15. Hukuk Dairesi 2011/4215 E. , 2012/1063 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı bozmaya uyularak verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, davalı vekili tarafından duruşma istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde taraf vekilleri yapılan tebligata rağmen gelmediklerinden incelemenin evrak üzerinden yapılmasına karar verilmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Asıl ve birleşen dava eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup, kabule icbar edilemeyecek derecede ayıplı imalât nedeniyle eserin reddi ile ödenen bedelin istirdadı ve uğranılan zararların giderilmesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece asıl ve birleşen davanın kabulüne dair verilen karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle karar başlığında 12.07.2005 olan asıl davanın açılma tarihi maddi hata sonucu 05.03.2009 olarak yazılmış olup mahallinde her zaman düzeltilmesinin mümkün bulunmasına göre taraf vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Birleşen dava 05.04.2010 tarihinde açılmıştır. Birleşen dava ile ilgili kabul edilen alacak yönünden faizin bu tarih yerine 15.04.2010 gününden başlatılması doğru olmamıştır.
Davalının temyiz itirazlarına gelince; davalı aşamalardaki savunmaları ve cevabi ihtarnamesinde davacının 65.000,00 TL’lik çek verdiğini bunların 45.000,00 TL’lik bölümünün ödendiğini, 20.000,00 TL’nin karşılıksız çıkması nedeniyle icra takibine geçtiklerini, bunun dışında nakit ödeme yapılmadığını, alınan çekler nedeniyle toplam 48.991,33 TL’lik faturaların kapalı olarak düzenlendiğini iddia etmiştir. Uygulamada faturaların kapalı olarak düzenlenmiş olması ödemeye karine teşkil edeceği kabul edilmekte ise de; davalının bunların bedelinin çeklerle ödendiğine dair savunmasına karşın davacının fatura bedellerinin nakden ödendiğine dair bir belge ibraz edememesi, mali müşavir
bilirkişinin raporuna göre davacı defterlerinde fatura bedellerinin nakden ödendiğine dair kayıt bulunmasına rağmen dayanağı belgelerin bulunmadığının belirtilmiş olması ve özellikle davacı vekilinin 09.02.2007 tarihli duruşmadaki “verilen çekler 65.000 YTL içindir. Bunun 20.000 YTL’si ödenmemiştir. Bunun dışındaki miktar ödenmiştir. Müvekkilim 45.000 YTL alacaklıdır. Ancak biz 10.000 YTL için kısmi dava açtık. Davamızın kabulüne karar verilsin, diğer taleplerimizden vazgeçiyorum” şeklindeki imzalı beyanıyla, birlikte değerlendirildiğinde karinenin aksinin kanıtlandığı ve davacının davalıya sadece 45.000,00 TL ödeme yaptığının kabulü gerekir.
Bu durumda mahkemece asıl davanın 10.000,00 TL üzerinden kabulüne ve birleşen davanın da 35.000,00 TL’lik kısmının kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu her iki davanın kabulü usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
Belirtilen sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile hükmün taraflar yararına BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilmeyen taraflar yararına vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden taraflara geri verilmesine, 23.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.