Esas No: 2021/7000
Karar No: 2022/2671
Karar Tarihi: 11.04.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/7000 Esas 2022/2671 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/7000 E. , 2022/2671 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18/06/2008 gününde verilen dilekçe ile kadastral parselin ihyası istenmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13/07/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı Hazine vekili, dava konusu ... Köyü 1127 (155) parsel sayılı taşınmazın tescil harici dereden ihdasen Hazine adına tescil edildiği ve Seyhan Belediyesince birçok parselle birlikte 37 nolu imar düzenlemesine tabi tutulduğunu, daha sonra aynı bölgede Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından imar düzenlemesi yapıldığını, her iki imar uygulamasının da idari yargıda iptal edildiğini ileri sürerek; imar uygulamaları sonucu park- orman alanında kalan ve 1127 parsele isabet eden 1387,00 m2'lik kısmının tapu kaydının iptali ile düzenleme öncesi kadastral kök parsele dönüştürülerek Hazine adına tescili suretiyle eski hale iadesinin sağlanmasını talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece ilk hükümde, davacının davalı ... Başkanlığı aleyhine açtığı davada yasal zorunluluk nedeni ile taraf sıfatı kalmayan davalı ... Başkanlığı hakkında karar verilmesine yer olmadığına; diğer davalılar yönünden davaya konu taşınmazın park-orman alanında kaldığı ve eski hale ihyasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair hükmün temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin 14.02.2013 tarihli ve 2012/12582 Esas, 2013/2019 Karar sayılı ilamıyla; "… imar işleminin idari yargı yerinde görülüp kesinleşen davalar ile iptal edildiği ve sicilin dayanağının kalmadığı gözetilerek eski hale ihya isteğinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş..." şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur.
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucu mahkemece, 1127 parsel sayılı taşınmazın 13.01.1999 tarihinde Hazine adına tescil edildiği ve bu tarihte 775 sayılı Kanunun 3/2. maddesinin yürürlükte olduğundan taşınmazın ilgili belediyeye devri gereken yerlerden olduğu gerekçesiyle, "davalı ... Belediyesi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar hakkındaki davaların reddine" dair verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 08.01.2018 tarih, 2015/6456 Esas, 2018/31 Karar sayılı ilamıyla; "....dava konusu ihyası talep edilen 1127 parsel sayılı taşınmazın ihdasen Hazine adına kaydedilerek farklı bir ifadeyle mülkiyeti kayden Hazine'ye ait iken imar uygulamasına tabi tutulduğu tartışmasızdır. Davadaki istek de anılan ihdas parselinin ihyasına yöneliktir.
O halde, dava konusu 1127 parsel sayılı taşınmazla davacı Hazine'nin mülkiyet ilişkisi açık olup, somut olayda 775 sayılı Yasanın mülga 3. maddesinin uygulama yeri yoktur.
Hal böyle olunca mahkemece, bozma ilamı doğrultusunda inceleme ve araştırma yapılmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.’’ denilerek bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne karar verilmiş, Hükmün davalı ... Belediyesi ve Adana Büyükşehir Belediyesi vekilleri tarafından temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 27.02.2020 tarih, 2019/4368 Esas, 2020/2367 Karar sayılı ilamı ile; ''...3194 sayılı Yasa'ya eklenen bu hüküm uyarınca dava konusu uyuşmazlığın idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiğinden, imar parselinin kadastral parsele ihyasına yönelik dava konusu talebin, kanun değişikliği nedeniyle reddine karar verilmesi için yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.'' denilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın reddine, yargılama giderinin davalı belediyeler üzerinde bırakılmasına ve 4.080.00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ile davalı ... Belediyesi vekili temyiz etmiştir.
1) Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı ... Belediyesinin temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2) Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Dava konusu taşınmaz davalı ... Belediyesi ve davalı ... Belediyesi tarafından imar uygulamalarına tabi tutulmuş, ancak davalı Belediyeler tarafından yapılan imar uygulamaları İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Böylece, davacının maliki olduğu kadastral parsel üzerinde imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinin dayanağı idari işlemin iptal edilmesi nedeniyle sicil dayanaksız kalmış ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca imar parselleri yolsuz tescil durumuna düşmüşlerdir. Her ne kadar mahkemece dava tarihinden sonra gerçekleşen yasa değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; dava, davalı ... Belediyesi ile davalı ... Belediyesinin yapmış olduğu idari işlem nedeniyle açılmış olup, davanın açıldığı tarihte kadastral parselin ihyasını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden ve davacının dava açma tarihinde haklı olduğu göz önüne alındığında, 6100 sayılı HMK'nın 331. maddesi gereği yapılan yargılama giderlerinden ve vekalet ücretinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile, dava konusu taşınmazın belediye sınırlarında meydana gelen değişiklik ile davalı ... Belediyesi sınırlarına dahil olan davalı ... Belediyesi sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki; anılan bu hususlar kararın bozulmasını gerektirmekte ise de; yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan (1) numaralı bent uyarınca davalı ... Belediyesinin temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının; vekalet ücretine ilişkin Beşinci bendinin çıkarılmasına ve yerine ''Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 4.080.00TL vekalet ücretinin davalı ... Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine'' ibaresinin eklenmesine,
hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.