Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2022/1041 Esas 2022/5681 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/1041
Karar No: 2022/5681
Karar Tarihi: 07.06.2022

Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2022/1041 Esas 2022/5681 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı, şüphelinin çocuğu cinsel istismar suçunu işlediğine dair yeterli delil bulunamadığı gerekçesiyle kamu davası açmama kararı verdi. Ancak mağdurun beyanı ve dijital materyallerdeki bulgulara göre delillerin kamuya dava açmaya yeterli olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle itirazda bulunuldu ancak yerel mahkeme itirazı reddetti. Yargıtay ise kanun yararına bozma isteğini reddetti ve kararın usul ve kanuna uygun olduğunu belirtti.
Kanun maddeleri:
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160. maddesi: Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davası açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 170/2. maddesi: Cumhuriyet savcısının yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 172. maddesi: Kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verecek durumlar
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun
9. Ceza Dairesi         2022/1041 E.  ,  2022/5681 K.

    "İçtihat Metni"

    Basit tehdit, çocuğun nitelikli cinsel istismarı, çocuğu müstehcen yayınları okumaya ve seyretmeye teşvik ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 09/12/2019 tarihli ve 2018/9502 soruşturma, 2019/63591 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Antalya 5. Sulh Ceza Hâkimliğinin 26/04/2020 tarihli ve 2020/315 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar nazara alındığında,
    Dosya kapsamına göre, mağdurun ifadesinde; üvey dedesi olan şüphelinin evlerinde ikamet ettikleri zaman zarfında birden çok kere vücudunu ellediği, bir seferinde de parmağını cinsel organına soktuğu, cinsel içerikli videolar izlettiği, yaşanılan olayları kimseye anlatmaması konusunda kendisini tehdit ettiğinden bahisle şikayetçi olması üzerine, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca, şüphelinin üzerine atılı suçları işlediğine ilişkin mağdur ve müştekinin soyut ve mesnetsiz iddiaları dışında hakkında kamu davası açmayı gerektirir yeterli şüphe oluşturacak nitelikte delil ve emare elde edilemediği, bilgi sahibi sıfatı ile ifadesi alınan ...'nin iddia edilen olaya ilişkin bir beyanının bulunmadığı, diğer tanık...'nin beyanlarının ise şüphelinin savunmasını teyit ettiği gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; mağdurun yaşı küçük olması nedeniyle olayları zamanla anlamlandırdığını belirtmesi, uzman rapor içeriklerine göre mağdurun beyanlarının tutarlı olduğunun belirtilmesi, olay nedeniyle sinirlilik, stres bozukluğu, olayla ilgili düşlemler, depresif belirtiler gibi travma sonrası stres bozukluğuyla uyumlu bulguların gözlenmesi ile psikiyatrik tedavi önerilmesi, emsal kararlara göre iffet ve namusuna ilişkin olarak ortaya konulan mağdurun beyanına itibar edilmesinin karine teşkil etmesi, şüpheli ile mağdur ve müşteki arasında 2 yıl öncesine dayanan arazi satımı ve evden kovulma husumetine ilişkin olarak şüphelinin 2 yıldır kendileriyle hiçbir şekilde görüşmediği şeklindeki savunması karşısında husumetin oluştuğu tarihte değil de 2 yıl sonra şikayetçi olunmasının söz konusu husumetle ilgili olmadığının kabulünün gerektirmesi, mağdurun beyanını destekler tarzda şüphelinin telefonunda ve evde bulunan dijital meteryallerinde pornografik ve müstehcen fotoğrafların bulunması karşısında, delillerin kamu davasının açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu, bu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 10/12/2021 gün ve 94660652-105-07-3400-2021-Kyb sayılı yazılı istemlerine müsteniden ihbar ve mevcut evrakla birlikte dosya Daireye tevdi kılınmakla dosya tetkik edildi, gereği görüşüldü:
    Tüm dosya içeriği nazara alındığında, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 09.12.2019 gün ve 2019/63591 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Antalya 5. Sulh Ceza Hakimliğinin 26.04.2020 gün ve 2020/315 Değişik iş sayılı kararı usul ve kanuna uygun olup, kanun yararına bozma istemine dayanan ihbarname içeriği yerinde görülmediğinden vaki talebin REDDİNE, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 07.06.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara