15. Hukuk Dairesi 2011/2537 E. , 2012/40 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı davalı kuruma perde imâli ve montajı yaptığı halde bedelinin ödenmediğini ileri sürerek 10.106,81 TL asıl alacak ve 4.815,19 TL işlemiş faizden oluşan toplam 14.922,00 TL alacağın takip tarihinden itibaren yıllık %27 oranında faiziyle tahsili için icra takibine geçtiğini, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptâli ile takibin devamına ve %40"tan az olmamak üzere icra inkâr tazminatının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı cevabında Kamu İhale Yasası"na uygun şekilde yapılmış bir ihale bulunmadığını, işin idarenin bilgi ve talimatı dışında yapıldığını savunarak davanın reddini istemiş, mahkemece davanın kısmen kabulüne 9.456,00 TL asıl alacak yönünden itirazın iptâline, bu miktar alacağa perdelerin teslim edildiği 31.10.2006 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle takibin devamına, fazla talebin reddine karar verilmiş, verilen karar davalı Rektörlük vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı Rektörlük vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Mahkemece perdelerin teslim edildiği 31.10.2006 tarihi faize başlangıç yapılarak bu tarihten itibaren asıl alacağa yasal faiz uygulanmıştır. Borçlar Kanunu"nun 103. maddesinde "Bir miktar paranın tediyesinden temerrüt eden borçlu ... geçmiş günler için ... faiz tediyesine mecburdur" denilerek faizin başlangıcı temerrüt tarihi olarak belirlenmiştir. Aynı Kanun"un 101. maddesinin I. fıkrasında muaccel bir borcun borçlusunun alacaklının ihtarıyla temerrüde düşeceği, 2. fıkrasında ise borcun ödeneceği gün müttefikan tayin edilmişse bu günün hitamı ile temerrüdün gerçekleşeceği düzenlenmiştir. Perdelerin teslim edilmesi, borçluyu temerrüde düşürücü nitelikte bir işlem değildir. Alacağın ödenmesi talebini içermediği sürece fatura tebliği de temerrüt oluşturmamaktadır.
Somut olayda; davacı tarafından davalıya alacak miktarını ve ödeme talebini içerir ihtar gönderildiği iddia ve ispat edilmediği gibi sözleşme ile kararlaştırılmış kesin vade de bulunmadığından temerrüt icra takibinin başlatıldığı 31.07.2008 tarihinde oluşmuştur. Mahkemece bu tarihten itibaren faize hükmedilmesi gerekirken önceki bir tarihin faize başlangıç alınması doğru olmamıştır.
Öte yandan Üniversiteler 2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kurumu Kanunu 56/b ve Harçlar Kanunu 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf olduğu halde davalının harçla sorumlu tutulması da yasaya aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekirse de yapılan yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 Sayılı HMK"nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 Sayılı HUMK"nın 438/VII. maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı Rektörlük vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca kabulü ile kararın hüküm fıkrasının 1 nolu bendinin üçüncü satırındaki “31.10.2006 (perdelerin teslimi) tarihinden itibaren takip tarihine kadar işlemiş,” tarih ve kelimelerinin karardan çıkartılmasına, yine 2 nolu bendinde yer alan “Alınması gerekli 561,60 TL harçtan peşin alınan 136,50 TL"nin düşümü ile bakiye 425,10 TL harcın davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın davalıdan alınıp davacıya verilmesine” sözlerinin karardan çıkartılarak yerine “davalı Üniversite 2547 Sayılı Yüksek Öğretim Kurumu Kanunu 56/b ve Harçlar Kanunu 13/j maddesi uyarınca harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına, davanın açılması sırasında davacı tarafından peşin olarak yatırılan 136,50 TL harcın Harçlar Kanunu 31. maddesi uyarınca istek halinde davacıya iadesine” cümlesinin yazılmasına, kararın değiştirilmiş bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.