Esas No: 2022/1307
Karar No: 2022/2929
Karar Tarihi: 18.04.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/1307 Esas 2022/2929 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/1307 E. , 2022/2929 K.Özet:
İçtihat metnine göre, asliye hukuk mahkemesinde üst hakkına dayalı ecrimisil davası açılmış ve mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Temyiz üzerine Yargıtay 7. Hukuk Dairesi tarafından yapılan incelemede mahkeme kararı onanmıştır. Davacı vekili kararın düzeltilmesi için başvuruda bulunmuş ancak Daire, kararın usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle karar düzeltme istemini reddetmiştir. Karşı oy yazısıyla, davacının üst hakkının usulünce kullanılıp kullanılmadığı hususunun tartışmaya açılması gerektiği ifade edilmiştir.
Kararda Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HUMK) 440. maddesi ve takdiren 442/son, 4421 sayılı kanunların 2 ve 4/b-1 maddeleri referans gösterilmiştir. HUMK’nun 440. maddesi, karar düzeltme dilekçelerinin reddi halinde para cezası uygulanabileceğini belirtmektedir. Takdiren uygulanacak olan kanun maddeleri ise karar düzeltme istemi reddedildiğinde ödenecek para cezasını belirlemektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki üst hakkına dayalı ecrimisil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 04/01/2022 gün ve 2021/583 Esas, 2022/91 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen hususlar daha önce temyiz nedeni yapılmıştır. Yapılan yargılamaya, toplanan delillere, Dairemizce de benimsenen ve Yargıtay bozma ilamı uyarınca bozmaya uygun olarak verilen mahkeme kararı gerekçesine göre, ilamımız usul ve yasaya uygun olup, düzeltilmesini gerektirir bir neden bulunmadığından, HUMK’nun 440. maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçelerle, HUMK’nun 440. maddesinde öngörülen hususlardan hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE, aynı yasanın 442/son ve 4421 sayılı Kanunun 2 ve 4/b-1 maddeleri delaletiyle takdiren 660,00 TL para cezasının düzeltme isteyenden tahsiline, ret harcı peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 18/04/2022 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Davacı vekili tarafından 01.01.2009- 31.12.2009 tarihleri arasındaki dönem için ecrimisil talepli olarak açılan davada, mahkemece, ilk karar sonrası karar düzeltme aşamasında verilen bozma ilamına uyulmak suretiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin süresinde temyiz isteminde bulunması üzerine dosya Yargıtay 7. Hukuk Dairesince incelenerek onanmış, bu defa davacı vekili tarafından karar düzeltme talebinde bulunulması üzerine; Dairemizin Sayın çoğunluğu görüşünü, karar düzeltme isteminin reddine karar verilmesi yönünde kullanmış olmakla, aşağıdaki şekilde karar düzeltme isteminin kabul edilerek kararın bozulması yönünde muhalefet görüşümüz açıklanmıştır.
Davamızda kısaca üst hakkından dolayı olarak, davalının haksız elatmasının önlenmesi ve ecrimisil talep edilmektedir.
Davacı tarafından muhtelif tarihler yönünden açılan davaların birleştirildiği ve yine bu davaların sonraki tarihlerde tefriki sonucu yargılamaların sonuçlanmasının uzun zaman alması sebebiyle gecikme olduğu açıktır.
Mahkemece ilk karar ile dava kabul edilmiş, temyiz üzerine karar Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 26.05.2016 tarihli ilamı ile karar onanmış, ancak davalı vekilinin karar düzeltme talebi sonrası bu sefer, ilk derece mahkemesi kararı 23.11.2017 tarihli Yargıtay ilamı ile bozulmuştur.
Öncelikle bozma kararına muhalefet şerhi yazan Sayın Sevinç Türközmen'in muhalefet şerhindeki beyanlara genelde katıldığımızı açıklamak isterim.
Konu, dava konusu olan ... ili, ... ilçesi, ... Mahallesi ada ..., parsel 5'de yer alan taşınmazda, davacı şirket lehine 25 yıl süre ile konulan üst hakkını, davacı şirketin usulünce kullanıp kullanılmadığı hususudur.
Dava konusu parsellerle bağlantılı ve halen Hazine'ye ait 6, 7 ve 8 sayılı parseller yönünden ihtilafların devam ettiği ve davacı şirketin bu yerler için sürekli ecrimisil ödediği hususları da tartışmadan uzaktır.
Yargıtay bozma ilamında ihtilaflar devam ederken şirket adına verilmiş olan 13.11.2003 tarihli taahhütname gerekçe gösterilerek davalıya verilen kullanma izni sebebiyle dava açılamayacağı belirtilmektedir.
Öncelikle ilgili taahhütnamenin kimin tarafından imzalandığı açık olmadığı gibi imzalayan kişi belirlense dahi bu belgeyi imzalamaya yetkili olup olmadığı araştırılmamış olup, bu yönden inceleme yapılması için kararın bozulması gerektiği açıktır.
Bunun dışında yine taahhütname başlıklı belgede esasen şarta bağlı bir ifade olmasına rağmen bu husus da yeterince incelenmemiştir.
Şöyle ki; davacı şirketin, ana taşınmazda bağlantılı olan 6, 7 ve 8 sayılı parsellerde lehine irtifak hakkı kurulacağı inancı ile hareket ettiği, ancak uzun süre beklemesine rağmen bunun sağlanmadığı, dolayısıyla taahhütnamenin bu yönden geçersiz olduğu açıktır.