Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2011/354 Esas 2012/1649 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/354
Karar No: 2012/1649
Karar Tarihi: 15.03.2012

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2011/354 Esas 2012/1649 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2011/354 E.  ,  2012/1649 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi


    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı ... Mak. İnş. Mob. San. Tic. A.Ş. Yetkilisi ...ile davalı SS ... Konut Yapı Kooperatifi Başkanlığı yetkilisi... geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraf yetkilileri dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, iş bedelinin tahsili istemiyle açılmış; mahkemece davanın kabulüyle 50.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere reeskont faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, verilen karar taraflarca temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili, davalı kooperatif ile yapılan 07.05.1993 tarihli inşaat sözleşmesi gereğince, ... ili, ...an ilçesi, ... mahallesinde bulunan 6391 ada 5 nolu parsel üzerinde 10 adet daire; 6379 ada 3 nolu parsel üzerinde 48 daire olmak üzere 4 blok halinde ve proje tadilatı nedeniyle 58 adet daire ve 8 adet iş yerinden 7 tanesinin üstündeki zemin katlarla birleştirilerek dubleks konut olarak yapım işlerini üstlendiğini; ancak, hakedilen iş bedelinin davalı tarafından ödenmediğini ileri sürerek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle 50.000,00 TL alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davaya dayanak alınan 07.05.1993 tarihli ve “inşaat yapım sözleşmesi” başlıklı adi yazılı şekilde yapılan sözleşmeyi kooperatifi temsilen ..., ve ...ile davalı şirketi temsilen de ...ve ... imzalamışlardır. Bu sözleşme, BK"nın 355. maddesinde tanımı yapıldığı üzere niteliğince bir eser sözleşmesidir. Davacı şirket yüklenici; davalı kooperatif ise iş sahibidir. Dava dosyası kapsamındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinde yer alan kimlik bilgileri incelendiğinde, davalı Kooperatif adına sözleşmeyi imzalayanlardan ..."nun, yüklenici şirketi temsilen sözleşmeyi imzalayan ...nun oğlu ve ..."nun kardeşi olduğu sonucuna varılmaktadır.
    1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 59/VI. maddesi gereğince, kooperatifin yönetim kurulu üyeleri ve personeli, ortaklık işlemleri dışında kendisi veya başkası namına hizmet veya dolaylı olarak kooperatif ile kooperatifin konusuna giren bir ticari muamele yapamaz. Anılan bu Yasa hükmü, “emredici” hukuk kuralıdır. Emredici hukuk kuralına aykırı olarak sözleşme yapılamaz ve hukuksal bir tasarrufta da bulunulamaz. Borçlar Kanunu"nun 20/I. maddesi gereğince, bir sözleşmenin konusu olanaksız ise, o sözleşme batıldır. Bir sözleşme ile yüklenilen edim, eylemli olarak veya hukuksal nedenlerle yerine getirilemiyorsa, o sözleşme olanaksızdır.
    Yüklenici ile eser sahibinin arasındaki sözleşmenin “batıl” veya “bağlayıcı” olmaması durumunda; sözleşme dışı iş yapıldığında; bu işlerin bedeli, Borçlar Kanunu"nun 413. maddesi hükmüne ve dolayısıyla “vekâletsiz gerçek-tam iş görme” kurallarına göre hesaplanır. Anılan Yasa hükümlerine göre, iş sahibi ya da işi görülen, kendi yararı için yapılmış olan bir işte, yüklenicinin durumunun gereğine göre, zorunlu veya yararlı olan harcamalarının tümünü faiziyle birlikte ödeme ve bu tür yüklenimlerini yerine getirmek ve hakimin takdir edeceği zarar için tazminat ödemek zorundadır. Bu madde hükmünün uygulanabilmesi için iki koşulun birlikte gerçekleşmesi zorunludur. Bunlardan birincisi, iş görende iş-eser sahibi çıkarına davranmak amaca ve iş sahibinin çıkarına işin görülmesi gerekli olmalı; ikincisi ise, yüklenici, eser-iş sahibini borç altına sokmak amacını taşımalıdır. Bu madde hükmündeki “gider” kavramı ise geniş tutulmalı, yalnız harcanan paralar değil, her türlü mali fedakârlık anlaşılmalıdır.
    Dairemiz yerleşen uygulamaları şudur: BK"nın 413. maddesi hükmünün uygulamasıyla, “batıl” veya “bağlayıcı” olmayan sözleşmeler sebebiyle yüklenici tarafından yasal olarak yapılan ya da sözleşme dışı yapılan işlerin bedeli, yapıldıkları yıl mahalli serbest piyasa rayiçlerine göre uzman bilirkişi ya da kurulu aracılığıyla yapılacak keşif ve inceleme sonucu belirlenir. Mahalli piyasa rayiçleri ise, ... Bakanlığı"nca hazırlanan birim fiyatların oluşturulmasında yararlanılan rayiçler değildir. Yapılan imalâtın yapıldığı zamanki serbest piyasa fiyatlarına göre değerinin, BK"nın 413. maddesi gereğince hesaplanması gerekir ve buna yüklenici kârı da dahildir. (Örneğin; Dairemizin uygulamayı gösterir kararları; 29.03.2010, gün 2009/7436 E. ve 2010/1727 K.; 19.03.2009 gün, 2008/1125 E. ve 2009/1574 K.; 06.11.2009 gün, 2009/3368 E. ve 2009/5981 K.; 02.07.2009 gün, 2008/3523 E. ve 2009/4063 K.; 28.04.1987 gün, 2332 E.- 1848 K. sayılı kararları).
    Diğer yandan, sözü edilen işlerin bedelleri yapıldıkları yıl mahalli rayiçlerine göre hesaplanırken; katsayı uygulanarak güncelleştirilmeyeceği gibi; yapılan ödemeler de güncelleştirilemez (Y.15.HD.12.11.2002 gün, E.3462 ve K.5093; 25.10.1990 gün, E.4678 ve K.4327 sayılı kararları).
    Tüm bu sebeplerle; yanlar arasındaki 07.05.1993 tarihli sözleşme “batıl” olduğundan mahkemece, öncelikle taraflar bakımından iddia ve savunma doğrultusunda tüm delillerin toplanması; uzman bilirkişi kurulu oluşturularak yerinde keşif yapılması, yukarıda açıklanan hususlar dikkate alınarak ve gösterilen yasal yönteme uygun şekilde bilirkişi kuruluna yüklenicinin varsa hakettiği ve istenebilir alacağının hesaplattırılması; rapora vâki itirazların
    değerlendirilip karşılanması, yüklenicinin istenebilir iş bedelinin belirlenmesi durumunda bu bedelden kooperatifçe kanıtlanan ödemelerin mahsubunun yapılması ve varılacak sonuca göre davanın çözüme bağlanması gerekmektedir.
    Mahkemece, Dairemizin istikrarlı uygulamasını yansıtmayan ve yasal yöntemine uygun olmayan bilirkişi kurulu raporu hükme esas alınarak, yazılı gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve tarafların temyiz itirazlarının kabulüyle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan sebeplerle tarafların temyiz itirazlarının kabulüyle kararın taraflar yararına BOZULMASINA, taraflar, Yargıtay duruşmasında vekille temsil olunmadığından yararlarına vekâlet ücreti takdir olunmamasına, ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 15.03.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara