Esas No: 2021/5267
Karar No: 2022/2665
Karar Tarihi: 07.04.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/5267 Esas 2022/2665 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/5267 E. , 2022/2665 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 18.01.2016 tarihinde verilen dilekçe ile ecrimisil talep edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen 02/03/2021 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, müvekkilinin hissedarı olduğu 2244 parsel sayılı taşınmazda altı dönüm yeri varken dört dönüm yeri de haricen satın aldığını, ancak taşınmazın tamamının davalı tarafından 2013-2014 ve 2015-2016 tarım dönemlerinde ekilip biçildiğini; 345 parselde ise müvekkilinin 9/20 ve 3/10 hisselerinin bulunup taşınmazın tamamının davalı tarafından 2015-2016 tarım dönemlerinde ekilip biçildiğini; öte yandan müvekkilinin kullanım izni alıp malik vakıf hesabına ecrimisil bedelini yatırdığı 2954 parsel sayılı taşınmazının tamamı 4080 m2 iken 3264 m2'sinin davalı tarafından 2013-2014 ve 2015-2016 tarım dönemleri için ekilip biçildiğini, yine malik vakıfa ecrimisil bedeli ödenen 3210 parselin ise yarısının 2015-2016 tarım dönemleri için davalı tarafından ekilip biçildiğini, özellikle vakıfa ait taşınmazlar için davalının haklı zilyetliğinin bulunmadığını, davalıya ihtarname de gönderildiğini ancak cevap vermediğini beyan ederek ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak; talebe konu taşınmazlara ve dönemlere ilişkin olarak müvekkilinin hissesine ve hak sahipliğine tekabül eden 1.500,00 TL ecrimisilin, her döneme ilişkin bedelin ait olduğu yıldan itibaren işleyecek yasal faiziyle davacıya ödenmesini talep etmiştir.
Davalı ...; taşınmazların müşterek mülkiyete tabi olduğunu, bu nedenle taşınmazın hissesine isabet eden arazi üzerinde kimin ne kadar hisseye sahip olduğunun belli olmadığını, taşınmazların diğer hissedarının eşi Ganimet Avcı olması nedeniyle husumetin adı geçen kişiye yöneltilmesi gerektiğini beyan ederek; davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemesince yapılan ilk yargılama sonrasında; "...Davanın kabulüne, 1.500,00 TL nin dava tarihinden, 18.439,80 TL. nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine..." karar verilmiştir. Hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 15.10.2018 tarih 2018/6776 E. - 2018/17349 K. sayılı bozma ilamı ile; "... Mahkemece; taşınmazın tamamının davalı tarafından kullanıldığı kabul edilerek, fakat dava dilekçesindeki talepler dikkate alınmaksızın ecrimisil miktarı tespit edilmiştir. Davacı vekilinin ise, dava dilekçesinde belirtilen dönemleri açıklamaksızın doğrudan dava dilekçesinde belirttiği ecrimisil miktarını 18.439,80 TL artırarak bilirkişi raporunda belirlenen miktar olan 19,939,80 TL'ye göre davasını ıslah ettiği, mahkemece ıslah edilen bu miktar üzerinden talepten fazlaya hükmedecek şekilde davanın kabulüne karar verildiği, hal böyle olunca; mahkemece iddia ve savunma doğrultusunda toplanmış ve toplanacak deliller çerçevesinde talep dilekçesinde yazan hususlar dikkate alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir..." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına uyan mahkemece; "...Davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, 1.504,13 TL ecrimisil bedelinin 1.500,00 TL'sinin 12/01/2016 dava tarihinden, 4,13 TL'sinin 07/06/2016 ıslah tarihinden itibaren yasal faiz işletilmek suretiyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine..." karar verilmiştir.
Hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
İncelenen dosya kapsamına göre;
1- Davacı vekilinin temyiz itirazları yönünden; yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2- 1086 sayılı HUMK'nun 427/2 maddesinde, miktar veya değeri belirli bir tutarın altında kalan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararların kesin olduğu, dolayısıyla temyizinin olanaklı bulunmadığı hükme bağlanmıştır.
6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi gereği yürürlüğü devam eden 1086 sayılı Kanunun 428. maddesinin 1. bendine göre 2021 yılı itibariyle 4.270,00 TL'yi geçmeyen kararlar temyiz edilmeyecektir.
Temyiz kesinlik sınırı, karar tarihinde uyuşmazlık konusu olan temyiz edilen miktara göre belirlenir .
Eldeki davada temyiz istemine konu kararın verildiği 02.03.2021 tarihinde temyiz kesinlik sınırı 4.270,00 TL'dir. Temyize konu edilen değer ise 1.504,13 TL olup temyiz edilebilirlik sınırı altında olduğundan, anılan karara karşı temyiz yoluna gidilmesi, miktar itibariyle mümkün değildir.
Mahkemece verilen karar kesin hüküm niteliğinde olduğundan davalı tarafın temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harçlarının temyiz edenlere yükletilmesine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle mahkeme hükmünün kesin olması sebebiyle davacı vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.04.2022 gününde oy birliğiyle karar verildi.