Esas No: 2022/1806
Karar No: 2022/3093
Karar Tarihi: 25.04.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/1806 Esas 2022/3093 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/1806 E. , 2022/3093 K.Özet:
Davacı, davalıların müvekkilinin annesi ve dayısı olduğunu belirterek, dava konusu taşınmazdaki muhdesatların aidiyetinin tespiti, temliken tescil ve tazminat talebinde bulunmuştur. Mahkeme, temliken tescil talebini reddetmiş, bazı muhdesatların davacı tarafından yapıldığını tespit etmiş ve bu yapıların bedelini davalılardan alarak davacıya verilmesine karar vermiştir. Ancak, tüm müşterek maliklerin dava tarafı olması gerektiği ve tapuda kimin adına kayıtlıysa ona karşı açılması gerektiği hususlarına dikkat çekilmiştir. Bu nedenle, eksik taraf teşkiliyle hüküm kurulmuş ve usulüne uygun ıslah talebi olmadan fazla tazminat hükmedilmiştir. Bu sebeple, karar bozulmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 26. maddesi, ıslah talebinin usulüne uygun şekilde yapılması gerektiğini belirtmektedir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.05.2015 gününde verilen dilekçe ile muhdesat aidiyetinin tespiti, temliken tescil ve 2. kademede tazminat talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın tazminat yönünden kabulüne dair verilen 30.11.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti, temliken tescil ve ikinci kademede tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalı ...'un müvekkilinin annesi, diğer davalının ise dayısı olduğunu, davalıların dava konusu ... ili, ... ilçesi, 5874 parsel sayılı taşınmazda tapu kayıt maliklerinden ...'un mirasçıları olduğunu, dava konusu bir kısım muhdesatları davacının yaptığını iddia ederek muhdesatların aidiyetinin tespiti ile dava konusu taşınmazın davacı adına temliken tescilini, bu talebin reddi halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 20.000,00 TL tazminatın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davacının iddialarının gerçeğe aykırı olduğunu, müvekkilinin dava konusu taşınmaz ile ilgili davacı aleyhine elatmanın önlenmesi istemiyle açtığı davanın kabul edildiğini, derecattan geçerek kesinleştiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, temliken tescil talebinin reddine, inşaat bilirkişisi raporunda B, C, D, E, F ve G harfleri ile gösterilen yapıların davacı tarafından yapıldığının tespiti ile bu yapıların bedeli olan 34.744,67 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ile davalı ... vekili temyiz etmiştir.
Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup re’sen yargılamanın her aşamasında gözönünde bulundurulması gerekir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun (13.6.1984 tarih ve 1982/358 Esas, 1984/710 Karar sayılı; yine 26.10.2005 tarih 2005/14-587 Esas, 2005/609 Karar sayılı, 2010/4-4 Esas, 2010/56 Karar sayılı ilamlarında) açıklandığı üzere temliken tescil isteminin söz konusu olduğu hallerde tüm müşterek maliklerin davada yer almaları gereklidir.
Muhdesatın aidiyetinin tespiti istemli davaların muhtesatın üzerinde bulunduğu taşınmaz tapuda kimin adına kayıtlıysa ona karşı açılması gerekir.
Somut olay incelendiğinde; davacı muhdesatın aidiyetinin tespiti, temliken tescil ve ikinci kademede tazminat isteminde bulunmuştur. Tapu kaydı incelendiğinde bir kısım tapu kayıt maliklerinin davada taraf olarak gösterilmedikleri anlaşılmıştır.
Taraf teşkili tam olarak sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik taraf teşkiliyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; davacının 2. kademedeki istemi olan tazminata ilişkin usulüne uygun ıslah talebi bulunmadığından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesine aykırı olacak şekilde davacının talebinden fazlasına hükmedilmiş olması da doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekili ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.