Esas No: 2020/1693
Karar No: 2020/4289
Karar Tarihi: 08.06.2020
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2020/1693 Esas 2020/4289 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ..."a Türkiye"de bir adventist vakfı kurması için 2004 yılında 200.000 euro gönderdiğini, ..."da kurulmak istenen vakfın tescil talebinin mahkemece reddedildiğini, bu karar hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurulduğunu, ancak davalının sürecin sonunu beklemeden kendi memleketi olan ..."de diğer davalı ... kurduğunu, vakfın kilisenin de bulunduğu Türkiye"deki adventist inancın sahip insanların en çok bulunduğu il olan ..."da kurulması gerektiğini, davalının talimata aykırı olarak vakfı ..."de kurduğunu, ve gönderilen paranın bir kısmını da bu vakfa özgülediğini, vakfın kurucu ortakları ile yönetimindeki kişilerin de davalının ,akrabalarından oluştuğunu ileri sürerek şimdilik 100.000 TL"nin vakfın hesabına aktarıldığı günden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ..., parayı göndererek vakfın kurulmasını isteyen kişinin davacı olmadığını 7. Gün adventistlerinin temsilcilsi konumunda olan General Conferance"ın Euro-Africa Diffusion"u olduğunu, kendisinin de bu topluluğun Türkiye koordinatörü olduğunu paranın bağış olarak gönderildiğini, ve amacına uygun kullanıldığını ileri sürerek; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Anayasal bir hak olan adil yargılanma hakkının bir gereği olarak Mahkemelerin her türlü kararı somut ve açık bir gerekçeye sahip olmalıdır (HMK m.27, 297/1-c ).
Somut olayda mahkemece, "davalının dava açan Kurum ile parayı gönderen kurumun aynı kurumlar olmaması ile vakıf kurulması için görevlendirmenin de ayrı bir kurum tarafından yapıldığı savunması yönünden ise havale belgesi üzerinde davacı kuruma ilişkin herhangi bir bilgi bulunmaması ve yine Adventis inancına sahip insanların oluşturduğu uluslararası kurumu gösteren belgeler doğrultusunda davalının bu savunmasının yerinde olduğu da ayrıca tespit edilmiştir. Dosyadaki tüm bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinde davacı tarafın davalı tarafça kurulmasını istediği vakıf yönünden davalının eyleme uygun hareket ettiği davacının ikinci biri vakıf kurmasın yasaklayan bir talimatının olmaması ve ikinci vakfın kurulmasının davacı yanın zararına olmaması karşısında davacının sübut bulmayan davasının reddi yolunda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur." denilerek hem davacının aktif husumet sahibi olmadığı hem de davalının vekalet akdine aykırı davranmadığı gerekçesiyle davanın reddedildiği belirtilmiş olmakla gerekçe içinde çelişki yaratılmıştır.
Hal böyle olunca, mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırı olup, bu husus aynı zamanda kamu düzenine ilişkin olduğundan kararın bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebebine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine şu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: 1. bentte açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, 2. bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz taleplerinin incelenmesine şu aşamada yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.