Esas No: 2011/2300
Karar No: 2012/798
Karar Tarihi: 13.02.2012
Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2011/2300 Esas 2012/798 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, 02.05.2005 tarihinde yapımı yükümlenilen hastane inşaatında fazla yapılan işler bedelinin ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır. Davalı yaptırılan fazla imalât bedelinin ödendiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık 02.05.2005 tarihli ve toplam 425.000,00 TL + KDV bedelli devlet hastanesi ameliyathanesinin yapım ve onarım işine ilişkin sözleşmeden kaynaklanmıştır. Sözleşmeye konu imalâtta %10 keşif artışı olmuş, 08.08.2005 tarihli onayla keşif artışı kapsamındaki işler de davacıya yaptırılarak 03.08.2005 tarihinde eksiksiz bulunarak kesin kabulü yapılmıştır. Yine kesin kabulle aynı tarihte düzenlenerek imzalanan (3) nolu kesin hakedişte, %10 fazlalıklar da dahil edilerek davacı alacağı ödenmiş, davacı tarafından hakedişe itiraz edilmemiştir.
Eldeki davada, kesin hakedişe girmeyen imalâtların bulunduğu, 11.05.2006 tarihinde idareye yapılan başvurunun kabul görmediğinden fazla imalât bedelinin tahsiline karar verilmesi istenilmiş ise de; gerek bu dilekçenin ekinde, az yukarıda sözü edilen %10 keşif artışında olduğu gibi idarece verilmiş bir onay olmadığı gibi, fazla imalâtın yapıldığına ilişkin yeşil defter vs. gibi teknik nitelikte belge de ibraz edilmiş değildir. Nitekim hükme dayanak bilirkişi raporunda da fazla imalâtın tespiti konusu tereddüte düşüldüğü belirtilerek dosyadaki belgelere göre hesaplama yapılmıştır.
Bu haliyle davacının, işin kesin kabulü ve kesin hakedişi yapıldıktan ve bunları da itirazsız imzaladıktan sonra fazla imalât iddiasını kanıtlayamadığı açık seçik ortadadır. O halde davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, karar bozulmalıdır. Kabule göre de, imalâtın 2005 yılında yapıldığı ve sözleşme dışı olduğu iddia edildiğine göre yapım yılı piyasa fiyatlarıyla hesaplanması yerine dava tarihi olan 2006 yılı birim fiyatlarıyla yapılan hesaba göre hüküm kurulması da doğru olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalı taraf yararına BOZULMASINA, 13.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.