Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2018/15861 Esas 2021/5181 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2018/15861
Karar No: 2021/5181
Karar Tarihi: 05.04.2021

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2018/15861 Esas 2021/5181 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen bir hüküm temyiz edilmiştir. Mahkeme kararının gerekçesiz olduğu ve iddia, savunma, kanıtların tartışılmadan hüküm kurulduğu dile getirilmiştir. Ayrıca suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 5015 sayılı Yasanın Ek 5/1. maddesi kapsamında kaldığı, ancak daha sonra yürürlüğe giren kanunlarla değişiklik olduğu belirtilmiştir. Yapılan incelemeler sonucunda sanığın cezasının belirlenmesi gerektiği de vurgulanmıştır. Kanunlar arasındaki farklılık, ceza türü ve süresi hassasiyetle ele alınarak karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Ayrıca denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi durumunda hapis cezasının infaz edileceği ve cezaya bağlı olacak hak yoksunluğu hükümlerinin uygulanacağına yer verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
-Anayasa'nın 141/3.
CMK'nun 34, 230 ve 289/9.
-5015 sayılı Yasanın Ek 5/1. Maddesi
-6455 sayılı Yasa
-5607 sayılı Yasanın 3/11 ve 3/12. Maddeleri
-6545 sayılı Yasa
-7242 sayılı Yasa'nın 61. ve 62. maddeleri
-TCK'nun 7. Maddesi
-5237 sayılı TCK'nun 53. ve 62. Maddeleri
-CMK'nun 231/11 ve 232/6. Maddeleri.
7. Ceza Dairesi         2018/15861 E.  ,  2021/5181 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi

    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    Mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olmasının Anayasa’nın 141/3. ve CMK"nun 34, 230 ve 289/9. maddelerinin amir hükmü olduğu dikkate alınarak; iddia, savunma, sanığın leh ve aleyhindeki kanıtların tartışılması, sanığın savunmalarına neden itibar edilmediğinin denetime imkan verecek şekilde açıklanması, sübutu kabul edilen ve suç oluşturan eylemlerin belirlenmesi ve yasal öğelerinin gösterilmesi gerektiği gözetilmeden sadece mahkemenin 05/10/2012 tarihli, 2012/505 Esas ve 2012/539 Karar sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararına atıf yapılarak gerekçesiz olarak hüküm kurulması,
    Kabule göre ise;
    1. Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 5015 sayılı Yasanın Ek 5/1. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile 5015 sayılı Yasanın Ek 5/1. maddesinin yürürlükten kaldırılarak atılı suça ilişkin düzenlemenin 5607 sayılı Yasanın 3/11 ve 3/12. maddeleri kapsamı içine alındığı ve halen yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değişik 3/11 ve 3/12. maddeleri ile de aynı düzenlemenin korunduğu cihetle,
    Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
    Suç tarihinde yürürlükte olan 5015 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesinin yollamasıyla aynı Yasanın 3/5, 3/10, 3/22 ve 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK"nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    2. 5271 sayılı CMK"nun 231/11 madde ve fıkrasında "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir" hükmü düzenlenmiş olup, buna göre sanığın deneme süresi içinde yeniden suç işlemesi durumunda açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanmasına karar verilmekle yetinilmesi gerektiği halde cezasının ertelenmesine karar verilmesi,
    3. Sanık hakkında takdiri indirim uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK"nun 62/1. maddesi yerine fıkra numarası gösterilmeksizin TCK"nun 62. maddesinin yazılması, yine gün adli para cezasının paraya çevrilmesi sırasında uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK"nun 52/2. maddesi yerine TCK"nun 50/1-a. maddesi olarak gösterilmesi suretiyle CMK"nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
    4. Sanığın denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi halinde ertelenen hapis cezasının kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirileceğine ve yine denetim süresinde herhangi bir yükümlülük yüklenmemesine veya uzman kişi görevlendirmemesine karar verilirken uygulanan kanun ve maddelerinin gösterilmemesi suretiyle CMK"nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
    5. 24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK.nun 53.maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    TCK"nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 1. fıkranın (c) bendinde yazılı hak yoksunluğunun, sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkileri açısından uygulanmamasına, altsoyu dışında kalanlarla ilgili hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05.04.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.








    Hemen Ara