Esas No: 2021/4559
Karar No: 2022/3179
Karar Tarihi: 27.04.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4559 Esas 2022/3179 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/4559 E. , 2022/3179 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 20/06/2014 gününde verilen dilekçe ile muhdesat aidiyetinin tespiti ve tazminat talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 21/02/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, muhdesatın aidiyetinin tespiti ve tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, dava konusu eski 518 yeni 15 parsel sayılı taşınmazın tapuda Hazine adına kayıtlı olduğunu, bu taşınmazın 1945 yılından itibaren müvekkillerinin murisleri ... ve ... tarafından 1/2'şer hisseli şekilde kullanılarak taşınmaz üzerindeki delicelerin imar ve ihya edilerek tek tek aşılandığını, yaklaşık 550 adet zeytin ağacı yetiştirildiğini, taşınmazın bulunduğu bölgede DSİ tarafından sulama göleti inşaatı için kamulaştırma işlemlerinin başlatıldığını, muhdesat bedellerinin hak sahiplerine ödendiğini ve 15 parsel üzerindeki zeytin ağaçlarının gölet inşaatı içerisinde kalacağı gerekçesiyle davalı idare tarafından sökülerek götürüldüğünü belirterek, 15 parsel üzerindeki 550 adet zeytin ağacının davacı murislerinin ve devamla davacılar tarafından oluşturulduğunun tespitine, gölet inşaatı için yerinden sökülen muhdesat bedeli olan 39.610,00 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan ...'nden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Hazine vekili, taşınmaz üzerindeki ağaçların imar ve ihya edilmesinin söz konusu olmadığını, haksız ve yersiz açılan davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...İ. 21. Bölge Müdürlüğü vekili, zarar var ise davanın idari yargıda açılması gerektiğini, tespit ile ilgili kendilerine karar tebliğ edilmediğini, zilyetliğe dayalı talepler yönünden muhatabın Hazine olması gerektiğini, taşınmazda teknik olarak 550 adet zeytin ağacının yetiştirilmesinin mümkün olmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece ilk kararda, davanın davalılardan DSİ yönünden usulden reddine, davacıların muhdesatın oluşturulduğunun tespitine ilişkin açtığı davanın reddine, davacıların tazminat talebinin kısmen kabulü ile Hazine'den tahsiline karar verilmiş, bu kararın davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/12604 Esas 2018/18388 Karar sayılı ve 08.11.2018 tarihli ilamında, "Temyiz edenin sıfatına göre yapılan incelemede; yukarıda da yazılı olduğu üzere, davacılar tarafından açılan davada, muhdesat bedellerinin davalılardan DSİ’den tahsiline karar verilmesi istenmiş olup, diğer davalı Hazine ile ilgili tazminatın tahsiline ilişkin bir talep bulunmamaktadır. Mahkeme ise, davacıların DSİ aleyhine açtıkları davanın usulden reddine karar vermiş, bu yönden davacılar vekili tarafından temyiz isteğinde bulunulmamıştır. O halde, HMK’nin 26. maddesi karşısında, davacıların davalı Hazineden tazminatın tahsiline yönelik bir talepleri bulunmadığına, mahkeme tarafından da talep dışına çıkılamayacağına, talepten başkasına da karar verilemeyeceğine göre, dava dilekçesindeki taleplerle sınırlı olarak inceleme yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, taleple bağlılık ilkesine aykırı biçimde 32.960 TL’nin davalı Hazineden tahsiline ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamı üzerine, davacılar vekili ve davalı ...İ. 21. Bölge Müdürlüğü vekili karar düzeltme isteminde bulunmuş, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2019/2689 Esas 2019/8736 Karar sayılı ve 08.10.2019 tarihli ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar vermiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, davacının tazminat talebi yönünden Hazineye karşı açılmış bir dava bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına, diğer hususlar kesinleşmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili ve davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre davacılar vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Davacılar tarafından davada taraf kılınan Hazine yönünden mahkemece, karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesis edilmiştir. Davalı Hazine davada kendisini vekil ile temsil ettirdiği halde mahkemece Hazine lehine vekalet ücreti takdir edilmemiştir. Mahkemece, karar verilmesine yer olmadığına dair kararı ile kendisini vekil ile temsil ettiren Hazine lehine vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken, hüküm sonucunda vekalet ücretine hükmedilmemesi doğru görülmemiştir. Anılan bu husus kararın bozulmasını gerektirmiş ise de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm sonucuna ayrı bir bent olarak "6- Davalı Hazine kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 2020 yılında yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalı Hazineye verilmesine," ibaresinin eklenmesine, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.04.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.