Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4552 Esas 2022/3032 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4552
Karar No: 2022/3032
Karar Tarihi: 20.04.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4552 Esas 2022/3032 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2021/4552 E.  ,  2022/3032 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 07/08/2012 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin önlenmesi ve kal istenmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın davalı ... yönünden kabulüne, diğerleri yönünden reddine dair verilen 18/02/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili, vekil edeninin kısıtlı ... vasisi olup, kısıtlının maliki olduğu 38 ada 9 parsel sayılı taşınmaza dava dışı ... isimli kişinin 2 katlı depolu dükkan yapıp daha sonra burayı terk ettiğini, davalıların ise taşınmazı işgal edip altı depo iki katlı bina yaptıklarını belirterek davalıların, dava konusu taşınmaza müdahalelerinin men'ini ve kal'ini talep etmiştir.
    Davalı ..., 14.04.1996 tarihinde bedelini ödeyerek ... isimli dava dışı kişiden dava konusu yeri satın aldığını, bu kişinin de tapu maliki kısıtlı ...’den 1990-1991 yıllarında taşınmazı satın aldığını öğrendiğini belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalılar da davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, "Davalılar ... ve ....’e yönelik davanın, bu kişilerin tapuda hissedar olmaları ve kendi hisselerine düşen yeri kullandıkları gerekçesiyle reddine; davalı ... hakkındaki davanın kabulü ile 38 ada, 5 parsel sayılı 3680 m2'lik taşınmazdaki 16/11/2015 tarihli bilirkişi raporu ve ekindeki krokide "H harfi ile sarı renkli boyalı olarak gösterilen 77,20 m2'lik kısma davalı tarafından yapılan müdahalenin men'ine, sözü geçen bina bölümünün davalı tarafça kal'ine", dair verilen ilk hükmün davacı ve davalı ... tarafından temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 25.10.2018 tarih 2018/8510 Esas, 2018/17992 Karar sayılı ilamı ile "Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu tarla niteliğinde 3680 m2 yüzölçümündeki 38 ada 9 parsel sayılı taşınmazın, davacı ... ile davalılar ..., ... ve dava dışı hissedarlar adına müştereken kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. 1. dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin tüm, davalı ...’un aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine karar verilmiş, her ne kadar hükmün 2. fıkrasında dava konusu taşınmaz olarak "..38 ada 9 parsel..." yazılması gerekirken "... 38 ada 5 parsel" yazılmış ise de; bu husus maddi hataya ilişkin olup mahallinde düzeltilebileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır. 2. davalı ...’un kal kararına yönelik temyiz itirazlarına gelince; Türk Medeni Kanununun 723. maddesi uyarınca ödenecek olan tazminatın tutarı malzeme malikinin iyiniyetli olup olmamasına göre değişir. TMK'nin 723. maddesinde “Malzeme sökülüp alınmazsa arazi maliki, malzeme sahibine uygun bir tazminat ödemekle yükümlüdür. Yapıyı yaptıran arazi maliki iyiniyetli değilse hakim, malzeme sahibinin uğradığı zararın tamamının tazmin edilmesine karar verebilir. Yapıyı yaptıran malzeme sahibi iyiniyetli değilse, hakimin hükmedeceği miktar bu malzemenin arazi maliki için taşıdığı en az değeri geçmeyebilir.” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Üzerine inşaat yaptığı arazinin kendisine ait olmadığını bilmeyen veya bilmesi gerekmeyen kişi kural olarak iyiniyetlidir. Bunun gibi inşaatı arazi sahibinin açık veya örtülü muvafakatı ile yapan malzeme sahibi de iyiniyetli sayılır. Buna karşılık, üzerinde inşaat yaptığı arazinin kendisine ait olmadığını bilen veya bilmesi gereken kişi kötüniyetlidir. Malzeme maliki ve arazi sahibi iyiniyetli ise malzeme sahibine muhik bir tazminat ödenmelidir. Muhik tazminatın tespit ve takdiri hakime ait bir görevdir. Olayın özelliğine göre malzemenin dava tarihindeki değeri gözetilerek takdir edilir. Malzeme sahibi kötüniyetli ise arsa sahibi malzemenin kendisi yönünden taşıdığı en az değeri öder. Somut olayda; dosya içerisindeki soruşturma evraklarına göre, dava konusu 38 ada 9 parsel sayılı taşınmaz hissedarlarından davacı kısıtlı ...’in beyanında,15 yıl önce adına kayıtlı ikametinin arkasındaki 100 m2 yeri 65 TL karşılığı ... isimli birine sattığını, tapu bölünemediğinden tapusunu veremediğini, ...’ın da buraya 2 katlı daire yaparak 14 yıl önce akrabası ...’a sattığını, halen de taşınmazda ...’ın oturduğunu, bu yeri rızasıyla sattığını beyan etmesi karşısında davalı ... TMK’nin 723. maddesine göre iyiniyetlidir. TMK'nin 723/1. maddesinde yer alan düzenlemeye göre davalı ... lehine, uzman bilirkişiler vasıtasıyla hesaplanacak uygun tazminat bedelin ödenmesi karşılığı kal kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.” gerekçesiyle bozulmuştur.
