar arasında bedeli istenen mermer işlerinin yapımına ilişkin akdi ilişki kurulmadığını ve dolayısıyla sözleşme yapılmadığını; davalı kooperatif ile dava dışı ... İnş.Ltd.Şti. arasında 16.12.1996 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesiyle bu sözleşmeye ek 01.07.2001 tarihli sözleşme imzalandığını ve tüm inşaat işlerinin, bu kapsamda mermer işlerin de yapımının dava dışı yüklenici şirketin edimi kapsamında olduğunu savunarak davanın reddini istemişlerdir.
Yapıldığı ileri sürülen işin niteliği ve tarafların açıklamaları değerlendirildiğinde; kurulduğu ileri sürülen akdî ilişkinin niteliğince BK"nın 355. maddesinde tanımı yapılan bir “eser” sözleşmesi olduğu sonucuna varılmaktadır. Ancak, iş sahibi olan kooperatifin yasal temsilcilerince akdî ilişki inkâr edilmiştir. 1086 Sayılı HUMK"nın 288 ve izleyen maddeleri hükümleri gereğince yanlar arasındaki akdî ilişkinin varlığı; başka bir anlatımla eser sözleşmesinin yapılmış olduğunun davacı tarafından yazılı delille kanıtlanması zorunludur. Aynı Yasa"nın 289. maddesi gereğince, karşı tarafın açık onayı bulunmadıkça akdî ilişkinin varlığı tanık deliliyle kanıtlanamayacağı gibi; 292. maddesi hükmü uyarınca da delil başlangıcı niteliğinde bir belgeye dayanılmadıkça da yine, tanık deliliyle eser sözleşmesinin
yapıldığı ispat olunamaz. Somut olayda da açıklanan bu yasal koşullar gerçekleşmediği halde, tanık anlatımları dayanak alınarak ve yasal olmayan gerekçelerle yanlar arasında eser sözleşmesinin kurulmuş olduğunun kabulüyle 45.000,00 TL iş bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir. Açıklanan bu hukuksal sebeplerle mahkemece davanın reddine karar verilmelidir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle davalı tarafın temyiz itirazlarının kabulüne ve kararın davalı yararına BOZULMASINA, Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunmadığından davalı yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 29.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.