Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4549 Esas 2022/3177 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4549
Karar No: 2022/3177
Karar Tarihi: 27.04.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4549 Esas 2022/3177 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2021/4549 E.  ,  2022/3177 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 11/09/2015 gününde verilen dilekçe ile miras taksim sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil talebi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 24/11/2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Dava, miras taksim sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı ... vekili, müvekkilinin babası ...'in vefatından sonra aile içerisinde yapılan fiili taksim sonucunda 127 ada 72 parsel ve 4022 parsel sayılı taşınmazların müvekkiline bırakıldığını, muris ...'in davalılar dışındaki diğer mirasçılarının müvekkiline pay devri yaptığını, ... mirasçılarından ... mirasçıları olan davalıların 127 ada 72 parselde 1/5, 4022 parselde 3/20 hissede paydaş olduklarını ancak paylarını müvekkiline devretmediklerini, davalılardan ...'in dava konusu taşınmazların müvekkiline ait olduğuna ilişkin yazılı beyanının bulunduğunu belirterek, davalılar adına kayıtlı 127 ada 72 parseldeki 1/5, 4022 parseldeki 3/20 hissenin iptali ile müvekkili adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Bir kısım davalılar vekili, müvekkillerinin 03.07.2015 tarihinde paylarını ...'e devrettiklerini, her iki taşınmazda da paydaş olmadıklarını, dava dilekçesinin ekinde yer alan 11.06.2016 tarihli belgeyi müvekkillerinin ...'e vekalet vermedikleri, miras taksim sözleşmesinin bütün mirasçıların imzasını taşıması gerektiği ve ...'in müvekkilleri adına söz söyleme-işlem yapma yetkisi bulunmadığı gerekçeleriyle kabul etmediklerini, bu belgenin dava tarihinden sonraki bir tarihi içermesi nedeniyle de hüküm ifade etmediğini, tapu siciline kayıtlı taşınmazlar için noterde veya tapu müdürlüğünde işlem yapılması gerektiğini, davanın husumet yokluğundan veya esastan reddini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, diğer davalıların 03.07.2015 tarihinde hisselerini müvekkiline devrettiklerini, dava dilekçesinin ekinde yer alan 11.06.2016 tarihli belgeyi diğer mirasçıların ...'e vekalet vermedikleri, miras taksim sözleşmesinin bütün mirasçıların imzasını taşıması gerektiği ve ...'in diğer mirasçılar adına söz söyleme-işlem yapma yetkisi bulunmadığı gerekçeleriyle kabul etmediğini, bu belgenin dava tarihinden sonraki bir tarihi içermesi nedeniyle de hüküm ifade etmediğini, tapu siciline kayıtlı taşınmazlar için noterde veya tapu müdürlüğünde işlem yapılması gerektiğini, davanın esastan reddini savunmuştur.
    Mahkemece ilk kararda, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 8749 ada 30 parsel sayılı taşınmazda davalı ...'e ait 3/20 hissenin iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline, diğer davalılar adına açılan davanın husumetten reddine, dava konusu 127 ada 72 parsel sayılı taşınmaz hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş, bu kararın davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/18325 E. 2018/13327 K. sayılı ve 29.05.2018 tarihli ilamında, "Dosya içerisinde yer alan 31.10.1990 tarihli miras taksim sözleşmesinin yukarıda belirtilen ilkeler ve kanun maddeleri ışığında TMK'nun 677. maddesine göre geçerli bir sözleşme olduğu hususu tartışmasızdır. Bahse konu sözleşmenin ... Erkan başlığını taşıyan 3/e bendinde aynen ''Kayseri ili ... köyü, ... mevkiindeki doğusu ... ve kaş, batısı ..., güneyi ... ve ... kuzeyi ... ile çevrili 28 dönümden ibaret tarlanın 15.5 dönümü''nün davacıya düştüğü yazılıdır. Tüm dosya içeriğine göre temyize ve davaya konu 4022 parsel sayılı taşınmazın, taksim sözleşmesinde az yukarıda sınırları belirtilen 3/e bendindeki taşınmaz olduğu konusunda da ihtilaf bulunmamaktadır. Ancak sözleşme içeriğine göre dava konusu taşınmazın 15,5 dönümü davacı ...'a verilmiştir. Mahkemece tanık beyanları, fiili taksim, davacı tarafından sunulan 