    İlk derece mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, “Davacının davalılar ... ve ...'e yönelik davasının reddine, davacının davalı ...'a yönelik davasının kabulü ile İstanbul ili, ... ilçesi, ... Mah. 2 pafta, 38 ada, 9 parsel sayılı 3680 m2 lik taşınmazdaki 16.11.2015 tarihli bilirkişi raporu ve ekindeki krokide "H" harfiyle sarı renkli olarak gösterilen 77,20 m2 lik kısmına davalı ...'a ait bina kısmıyla yapılan müdahalenin men'ine, sözü geçen bina bölümünün 19.130,63 TL depo edilen tazminat mukabilinde kal'ine, davacı tarafça mahkeme veznesine 21.01.2020 tarihli makbuzla depo edilen tazminatın karar kesinleştiğinde davalı ...'a ödenmesine” karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi" başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere; mahkemenin, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdireceği, yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai kararın hüküm olduğu ve yargılamanın sona erdiği duruşmada verilerek tefhim olunacağı, aynı Yasanın "Hükmün kapsamı" başlıklı 297/2 maddesi gereğince; hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin gerekli olduğu hükme bağlanmıştır.
    Somut olayda; davacı, paydaşı olduğu 38 ada 9 parsel sayılı taşınmazda 2 katlı bina kullanmak suretiyle müdahalede bulunan davalıların müdahalesinin önlenmesini ve yapının kalini talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda verilen ilk hükümde davalılardan Sebahattin ve Şerafettin’in dava konusu taşınmazda paydaş olmakla birlikte müdahaleleri tespit edilemediğinden onlar açısından davanın reddine; diğer davalı ... yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün temyizi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 25.10.2018 tarih 2018/8510 Esas, 2018/17992 sayılı Kararında; davalı ... iyi niyetli olduğundan TMK'nin 723/1. maddesinde yer alan düzenlemeye göre davalı lehine, uzman bilirkişiler vasıtasıyla hesaplanacak uygun tazminat bedelinin ödenmesi karşılığı kal kararı verilmesi gerektiğini belirterek hükmün bozulmasına karar vermiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak kal'i istenen yapının işgalli kısmının değeri bilirkişi raporu ile tespit ettirilmiş ve ilgili tutar davacı tarafından depo edilmiştir. Ne var ki mahkemece hükme esas alınan 16.11.2015 tarihli ek bilirkişi raporunda, dava konusu taşınmaza işgalli bina kısmı F harfi ile gösterildiği halde hükümde H ile gösterilen yere ilişkin müdahalenin önlenmesine ve kal'e karar verilmiştir. Dava konusu 38 ada 9 parsel sayılı taşınmaza yönelik işgalli 17,90 m2’lik taşkın kısım raporda F ile gösterildiği ve bilirkişi raporunda bu kısmın bedeli hesaplanarak davacı tarafından depo edildiği halde hükümde karışıklık yaratılarak sarı renkle gösterilen H ile işaretli ve bahçe olduğu belirtilen kısma yönelik müdahalenin önlenmesine ve işgalli bina bu kısımda yer alıyormuş gibi kal'ine karar verilmesi şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerde temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara