Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4557 Esas 2022/2795 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4557
Karar No: 2022/2795
Karar Tarihi: 13.04.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4557 Esas 2022/2795 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı su kuyusunu davalı ile birlikte açtıklarını ancak davalının kuyuyu izinsiz kullanarak davacının kullanımına engel olduğunu iddia ederek, kuyunun kullanımının kendisine ait olduğunun tespitine ve davalının elatmasının önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk kararda davacının talebi reddedilmiş ancak Yargıtay'ın bozma kararı sonrasında davalının davacı payına vaki elatmasının önlenmesine karar verilmiştir. Ancak davalı vekiline Yargıtay kararları tebliğ edilmeden hüküm tesis edilmesi HMK'nın 27. maddesindeki hukuki dinlenilme hakkına aykırıdır ve karar bozulmuştur.
Kanun Maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu (TMK) madde 684/1
- TMK madde 718
- Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) madde 27
- HMK madde 370
- HMK madde 371
- HMK madde 372
7. Hukuk Dairesi         2021/4557 E.  ,  2022/2795 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06/03/2015 gününde verilen dilekçe ile tespit ve elatmanın önlenmesi talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın elatmanın önlenmesi istemi yönünden kabulüne, tespit istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 05/10/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, tespit ve elatmanın önlenmesi istemlerine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkilinin sulama işlerinde kullanmak üzere su kuyusu açtırmak için yer sahibinden izin aldığını, dava dışı Hazineye ait olan 102 ada 3 parsel sayılı taşınmazda bulunan kuyunun müvekkili tarafından yapıldığını, davalının bu kuyuyu izinsiz kullanmaya başlayarak davacının kullanımına engel olduğunu belirterek, kuyunun kullanımının davacıya ait olduğunun tespitine ve davalı tarafından elatmasının önlenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, tarafların kuyuyu birlikte açtırdıklarını, masraflarını ortak ödediklerini ve davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece ilk kararda, davanın reddine karar verilmiş, bu kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/16701 E. 2020/2717 K. sayılı ve 01.06.2020 tarihli ilamında, "Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (TMK mad.684/1). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK mad.718). Somut olayda dava konusu 102 ada 3 parsel sayılı taşınmaz 2/B parseli olup dava dışı Hazine adına kayıtlı ve kullanıcısı ... olup, su kuyusunun mülkiyeti tapulu taşınmazdan ayrı düşünülemeyeceğinden, mülkiyete ilişkin tespit talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
    Zilyetliğin korunması talebine gelince; taşınmaz dava dışı Hazine adına kayıtlı olup, keşif sırasında ve celsede dinlenen tanık beyanlarına göre kuyunun davacı ve davalı tarafından birlikte yaptırıldığı anlaşılmakla, tarafların payları belli olmadığından her iki tarafın da yarı oranda kuyuyu kullanma hakkı olup, bilirkişi raporuna göre kuyunun çıkış ağzı borusuna ahşap materyal sıkıştırılarak davacının kullanması engellendiğinden, davacının payına vaki elatmasının önlenmesine karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    " gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, davanın kabulü ile davalının su kuyusundaki davacı payına vaki elatmasının önlenmesine karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Temyiz incelemesi usul ve esas olmak üzere 2 aşamadan oluşur. Ön inceleme aşamasında dosya usulen incelenir, sonra esasa girilir. Esasta ise hukuka uygunluk denetlenir. Karine olarak Yargıtay dosya üzerinden inceleme yapar. Temyiz duruşması istisnai hallerde bir defaya mahsus olmak üzere yapılır. Duruşma dosyanın esasına girilince yapılır. Duruşmalı yargılamayı taraflardan biri isteyebileceği gibi Yargıtay kendiliğinden de duruşma kararı verebilir.
    Yapılan inceleme sonucunda Yargıtay şu kararları verebilir; yerel mahkeme kararının doğru olduğu kanaati ile onama kararı, yargılama hatası, eksiklikler, hukukun yanlış uygulanması gibi esasa ilişkin sebeplerle bozma kararı, karar esas yönünden uygunsa maddi hatalar ya da usul hataları için düzelterek onama kararı verilebilir. Bu kararlar verildikten sonra Yargıtay tarafından dosya ilgili yerel mahkemeye gönderilir.
    HMK'nın 370. ve 371. maddelerinde onama kararları ve bozma sebepleri, HMK'nın 372. maddesinde Yargıtay kararlarının tebliği düzenlenmiştir. HMK'nın 372. maddesine göre, Yargıtay'ın bozma kararları ile onama kararları mahkeme yazı işleri müdürü tarafından derhal taraflara tebliğ edilmelidir. Yerel mahkeme, HMK uyarınca peşin alınmış olan gideri kullanmak suretiyle, kendiliğinden tarafları duruşmaya davet edip dinledikten sonra, Yargıtay'ın bozma kararına uyulup uyulmayacağına karar verir.
    HMK'nın 27. maddesinde,
    " (1) Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
    (2) Bu hak;
    a) Yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını,
    b) Açıklama ve ispat hakkını,
    c) Mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini, içerir." şeklinde düzenlenmiştir.
    Yukarıda açıklanan ilkeler gereğince somut olayda, davalı vekiline, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 01.06.2020 tarihli ilamının, bozma sonrası hazırlanan tensip zaptının ve 05.10.2020 tarihli duruşma gününün tebliği gerekirken dosya içerisinde bozma kararı sonrasında davalıya çıkartılan tebligat bulunmamaktadır. Davalı vekili, 05.10.2020 tarihli duruşmaya katılmamasına rağmen mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, aynı gün davalı tarafın yokluğunda hüküm tesis edilmiştir.
    Mahkemece, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 01.06.2020 tarihli ilamı davalı vekiline tebliğ edilmeden duruşma günü açılarak davalı tarafın yokluğunda yargılama yapılıp, bozma ilamına uyulmasına karar verilmesi ve aynı gün hüküm tesis edilmesi HMK'nın 27. maddesinde açıklanan hukuki dinlenilme hakkına aykırı olacağından, kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yol açık olmak üzere, 13.04.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara