Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4006 Esas 2022/3342 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/4006
Karar No: 2022/3342
Karar Tarihi: 11.05.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/4006 Esas 2022/3342 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı, belirtilen adresten taşındığını ve adres değişikliği başvurusunu yaptığını beyan etmiştir. Bunun üzerine yapılan incelemede, tebligatın usulsüz olduğu ve gerekçeli karar tebligatının yapıldığı tarihte muhatabın belirtilen adreste ikamet etmediği tespit edilmiştir. İlk derece mahkemesince verilen kararın temyizi talebi reddedilmiştir. Ancak, davalının itirazları yönünden daha detaylı bir inceleme yapılması gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 7201 sayılı Tebligat Kanunu: bilinen adreste tebligat, muhatabın muvakkaten başka yere gitmesi, tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina gibi durumları düzenlemektedir.
- 35. madde: gerçek kişilerin adres değişikliği durumunu düzenlemektedir. Muhatap, adres değişikliğini kaza merciine bildirmekle yükümlüdür. Adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi tespit edilemediği durumlarda tebligat usulü belirli kurallar çerçevesinde yapılır.
7. Hukuk Dairesi         2021/4006 E.  ,  2022/3342 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ : Büyükçekmece 5. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04/09/2018 tarihinde verilen dilekçeyle elatmanın önlenmesi talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 24/06/2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı asil tarafından talep edilmiştir. İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince istinaf başvuru dilekçesinin HMK 352/1-c maddesi uyarınca reddine dair verilen kararın davalı asil tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü.
    KARAR
    Dava, elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
    Davacı, davalının dava konusu taşınmazda herhangi bir kira sözleşmesi olmaksızın ikamet ettiğini, bu durumun haksız işgal niteliğinde olduğunu beyanla; tapuda adına kayıtlı taşınmaza davalının müdahalesinin men'ine karar verilmesini talep etmiştir.
    İlk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiş, hükmün davalı tarafça istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince “İstinaf başvuru dilekçesinin HMK 352/1-c maddesi uyarınca süresinde yapılmadığından reddine” karar verilmiştir.
    Davalı asil, temyiz isteminde bulunmuştur.
    7201 sayılı Tebligat Kanununun;
    A-"Bilinen Adreste Tebligat" kenar başlıklı 10. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca, tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.
    Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.
    B-"Muhatabın muvakkaten başka yere gitmesi" kenar başlıklı 20. maddesinde, 13, 14, 16, 17 ve 18'inci maddelerde yazılı şahıslar, kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka yere gittiğini belirtirlerse; keyfiyet ve beyanda bulunanın adı ve soyadı tebliğ mazbatasına yazılarak altı beyan yapan tarafından imzalanır ve tebliğ memuru tebliğ evrakını bu kişilere verir. Bu kişiler tebliğ evrakını kabule mecburdurlar. Kendisine tebliğ yapılacak kimsenin muvakkaten başka bir yere gittiğini belirten kimse, beyanını imzadan imtina ederse, tebliğ eden bu beyanı şerh ve imza eder. Bu durumda ve tebliğ evrakının kabulden çekinme halinde tebligat, 21'inci maddeye göre yapılır. Bu maddeye göre yapılacak tebligatlarda tebliğ, tebliğ evrakının 13, 14, 16, 17 ve 18'inci maddelerde yazılı kişilere verildiği tarihte veya ihbarname kapıya yapıştırılmışsa bu tarihten itibaren onbeş gün sonra yapılmış sayılır.
    C-"Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" kenar başlıklı 21. maddesinde, Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirilir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
    Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.
    Muhtar, ihtiyar heyeti azaları, zabıta amir ve memurları yukarıdaki fıkralar uyarınca kendilerine teslim edilen evrakı kabule mecburdurlar.
    D- “Adres değiştirmenin bildirilmesi mecburiyeti” kenar başlıklı 35. maddesinin, birinci ve ikinci fıkralarında, gerçek kişilerle ilgili olarak, muhatabın kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmasından sonra, eğer bu kişi adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecbur olduğu; adresini değiştiren kişinin yeni adres bildirmemesi ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshasının eski adrese ait binanın kapısına asılacağı ve asılma tarihinin tebliğ tarihi sayılacağı hükmüne yer verilmiştir.
    Somut olayda, ilk derece mahkemesince verilen kararın davalı ... ’nin dosya kapsamında bilinen "..." adresine tebliğe cıkarıldığı, 20.08.2019 tarihinde Tebligat Kanunu madde 21/1 uyarınca "isim ve imzadan imtina eden Daire 46’nın "çarşıda" beyanı üzerine" muhtara teslim edilerek 2 No'lu haber kağıdı kapısına yapıştırıldığı anlaşılmıştır. Davalı asil, tebligatın yapıldığı adresten taşındığını ve buna ilişkin gerekli başvuruları yaparak 19.07.2019 tarihinde kayıtlı adresini değiştirdiğini, bu nedenle tebligatın usulsüz olduğunu ve kararı öğrendiği tarihin dikkate alınması gerektiğini belirtmek suretiyle hükmü temyiz etmiştir. Temyiz dilekçesinin ekinde sunulan adres değişikliğine ilişkin belge incelendiğinde, davalının 19.07.2019 tarihinde gerekçeli karar tebligatının yapıldığı adresten taşındığı anlaşılmıştır. Bu durumda 20.08.2019 tarihinde yapılan gerekçeli karar tebligatına ilişkin zapta geçen tespit ve beyanların gerçeği yansıtmadığı; muhatabın belirtilen tarihte bu adreste ikamet etmediğinden yapılan gerekçeli karar tebligatının usulsüz olduğu tespit edilerek bölge adliye mahkemesince davalı tarafın istinaf dilekçesinin esasa yönelik itirazlar yönünden incelenmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle istinaf dilekçesinin reddine ilişkin kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 371. maddesi uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin 13.01.2020 tarihli, 2020/32 Esas, 2020/35 sayılı Kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın iadesine, Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373. maddesi uyarınca istinaf incelemesi yapılmak üzere dosyanın kararı veren BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 11/05/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara