Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2011/1547 Esas 2012/907 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1547
Karar No: 2012/907
Karar Tarihi: 20.02.2012

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2011/1547 Esas 2012/907 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme kararı, davacı-k.davalı ile davalı-k.davacı arasında, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi nedeniyle gerçekleştirilen imalât bedelinin tahsili talebiyle açılmıştır. Asıl davanın reddine karar verilmiş, karar temyiz edilmiştir. Mahkeme, dosyadaki yazılara, delillere ve yasaya uygun gerektirici nedenlere dayanarak, davalı ve karşı davacının tüm temyiz itirazlarını reddetmiştir. Ancak, asıl sözleşmede belirlenen bitirme tarihine uyulmamış ve aradan çok zaman geçtiği için tarafların edimlerini yerine getirmediği kabul edilmiştir. Bu nedenle, mahkeme imalât bedelinin hesaplanarak satışını yapılan bağımsız bölümlerin rayiç değeriyle mahsup edilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Kanun maddeleri: Borçlar Kanunu madde 81.
15. Hukuk Dairesi         2011/1547 E.  ,  2012/907 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm davacı-k.davalı ... vekili ile davalı-k.davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiş, temyizen tetkiki davacı ... vekili tarafından duruşma istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, 16.04.1996 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi nedeniyle gerçekleştirilen imalât bedelinin tahsiline karar verilmesi talebiyle açılmış, davalılar reddini savunmuş, davalılardan ... karşı davasında, gecikme tazminatının tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece asıl ve karşı davanın reddine dair karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı ve karşı davacının tüm, davacı ve karşı davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Davalılardan ... ile davacı ve ortağı arasında düzenlenen arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde inşaatın 31.12.1998 tarihinde bitirilmesi kararlaştırılmış, 04.03.1999 tarihli ek sözleşme ile bitim süresi 31.12.1999 tarihine kadar uzatılmıştır. Asıl sözleşmenin 4. maddesinde, arsa sahibinin müteahhide ait bağımsız bölümlerin tapusunu vereceği, 7 ve 8 nolu dairelerin tapusunu ise iskân ruhsatı alınarak ve inşaatın tamamlanmasından sonra devrinin yapılacağı kabul edilmiştir. Sözleşmeden sonra arsa sahibi ... tapunun tamamını davalı ..."a 24.09.1998 tarihinde devretmiş, adı geçen tarafından da 19.07.1999 tarihinde kat irtifâkı kurulmuş, yükleniciye ait 2 adet bağımsız bölümün tapusu satılan kişilere devredilmiştir. Yükleniciden bağımsız bölüm satın alanların 05.06.2000 tarihinde tapu istemiyle arsa sahipleri ve yüklenici aleyhine açtıkları davada, inşaat seviyesinin %68 olduğu, böylece tamamlanmadığı anlaşıldığından yüklenicinin halefi durumundaki davacıların tapu payı isteyemeyecekleri gerekçesi ile reddine karar verilmiştir. Bu arada ... tapunun üzerinde kalan kısmını 28.03.2000 tarihinde ..."e devretmiş, daha sonra tapuyu tekrar geri almıştır. Davacının ... hakkında inşaat yapım bedelinin tahsili istemi ile açtığı davada husumet yokluğundan reddedilmek suretiyle kesinleşmiştir. Karşılıklı taahhütleri içeren akitlerde kendi edimini ifa etmeyen taraf,
    diğerinden ediminin ifasını istemeyez (BK.81.mad). Taraflar kendi edimlerini ifa ile yükümlüdür. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde, yüklenicinin istemi halinde tapu devri yapılacağı kabul edildiğine göre ve az yukarıda değinilen davada, satın alanlarca yüklenicinin halefi olarak tapu istemi inşaatın %68 seviyesinde olmasına karşın reddedilmiş olduğundan arsa sahiplerinin sözleşme uyarınca edimlerini ifa etmedikleri anlaşılmaktadır. İnşaatı sözleşmesine uygun biçimde ve sürede tamamlamakla yükümlü olan müteahhit davacı ise uzatılan sürede de inşaatı tamamladığını kanıtlayabilmiş değildir. Halen inşaatın terk edilmiş vaziyette bırakıldığı bilirkişi raporuyla sabit olmuştur. Bu haliyle tarafların edimlerini yerine getirmekle temerrüde düştükleri, aradan geçen uzun zaman diliminde karşılıklı olması gereken güven ve iyiniyetin önemli derecede sarsıldığı, bu aşamadan sonra artık sözleşme hükümlerince edimlerin ifasının beklenemeyeceği açık seçik ortadadır. O halde akdin ifa ile sonuçlanamamış olmasında tarafların ortak kusurlu oldukları ve sözleşmenin fiilen devamının beklenemeyeceği kabul edilerek uyuşmazlığın tasfiye ile sonuçlandırılması gerekir. Bu nedenle mahkemece yapılması gereken iş, davacının inşaat yapım bedelini 31.03.2004 tarihinde açtığı davada istediği gözetilerek gerçekleşen imalâtın, fen ve tekniğine uygun, yasal olan kısımlarının (takviye gerektiğinde, bunların bedelleri de mahsup edildikten sonra) 2004 yılı piyasa fiyatları ile tutarını uzman bilirkişiye hesaplatmak, bundan aynı tarih itibariyle davacının satışını yaptığı 2 adet bağımsız bölümün rayiç değerini mahsup etmek, varsa kalanı hüküm altına almaktan ibarettir. Bu hususlar üzerinde durulmadan eksik incelemeyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın bozulması uygun bulunmuştur.
    SONUÇ:Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı ve karşı davacı arsa sahibinin tüm, davacı ve karşı davalı yüklenicinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün davacı ve karşı davalı yararına BOZULMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,75 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı-k.davacıdan alınmasına, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacı-k.davalıya geri verilmesine, 20.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara