Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/7005 Esas 2022/3284 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/7005
Karar No: 2022/3284
Karar Tarihi: 09.05.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/7005 Esas 2022/3284 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup Hazine adına tescil edilmesi gerektiğini ancak Adana Büyükşehir Belediyesi adına tescil edildiğini ve imar uygulamalarının idari yargıda iptal edildiği gerekçesiyle tapu kaydının yolsuz tescil durumuna düştüğünü ileri sürerek tapu iptal ve Hazine adına tescil ile tapu kayıtlarının eski hale iadesinin sağlanmasını istemiştir.
Önceki kararlar Yargıtay tarafından bozulmuştur. Son kararda Yargıtay, dava konusu taşınmazın imar parselinin kadastral parsele ihyasına yönelik dava konusu talebin idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiğinden, dava konusu taleplerin kanun değişikliği nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini belirtmiştir. Kararda, davacının dava açma tarihinde haklı olduğu ve vekalet ücretinin Adana Büyükşehir Belediyesi ve değişen belediye sınırları nedeniyle davaya taraf olan diğer belediye tarafından ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri: Türk Medeni Kanunu'nun 1025. maddesi ve 775 sayılı Yasa'nın mülga 3. maddesi.
7. Hukuk Dairesi         2021/7005 E.  ,  2022/3284 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28/10/2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 13/07/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili, davalı ... Belediyesi vekili ve katılma yolu ile davalı Adana ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral mülkiyet durumunun ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı; davaya konu 1512 (3063) parsel sayılı taşınmazın 541,01 m2'lik kısmının evvelinde kadastro harici, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olup, Hazine adına tescili gerekirken ihdasen Adana Büyükşehir Belediyesi adına tescil edildikten sonra yapılan imar uygulamasıyla da tamamının kamuda kullanılmak üzere terkin edildiğini ve çekişmeli bölüm üzerinde de 4980 ada 2 sayılı imar parselinin oluşturulduğunu; ancak, dava konusu alanda gerçekleştirilmiş olan imar uygulamalarının idari yargıda iptal edildiğini ve böylece sicil kaydının TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca yolsuz tescil durumuna düştüğünü ileri sürerek, tapu iptal ve Hazine adına tescil ile tapu kayıtlarının eski hale iadesinin sağlanmasını istemiştir.
    Mahkemece, tapu kayıtlarının dayanağını teşkil eden imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiği gerekçesi ile davanın kabulüne dair verilen ilk karar, Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 07/07/2014 tarih 2014/4277 Esas, 2014/9017 Karar sayılı ilamı ile “…teknik bilirkişilerin çekişme konusu 1512 parsel sayılı taşınmazın kadastro paftasına göre tescil harici yerler ile Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki sahipsiz yerlerden ihdas edildiği bildirildiği halde, çekişme konusu taşınmazın imar uygulamalarından önceki vasfı, kadastro harici bırakılan bir yer olup olmadığı ve Hazine ile ilgisinin bulunup bulunmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanmadığı, ayrıca Belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığı hususu üzerinde de durulmadığı görülmektedir. Bu durumda mahkemece; öncelikle 1512 (3063) parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı ile ilk tesisinden itibaren geldi tapu kayıtlarının celbedilerek daha sonra yukarıda değinilen ilkeler ve yasal düzenlemeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, tarafların bu konuda gösterdikleri tüm delillerin toplanarak sonucu çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir..." şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur.
    Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 09.05.2018 gün, 2017/3867 Esas, 2018/3615 Karar sayılı ilamıyla "....dava konusu alanın hangi tarihte belediye veya mücavir saha içerisine alındığının belirlenmesi, dava konusu alana ilişkin kadastral pafta ile ilk ve ikinci imar uygulamasıyla konumlarını gösterir imar krokileri getirtilerek şuyulandırma işlemleri öncesi ve sonrası niteliklerinin (ilk uygulama ve ikinci uygulama öncesi ve sonrası nitelikleri, nereden ihdas ile oluşturulduğu, vs) şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, raporlardaki çelişkilerin giderilmesi, 775 sayılı Yasanın mülga 3. maddesinin koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka bir ifadeyle dava konusu taşınmazın belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığının net bir şekilde saptanması, ondan sonra toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiştir.’’ gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi vekili ile Çukurova Belediyesi vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 05.03.2020 tarihli ve 2019/1980 Esas, 2020/2751 Karar sayılı ilamıyla; ''...dava konusu uyuşmazlık, eklenen bu hüküm uyarınca idareye başvuru yoluyla çözülmesi gerektiğinden, imar parselinin kadastral parsele ihyasına yönelik dava konusu talebin, kanun değişikliği nedeniyle reddine karar verilmesi için yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekmiştir.'' denilerek bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili, davalı ... Belediyesi vekili ve katılma yolu ile davalı Adana Büyükşehir Belediyesi vekili temyiz etmişlerdir.
    1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi vekili ile Çukurova Belediyesi vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Dava konusu taşınmaz davalı Seyhan Belediyesi ve davalı Adana Büyükşehir Belediyesi tarafından imar uygulamalarına tabi tutulmuş, ancak davalı Belediyeler tarafından yapılan imar uygulamaları İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Böylece, davacının maliki olduğu kadastral parsel üzerinde imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinin dayanağı idari işlemin iptal edilmesi nedeniyle sicil dayanaksız kalmış ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca imar parselleri yolsuz tescil durumuna düşmüşlerdir. Her ne kadar mahkemece dava tarihinden sonra gerçekleşen yasa değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; dava, davalı Seyhan Belediyesi ile davalı Adana Büyükşehir Belediyesinin yapmış olduğu idari işlem nedeniyle açılmış olup, davanın açıldığı tarihte kadastral parselin ihyasını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden ve davacının dava açma tarihinde haklı olduğu göz önüne alındığında, vekalet ücretinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile, dava konusu taşınmazın belediye sınırlarında meydana gelen değişiklik ile davalı ... Belediyesi sınırlarına dahil olan davalı ... Belediyesi sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Ne var ki; anılan bu husus kararın bozulmasını gerektirmekte ise de yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HUMK'nun 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1) No'lu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, 2) No'lu bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, hüküm fıkrasının; üçüncü bendinin çıkarılarak yerine "Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 4.080,00TL vekalet ücretinin davalı Adana Büyükşehir Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine" ibaresinin eklenmesine, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

    Hemen Ara