Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2012/8045 Esas 2013/6870 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/8045
Karar No: 2013/6870
Karar Tarihi: ......2013

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2012/8045 Esas 2013/6870 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2012/8045 E.  ,  2013/6870 K.

    "İçtihat Metni"



    Mahkemesi :Asliye Hukuk Hakimliği


    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:

    - K A R A R -

    Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
    Yerel mahkemede görülen davanın yapılan açık yargılaması sonucunda davacının davasının dilekçede yapılan hukuki nitelendirme ile iddia ve savunmalarda tespit edilen maddi vakıalara göre, HMK"nın 107. maddesinde düzenlenen şekilde yasal koşulların oluşmadığı ve açılan bu davada davacı tarafın hukuki yararı bulunmadığı anlaşıldığından davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
    Davacı yüklenici, davalı iş sahibine ait evin çelik konstrüksiyon karkas yapımından oluşan çatı kaplama, kuş gözü yapılması, duvar ahşap lambiri kaplama, boyama vs. işlerinin yapımı ve monte edilmesi işini üstlenmiştir. Davacı işe başlamış, edimini önemli oranda ifa etmiştir. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmamaktadır. Ancak akdî ilişkinin varlığı her iki yanın kabulü dahilindedir. Uyuşmazlık iş bedeli ve ödemeler noktasında toplanmaktadır. Davacı yüklenici işi yapıp teslim ettiğini, karşılığında 28.000,... TL bedele hak kazandığını, bununla ilgili fatura düzenlediğini, bu konuda ... .... Noterliği"nden davalı iş sahibine ....01.2012 tarih 827 sayılı ihtarnameyi gönderdiğini, fakat süresi içerisinde herhangi bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ....000,00 TL"nin temerrüt tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı iş sahibi ise savunmasında ve yanıt ihtarnamesinde davacının 92 m2 tutarında çatı, 50 m2 tutarında duvar işi yaptığını, bedele hak kazandığı tutarın ....880,00 TL olduğunu, bunun ....000,00 TL"sinin ödendiğini, geriye ....880,00 TL borç
    .

    kaldığını, bunun da çatı, çevre su oluklarının yapılmasından sonra ödeneceğini, gerçek durumun bundan ibaret olduğunu, buna rağmen davacının fatura bedeli olan 28.000,... TL"nin ödenmesini ihtarname ile talep edip ....000,00 TL bedel üzerinden belirsiz alacak davası açmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
    Tarafların iddia ve savunmaları ayrı ayrı ele alınıp değerlendirildiğinde somut olaya ilişkin temel sorun davacının alacağını tam ve kesin olarak belirleyebilecek bir durumda olması halinde alacağının tahsili için kısmî dava açmasının mümkün olup olmadığı konusunda toplanmaktadır.
    Davacının aynı hukuki ilişkinden kaynaklanan alacağının veya hakkının tümünü değil belirli bir kısmını talep ederek açtığı davaya kısmî dava denir. Diğer bir ifadeyle bir alacak hakkında daha fazla miktar için tam dava açma imkanı bulunmasına rağmen alacağın bir kesimi için açılan davaya kısmî dava denir. Bir davanın kısmî dava olarak nitelendirilebilmesi için alacağın tümünün aynı hukuki ilişkiden doğmuş olması ve bu alacağın şimdilik bir kısmının dava edilmesi gerekir.
    Kısmı dava 6100 sayılı HMK"nın 109. maddesinde düzenlenmiş olup maddenin .... fıkrasında talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı dava yoluyla ileri sürülebilir hükmüne, .... fıkrasında ise talep konusunun miktarı taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmî dava açılamaz hükmüne yer verilmiştir. Bu düzenlemelere göre kısmî dava açılabilmesi için; talep konusunun niteliği itibariyle bölünebilir olması, talep konusunun miktarının yanlar arasında tartışmalı bulunması veya açıkça belirli olmaması gerekir. Eğer talep konusu taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirlenebilir ise kısmî dava açılamayacaktır. Diğer bir anlatımla; talep konusunun miktarı taraflar arasında tartışmasız ise veya taraflar arasında miktar veya parasal değer bakımından bir tartışma olmakla beraber tarafların anlaşmasına gerek kalmaksızın talep konusunun miktarı herkesce anlaşılabilecek şekilde belirli ise o talep sonucunun sadece bir kısmı dava edilemez. Bu gibi hallerde kısmî davanın yasaklanmasının sebebi, davacının kısmî dava açmakta hukuki yararının bulunmadığının kabul edilmesidir. Davacının alacağını küçük parçalara bölüp her biri için ayrı ayrı dava açmasında hukuki yarar değil; aksine dava hakkının kötüye kullanılması söz konusu olur.
    Talep konusu taraflar arasında tartışmalı ise ya da açıkça belirli değilse açılan bir kısmî davada davacının hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir. Açılmış olan bir kısmî davada alacağın taraflar arasında tartışmalı olup olmadığı ya da açıkça belirli olup olmadığı davalının davaya vereceği yanıtla anlaşılabilir.
    Eğer davalı yanıtında alacağı tartışmalı hale getirmişse artık açılmış olan kısmî davanın hukuki yarar yokluğu nedeni ile reddedilmeyip işin esası hakkında hüküm kurulması gerekir.
    Dava konusu somut olayda davacı kendi edimini ifa ettiğini, 28.000,... TL bedele hak kazandığını ileri sürerek bu konuda fatura düzenlemiş, ödemenin yapılması için davalı iş
    .

    sahibine noter kanalı ile ihtarname göndermiştir. Davalı iş sahibi ise gönderdiği yanıt ihtarnamesinde davacının yaptığı işle ilgili ....880,00 TL bedele hak kazandığını, ....000,00 TL ödeme yapıldığını, ....880,00 TL bakiye borç kaldığını, bunun da çatı çevre, su oluklarının yapılmasından sonra ödeneceğini belirtmiştir. Bu hali ile davaya konu edilen alacak taraflar arasında tartışmalı hale gelmiş olup davacı yüklenicinin eldeki davada talep ettiği bedel 6100 sayılı HMK"nın 109. maddesinde sözü edilen kısmî dava niteliğini arz etmektedir. Bu durumda davacı yüklenicinin kısmî dava açmasında usul yasaya ve yönteme dair herhangi bir aykırılık bulunmamaktadır. İşin esasının incelenip sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, HMK"nın 107. maddesinde düzenlenen şekilde belirsiz alacak ve tespit davası nitelendirilmesi yapılarak yasal koşulların oluşmadığı, bu nedenle açılan davada davacı tarafın hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle usulden davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamış, bu nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, ........2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.
    .

    Hemen Ara