Esas No: 2022/1965
Karar No: 2022/2575
Karar Tarihi: 05.04.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/1965 Esas 2022/2575 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/1965 E. , 2022/2575 K.Özet:
Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi, tarafından yapılan bir karara göre, muhdesat aidiyetinin tespiti davası için verilen hüküm, doğru şekilde tebliğ edilmediğinden usulsüzdür. Tebligatta 7201 sayılı Tebligat Kanunu değiştirme kararlarına uyulmamıştır. Bu değişikliklere göre, muhataba çıkarılan ilk tebligat, adres kayıt sistemindeki en son bilinen veya gösterilen adrese normal bir şekilde yapılması gerekir. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda tebliğ memuru tarafından araştırmalar yapılmalıdır. Muhatabın yeni adresi tespit edilemezse, tebliğ evrakı çıkartılan merciye geri gönderilmelidir. Tebligat kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanmamalıdır. Muhatabın savunma hakkını kısıtlayacak şekilde doğrudan doğruya adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine tebligat çıkartılması, hak arama özgürlüğüne aykırıdır.
Kanun maddeleri:
- 7201 sayılı Tebligat Kanunu
- 6099 sayılı Kanun
- Kanunun 10. ve 21/2. maddeleri
- Tebligat Yönetmeliğinin 29. ve 16/2. maddeleri.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Aksaray 4. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davacı ... ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir.
a) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligatın, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılması gerekir. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
b) Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir.
Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından, Anayasanın "Hak arama hürriyeti" kenar başlıklı 36. maddesine ve Tebligat Kanununun yukarıda bahsi geçen hükümlerine aykırı olacaktır.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince:
Davalı ... Konukçu’ya yapılan karar ilamı tebligatı 7201 sayılı Tebligat Kanununa aykırı olarak ilk seferde, doğrudan Tebligat Kanununun 21/2. maddesine göre, adı geçen davalının adres kayıt sistemindeki adresine yapılması nedeniyle usulüne uygun olmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, adı geçen davalının adresine yukarıda belirtilen ilkelere uygun şekilde karar ilamının tebliğinin sağlanması ve kanuni temyiz süresinin beklenilmesi,
Belirtilen eksiklikler giderildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 05.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.