Esas No: 2022/1404
Karar No: 2022/3296
Karar Tarihi: 09.05.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/1404 Esas 2022/3296 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2022/1404 E. , 2022/3296 K.Özet:
Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden doğan alacağın tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir. Davacı vekili, 190.000 TL alacağın davalılardan tahsili için icra takibi başlatmış ve davalıların itirazı sonrası yapılan itirazların iptaline ve takip konusu alacağın tazminatla beraber davalılardan alınıp davacıya verilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Ancak mahkeme, zamanaşımı süresinin dolmuş olması nedeniyle davanın reddine karar vermiştir. Bu karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir ve Yargıtay tarafından bozulmuştur. Karara göre, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmüyor ve Borçlar Kanunu'nun 146. maddesi gereği on yıllık zamanaşımı süresi uygulanıyor. Bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlıyor ve ferag umudunun yitirilmesi ile sona eriyor. Davacı, tapu iptal ve tescil davasından kaynaklanan alacağını tahsil etmek için davalılara karşı icra takibi başlatmıştı ve bu takibin yapılabilmesi için ferağ umudunu yitirdiği tarih önemlidir. Bu nedenle, mahkeme zamanaşımının dolduğundan bahisle davanın reddine karar vermiştir ancak Yargıtay bu kararı bozmuştur. Sonuç olarak, mahkemece işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekmektedir. Kanun maddeleri Borçlar Kanunu'nun 146. ve 149. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27/10/2015 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin icra takibine itirazın iptali istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın zamanaşımı süresi dolmuş olması nedeniyle reddine dair verilen 08/03/2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava; taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan alacak yönünden yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili; İzmir 22. İcra Müdürlüğünün 2014/13212 Esas sayılı ve Seferihisar İcra Müdürlüğünün 2014/628 Esas sayılı dosyaları ile taşınmaz satış vaadi sözleşmesi nedeniyle 190.000,00 TL alacağının davalılardan tahsilini istemiş, davalıların borca itiraz etmeleri üzerine söz konusu icra takiplerine yapılan itirazların iptaline, durdurulan takiplerin devamına ve takip konusu alacağın % 20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; zamanaşımı süresinin dolmuş olması nedeniyle açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü davacı vekili temyiz etmiştir.
Taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden doğan davalar için özel bir zamanaşımı süresi öngörülmediğinden, Borçlar Kanununun 146. maddesi hükmü gereğince on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır ve bu süre sözleşmenin ifa olanağının doğması ile işlemeye başlar. Burada zamanaşımı başlangıcı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 149. maddesi (818 sayılı Borçlar Kanununun 128. maddesi) uyarınca alacağın istenebilir hale geldiği tarih, başka bir deyişle iddiada bulunanın ferağ umudunu yitirdiği tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda davacı, davalılara karşı Seferihisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/246 Esas sayılı dosyasında satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde 10.000 TL tazminatın tahsilini talep etmiş, mahkemece ifa olanağı olmadığından bahisle tapu iptal ve tescil isteminin reddine, davacının terditli talebi yönünden ise; her ne kadar dava konusu payın dava tarihi itibariyle keşfen 200.000,00 TL belirlenmişse de taleple bağlı kalınarak 10.000,00 TL tazminatın davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm Yargıtay (kapatılan) 14. Hukuk Dairesinin 14.05.2014 tarih, 2013/16310 E.-2014/6418 K. sayılı ilamı ile onanıp 24.09.2014 tarihi itibariyle kesinleşmiştir. O halde davacı ferağ umudunu, tapu iptal ve tescil davasının kesinleştiği tarih olan 24.09.2014 tarihi itibariyle yitirmiş sayılacağından dava zamanaşımı süresi dolmamıştır.
Bu durumda mahkemece işin esası incelenerek bir karar verilmesi gerekirken, zamanaşımının dolduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.