11.06.2011 tarihli yazılı belge ve taksim sözleşmesine itibar edilerek dava konusu taşınmazda davalılardan ...'e ait 3/20 payın tamamının iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiş ise de, bu görüşe katılma olanağı bulunmamaktadır. Şöyle ki, taksim sözleşmesinde dava konusu taşınmazın tamamının değil 15,5 dönümünün verileceği kararlaştırılmış ve davacı dava konusu taşınmazın tamamında hak sahibi olduğuna dair yukarıda bahsi geçen TMK 677,676 maddesi kapsamında fiili taksime ilişkin yazılı bir belge de sunmadığı gibi dosyaya davacı tarafından sunulan ve dava tarihinden sonra düzenlenmiş olan 11.06.2016 tarihli belge de resmi şekilde yapılmadığından geçersizdir. O halde, mahkemece yapılacak iş, dava konusu 4022 parsel sayılı (yenileme ile 8749 ada 30 parsel) taşınmazda taksim sözleşmesinde belirlenen miktarın hesaplanması için, uzman bilirkişiden alınacak rapora göre dava konusu taşınmazın taksim sözleşmesinde belirlenen miktar yönünden davanın kabulüne karar vermek olmalıdır. Bu husus gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir. Bundan ayrı, bir kısım davalılar aleyhine açılan dava husumetten reddedildiği halde, bu davalılar aleyhine de yargılama gideri, harç ve vekalet ücretine hükmedilmesi doğru görülmemiştir." gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin bozma ilamı üzerine, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuş, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2018/13662 E. 2019/7929 K. sayılı ve 23.09.2019 tarihli ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine karar vermiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyulmasına karar verilerek, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile 8749 ada 30 parsel sayılı taşınmazın davalı ... adına kayıtlı olan hissenin 2028,93 m² yönünden tapu iptali ile davacılar muris ... mirasçıları adına miras payları oranında tesciline, 127 ada 72 parsel sayılı taşınmazın davalı ... bakımından reddine, diğer davalılar ..., ... ve ... yönünden davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
    Somut olaya gelince, bozma ilamı sonrasında mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek ilamda belirtilen hususlarda araştırmalar yapılmıştır. Bu araştırmalar içerisinde yer alan aynı zamanda hükme esas alınan teknik bilirkişi ... tarafından hazırlanan 07.10.2020 tarihli bilirkişi raporunda, .... Noterliği 31.10.1990 tarih 28648 yevmiye sayılı taksim sözleşmesinde davacıların murisi ...'a 28.250 m² olan 4022 parselin 15.500 m²'sinin bırakılması nedeniyle yeni 8749 ada 30 parsel (eski 4022 parsel) sayılı taşınmazda ...'a 29.969,80 m² 15500/28250=16.443,61 m²'lik kısmın verildiği, taksim sözleşmesinde ...'a taşınmazın güncel hali olan 8749 ada 30 parselin sadece belli bir kısmının verildiği, taşınmazın geri kalan kısmına ilişkin taksim sözleşmesinde bir hüküm bulunmadığı, bu nedenle taşınmazın geriye kalan 29.969,80 m² - 16.443,61 m²=13.526,19 m²'sinin kök muris ...'a ait olduğu, geri kalan 13.526,19 m²'nin mirasçıların hissesine düşen yüzölçümleri hesaplandığında, mirasçılardan ..., ..., ..., ..., ... ve ...'in de hisselerini ...'a devrettiklerinden bu mirasçılara düşen toplam 9.468,33 m² ve ...'un bizzat kendisine düşen 2028,93 m²'ye tekabül eden hisselerin de ...'a verilmesi gerektiğinden toplamda 16.443,61m² + 9468,33 m² + 2028,93 m²=27.940,87 m²'ye tekabül eden hissenin tapuda ... adına tescil edilmesi gerektiği hesaplanmıştır.
    Ancak tapu bilgileri incelendiğinde, 8749 ada 30 parsel sayılı taşınmazda davacıların murisi ...'un 25.474,33 m², davalılardan ...'in 4.495,47 m2'ye tekabül eden hisselerinin bulunduğu görülmüştür. Mahkemece davacı ...'un hissesine düşen kısmın 27.940,87 m²'ye tekabül etmesi için davalı ...'e düşen 4.495,47 hisseden 2466,54 m²'ye tekabül eden hissenin iptaline karar verilmesi gerekirken, hüküm sonucunda yazılı olduğu şekilde 2028,93 m²'ye tekabül eden hissenin iptaline karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yol açık olmak üzere, 27.04.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara