Esas No: 2021/2089
Karar No: 2021/4172
Karar Tarihi: 21.06.2021
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2021/2089 Esas 2021/4172 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi ve kal, birleştirilen davada temliken tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 08.07.2020 gün ve 2016/16153 Esas, 2020/4521 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde bir kısım davalılar-birleştirilen davada davacılar vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl dava elatmanın önlenmesi ve kal; birleştirilen dava taşkın inşaat nedeniyle temliken tescil isteğine ilişkindir.
Asıl davada davacı vekili, müvekkilinin 396 ada 36 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, 396 ada 27 parsel sayılı taşınmazın maliki olan davalı ..."a ait binanın müvekkiline ait taşınmaza tecavüzlü olacak şekilde inşa edildiğini ileri sürerek davalının elatmasının önlenmesine ve yapının taşkın kısmının kal’ine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, iddiaların gerçek dışı olduğunu, teknik ölçümlere uygun olarak müvekkilinin binasının inşa edildiğini, yapı ve iskan ruhsatlarının mevcut olduğunu, davalının taşınmazında kat mülkiyeti kurulduğunu, davacının arsasına tecavüz söz konusu ise ölçüm hatasından kaynaklanmış olabileceğini, davalının gerekli özen ve dikkati göstermiş olduğunu, tecavüzün bulunmaması halinde davanın reddini savunmuş, tecavüzün bulunması halinde ise taşkın inşaata konu yerin bedelinin objektif kriterlere göre belirlenmesi halinde müvekkilinin ödeme yapmaya hazır olduğunu belirtmiştir.
Bir kısım dahili davalılar, 396 ada 27 parsel sayılı taşınmazda kat mülkiyeti kurulduktan sonra bağımsız bölüm satın aldıklarını, iyiniyetli olduklarını, taşkın inşaat var ise bağımsız bölümlerine düşen arsa payını ödemeye hazır olduklarını belirterek davanın reddini istemiştir.
Birleştirilen davacılar ve bir kısım dahili davalılar vekili; müvekkillerinin 396 ada 27 parsel sayılı taşınmazdaki bağımsız bölümlerini 2013 tarihinde devir aldıklarını, iyiniyetli olduklarını, haksız müdahalenin bulunmadığını, dava konusu taşınmazların bulunduğu Ermenek ilçesinde uzun yıllar öncesine dayanan teknik hatalar nedeniyle sınır uyuşmazlıklarının yaşandığını belirterek asıl davanın reddini savunmuş, birleştirilen davada yapı değerinin arsa değerinden fazla olduğu iddiası ile temliken tescil kararı verilmesini istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulü ile davacıya ait Karaman ili, Ermenek ilçesi, Taşbaşı Mahallesi, 396 ada 36 parselde kayıtlı taşınmazın kadastro fen bilirkişilerinin 31/03/2015 havale tarihli rapor ve krokisinde (T) harfi ile gösterilen 4,01 m2"lik kırmızı renk ile boyalı kısmına davalıların müdahalesinin men"ine, bu kısımda kalan binanın kal"ine, birleştirilen davanın reddine karar verilmiş, davalı vekili ile bir kısım davalılar - birleştirilen davacılar vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 08.07.2020 tarihli ve 2016/16153 Esas, 2020/4521 Karar sayılı ilamıyla onanmıştır.
Bir kısım davalılar-birleştirilen davacılar vekili karar düzeltme isteğinde bulunmuştur.
Bu kez yapılan incelemede, mahkemece fen ve inşaat bilirkişileri refakatiyle gerçekleştirilen 23.03.2015 tarihli keşif sonrası dosyaya ibraz edilen 25.03.2015 tarihli Fen Bilirkişileri Raporu ve ekli krokisinde davalı 396 ada 27 parsel sayılı taşınmazda 1 bodrum, zemin, 4 normal kattan oluşan bina bulunduğu, bu binanın 4,01 metrekarelik kısmının davacı taşınmazına tecavüzlü olduğu belirlenmiş, 26.03.2015 tarihli inşaat bilirkişisi raporunda ise davalılara ait yapının davacıya ait taşınmazdaki kısmında binanın taşıyıcı kolonlarının yer aldığı, bu kısmın yıkılması halinde binanın taşıyıcı sisteminin etkileneceği, bina bütünlüğünün bozulacağı ve yıkılmasının mümkün olmadığı belirtilmiş, ayrıca binanın tecavüzlü alanda kalan kısmının değerinin 10.165,35TL, tecavüzlü kısımda kalan 4,01 metrekarenin zemin değerinin 709,77TL olduğu belirlenmiştir.
25.03.2015 tarihli Fen Bilirkişileri Raporunda taraflara ait taşınmazların arasında ince uzun bir çizgi olarak kırmızı renk ile gösterilen taşkın kısmın uzunluğu belirtilmemiş ise de taşkın yapının bulunduğu zeminin toplamda 4,01 metrekare olduğu belirtilmiştir. Toplam taşkın alanın 4,01 metrekare olduğu tespit edilmiş ise de davalı tarafın yapının inşaatına başlamadan önce ölçüm yaptırdığını ve bu ölçüme göre inşaata başladığına ilişkin savunmaları ile taşkınlığın ölçümden kaynaklanan hata payı kapsamından kaynaklanabileceğinin değerlendirilmemesi; davalılara ait bodrum, zemin, 4 normal kattan oluşan binanın yıkılmasında davacıya sağlanacak yarar ile meydana gelecek zarar arasında aşırı nispetsizlik yaratacağı ve taşkınlığın davacı taraf için katlanılabilir seviyede olduğunun gözardı edilmesi de doğru değildir. Bu durumda davacının zararının tazminine dair bir talebi de bulunmadığından asıl davada kal isteminin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bir kısım davalılar-birleştirilen davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile onama ilamının kaldırılarak; hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle, bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; bir kısım davalılar-birleştirilen davacılar vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 08.07.2020 tarihli ve 2016/16153 Esas, 2020/4521 Karar sayılı onama ilamının KALDIRILMASINA, hükmün yukarıda belirtilen nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan karar düzeltme harcının yatırana iadesine, 21.06.2021 tarihinde oy birliği ile karar verilmiştir.