Esas No: 2021/4403
Karar No: 2022/3139
Karar Tarihi: 26.04.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4403 Esas 2022/3139 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/4403 E. , 2022/3139 K.Özet:
Hazine vekili tarafından temyiz edilen, muhdesat aidiyetinin tespiti davasından verilen karar incelendi. Tebligat Kanunu'na göre gerçek kişilere yapılacak tebligat için iki aşamalı bir yol benimsenmiştir. İlk aşamada, muhattabın adres kayıt sistemindeki adresine doğrudan tebligat yapılamaz. Muhatabın bulunmadığı durumlarda araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması gerekir. İkinci aşamada, muhatabın gösterilen adresten ayrılması ve yeni adresinin tespit edilememesi durumunda tebliğ evrakının mercie iade edilmesi gerekir. Kararda, davalılara yasal şartlar oluşmadan doğrudan doğruya TK'nin 21/2. maddesine göre yapılan tebligatın usulsüz olduğu belirtilerek, gerekli hükümlere uygun şekilde gerekçeli kararın tebliği sağlanması ve yasal temyiz süresinin beklenmesi istenmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 7201 sayılı Tebligat Kanunu
- 6099 sayılı Kanunun 21/2. maddesi
- Tebligat Yönetmeliği'nin 29 ve 16/2. maddeleri
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki muhdesat aidiyetinin tespiti davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen hüküm davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanununla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir.
1)Bu Kanun değişikliğine göre, muhattabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
2)Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilmemesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir.
Tebligat Kunununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması ve bu hükme göre tebliğ edilmesi, yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olduğundan ve muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun değildir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; davalılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ...'a gerekçeli karar tebligatının yukarıda açıklanan ilke ve kurallara aykırı olarak TK'nin 10/2. maddesi gözardı edilmek suretiyle, adına önceden hiçbir tebligat çıkarılmadan ve yasal şartları oluşmadan doğrudan doğruya TK'nin 21/2. maddesine göre yapıldığı ve usulsüz olduğu görülmüştür. Bu nedenle adı geçen davalılara 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde gerekçeli kararın tebliği sağlanarak ve yasal temyiz süresi beklenildikten sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 26.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.