Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2011/5545 Esas 2012/1832 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/5545
Karar No: 2012/1832
Karar Tarihi: 22.03.2012

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2011/5545 Esas 2012/1832 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı yüklenici şirket tarafından inşa edilen binaların 2003 yılındaki depremde hasar gördüğü gerekçesiyle giderilme bedelinin davalılardan tazmini talep edilmiştir. Mahkeme, alınan bilirkişi raporunda ayıpların varlığına rağmen davalının kusursuz olduğunu kabul ederek davanın reddine karar vermiştir. Yüklenicinin sorumlu olduğunu belirten Borçlar Kanunu'nun 362 ve 355. maddeleri gözardı edilmiştir. Bu nedenle mahkeme kararı usul ve yasaya aykırıdır. Yapılması gereken iş, mahallinde keşif yapılarak bilirkişi raporu alınarak, gizli ayıpların giderilmesi için gerekli bedelin hesaplanmasıdır. Kararda geçen kanun maddeleri: Borçlar Kanunu'nun 362 ve 355. maddeleri.
15. Hukuk Dairesi         2011/5545 E.  ,  2012/1832 K.

    "İçtihat Metni"

    Davacı ... ile davalılar 1-... 2-... İnş. Tic. San. Ltd. Şti. 3-... arasındaki davadan dolayı ... Asliye Hukuk Hakimliğince verilen 23.11.2010 gün ve 2006/475-2010/1074 sayılı hükmü onayan Dairemizin 13.06.2011 gün ve 2011/2255-3474 sayılı ilamı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Uyuşmazlık, Borçlar Kanunu"nun 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmakta olup, davada, davalı yüklenici şirket tarafından inşaa olunan binaların 2003 yılında meydana gelen depremde hasara uğradığı ileri sürülerek giderilme bedelinin davalılardan tazmini talep edilmiş, mahkemece davanın reddine dair verilen hükmün davacı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 13.06.2011 gün ve 2011/2255 esas 2011/3474 karar sayılı kararı ile verilen onama ilâmına karşı yine davacı vekilince yasal süresi içerisinde karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
    Davalı yüklenici yanca inşa edilen ... Emniyet Müdürlüğü 2.... Merkez Polis Lojmanı R-1, R-2, R-3 blok binaların 2003 yılında meydana gelen deprem sonucu hasara uğraması nedeniyle idarece yaptırılan incelemelere göre yapının uyulması zorunlu fen ve teknik kurallara uygun olmadığı saptanmış, buna istinaden de hesaplanan onarım bedelinin davalı yüklenici ile idare elemanı olan diğer davalılardan tahsili talep edilmiştir.
    Mahkemece yargılama sırasında alınan ve hükme esas tutulan 17.09.2010 günlü bilirkişi kurulu raporunda, yapılan deney sonuçları itibariyle özetle; binaların, inşa edildiği zaman yürürlükte bulunan 1975 tarihli Deprem Yönetmeliği hükümlerine büyük ölçüde uyulduğu, etriye donatılarının kısmen yeterli olduğu, etriye sıklaştırmalarının kısmen yapıldığı, sıklaştırma bölgelerindeki donatıların iyi bağlanmaması nedeniyle beton dökümü sırasında yer değiştirdikleri, binanın C16 beton sınıfına göre projelendirildiği, beton mukavemetinin ise ortalama 138 Kg/cm2 olduğu, beton mukavemetindeki düşüklüğün kullanılan kumun granülometrisinin uygun olmayışı, hazır beton standardının olmayışı, betonun yeterince sulanmamış olması, demir donatının yerleştirilmesinde gerekli hassasiyetin gösterilmemiş olması gibi sebeplerden meydana geldiği tesbit edilmiştir. Hâl böyle iken, mahkemece, alınan bilirkişi kurulu raporundaki ayıpların varlığı tesbit edilmesine rağmen, bunların tolere edilecek emniyet sınırları içerisinde kaldıkları, yapının güvenli ve yeterli olduğu, gizli ayıp bulunmadığı yönündeki görüşüne itibar edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
    Oysa ki tesbit edilen bulgulara göre, yapıların fen ve teknik kurallara ve tâbi olduğu 1975 tarihli Deprem Yönetmeliği hükümlerine aykırı, yani yasal yönden ayıplı inşa edildiği saptanmış bulunmaktadır. Bu ayıplar yapının tesliminden sonra, meydana gelen deprem nedeniyle oluşan hasarların incelenmesi sırasında anlaşılabilmiştir. Bu nedenledir ki, gizli ayıp niteliğinde olduklarının kabulünde zorunluluk vardır (BK. m. 362). Gerçekten de gizli ayıp, kısa bir tanımlama yapmak gerekirse; eserin teslimi sırasında ilk bakışta görülemeyen, muayene ile hemen anlaşılamayan, sonradan kullanılmakla veya somut uyuşmazlıkta görüldüğü gibi deprem ve benzeri bir olay vesilesiyle ortaya çıkan ayıptır. Ayıplı iş ise vasıf eksikliğini ifade eder (YHGK, 08.10.2003 T., 2003/15-474 E., 2003/545 K.). O sebeple de vasıf eksikliği bulunduğu veya ayıplı inşa edildiği anlaşılan binalar nedeniyle yüklenicinin sorumlu olması gerekirken, bu ayıpların varlığına rağmen, emniyet sınırları içerisinde kaldığı yönündeki bilirkişi görüşüne değer verilerek davalının kusursuz olduğunun kabulü yasaya aykırıdır.
    Şu halde mahkemece yapılması gereken iş, gerektiğinde mahallinde keşif yapılmak suretiyle bilirkişi kurulundan rapor alınarak, 1975 tarihli Deprem Yönetmeliğine göre saptanan gizli ayıpların giderilmesi için gerekli bedelin, aynı yönetmelik esasları doğrultusunda ve depremin meydana geldiği gizli ayıpların ortaya çıktığı 2003 yılı serbest piyasa rayiçleri üzerinden hesaplattırılması ve bulunacak bedelin hüküm altına alınmasından ibaret olmalıdır.
    Mahkemece, değinilen hususlar üzerinde durulmaksızın, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
    Yerel mahkeme kararının bu gerekçelerle bozulması gerekirken, onandığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından karar düzeltme isteminin kabulü uygun bulunmuştur.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının karar düzeltme isteğinin kabulü ile Dairemizin 13.06.2011 gün ve 2011/2255 Esas 2011/3474 Karar sayılı onama ilâmının kaldırılmasına ve yerel mahkeme kararının belirtilen gerekçelerle BOZULMASINA, 22.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Hemen Ara