Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/1657 Esas 2022/2885 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1657
Karar No: 2022/2885
Karar Tarihi: 18.04.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/1657 Esas 2022/2885 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, Hazine adına kayıtlı olan taşınmazın imar uygulaması sonucu meydana gelen imar parsellerinin idari yargıda iptal edilmesi nedeniyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasını talep etmiştir. Mahkeme, önce kısmi olarak karar vermiş, Yargıtay'ın bozma ilamı sonrası ise tapu kaydının iptali ile kök parsele dönülmesinin istenmesine karar vermiştir. Ancak mahkemece hangi imar parsellerinin ne kadarlık kısımlarının tapu kaydının iptaline hükmedildiği açıklanmadığı için Yargıtay bir kez daha kararı bozmuştur. Yasa değişikliği sonrasında davanın reddine karar verilmiştir ancak dava açıldığı tarihte davacının haklı olduğu ve yargılama giderlerinin belli davalılar tarafından karşılanması gerektiği belirtilmiştir. Kararda TMK'nın 1025. maddesi ve HMK'nın 331. maddesi açıklayıcı olarak yer almaktadır.
7. Hukuk Dairesi         2022/1657 E.  ,  2022/2885 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 12/05/2009 gününde verilen dilekçe ile kadastral parselin ihyası talebi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 08/10/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Asıl ve birleştirilen davalar imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istemlerine ilişkindir.
    Davacı, ihdasen Hazine adına kaydedilen 1073 (101) parsel sayılı taşınmazın davalı ... Belediyesinin 08.06.1998, 22.06.1998 ve 26.11.1998 tarihli, 3014, 3379 ve 5941 sayılı Encümen kararı uyarınca 37 nolu I. Etap düzenleme bölgesinde yaptığı imar uygulaması sonucu imarın 5342 ada, 1 parseline dönüştüğünü, anılan imar uygulamasının iptali için idari yargı yerinde açılan davanın iptal edildiği, Belediyece kadastral parsele dönülmesi gerekirken imar uygulaması ile oluşan 5342 ada, 1 parseli de kapsayan 37 nolu, 2. etap imar bölgesinde bu kez Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından 28.02.2007 tarih, 421 sayılı Encümen kararı uyarınca yapılan imar uygulamasının da idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile kök parsele dönülmesi olmadığı takdirde zararın tazminine karar verilmesini istemiştir.
    Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece ilk hükümde; çekişmeli taşınmazların imar şuyuulandırma işlemlerinin idari yargı yerinde iptal edildiği, oluşan imar parsellerinin hukuki dayanaktan yoksun hale geldikleri ve kadastral mülkiyet durumunun ihyasını gerektirdiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin ilamı ile; ''...ne var ki, mahkemece imar parselleri hakkında imarla oluşan sicil kayıtlarının iptaline karar verilmeksizin eski hale ihya kararı verilerek hüküm fıkrasının infazda sorun çıkaracak biçimde oluşturulması doğru değildir...'' denilerek bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; dava konusu Adana ili, Çukurova ilçesi, Kabasakal Köyü 1073 parsel numaralı kadastro parselinde; imarla oluşan sicil kayıtlarının iptaline, eski hale ihya ile ihdas parselin davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline” şeklinde karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili ile davalı ... vekili, dahili davalı ... vekili ve davalı ... tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin ilamı ile; ''... mahkemece kurulan hükümde, hangi imar parsellerinin ne kadarlık kısımlarının tapu kayıtlarının iptaline hükmedildiği kuşkuya yer bırakmayacak biçimde açıklanmamıştır. O halde, çekişmeli imar parsellerinin ihyası talep edilen ihdas parseli üzerinde kalan kısımları açıkça yazılarak bu bölümlerin tapu kayıtlarının iptali ile 1073 sayılı parselin ihyası ve Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir.'' gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak 3194 sayılı Yasanın 18. maddesinde 20.02.2020 tarihinde yapılan yasa değişikliği uyarınca davanın reddine, davacı tarafından yapılan yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasına, davalılar tarafından yapılan yargılama giderinin davacıdan tahsiline, davalılar lehine 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiline hükmedilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava konusu 1073 parsel sayılı taşınmaz davalı ... Belediyesi ve davalı ... Belediyesi tarafından imar uygulamalarına tabi tutulmuş, ancak davalı Belediyeler tarafından yapılan imar uygulamaları İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Böylece, davacının maliki olduğu kadastral parsel üzerinde imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinin dayanağı idari işlemin iptal edilmesi nedeniyle sicil dayanaksız kalmış ve TMK’nın 1025. maddesi hükmü uyarınca imar parselleri yolsuz tescil durumuna düşmüşlerdir.
    Her ne kadar mahkemece dava tarihinden sonra gerçekleşen yasa değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamakta ise de; dava, davalı ... Belediyesi ile davalı ... Belediyesinin yapmış olduğu idari işlem nedeniyle açılmış olup, davanın açıldığı tarihte kadastral parselin ihyasını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden ve davacının dava açma tarihinde haklı olduğu göz önüne alındığında, 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesi gereği yapılan yargılama giderlerinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile dava konusu taşınmazın belediye sınırlarında meydana gelen değişiklik ile davalı ... Belediyesi sınırlarına dahil olan davalı ... Belediyesinin sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Anılan bu hususlar kararın bozulmasını gerektirmekte ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden; HUMK'nun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenler uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının;
    (1) Dördüncü bendinin çıkarılarak yerine "… davacı tarafından yapılan 1.738,02 TL yargılama giderlerinin davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin eklenmesine,
    (2) Beşinci bendinin çıkarılarak yerine "… davalı ... Belediyesi tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına…" ibaresinin eklenmesine,
    (3) Altıncı bendinin çıkarılarak yerine "… davalı ... Belediyesi tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına" ibaresinin eklenmesine,
    (4) Sekizinci bendinin çıkarılarak yerine "davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinden yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine…" ibaresinin eklenmesine, birleşen davalara ilişkin 9. ve 10. bentlerin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara