Tefecilik - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/1966 Esas 2020/2694 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/1966
Karar No: 2020/2694
Karar Tarihi: 15.12.2020

Tefecilik - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/1966 Esas 2020/2694 Karar Sayılı İlamı

9. Ceza Dairesi         2020/1966 E.  ,  2020/2694 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi

    Suç : Tefecilik
    Hüküm : Ayrı ayrı beraat

    Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    1-Katılan ... vekilinin sanıklar haklarındaki tefecilik suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde,
    Sanıklar ... ve ... haklarındaki tefecilik suçuna ilişkin olarak; TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçu kanunun "Topluma Karşı Suçlar" başlıklı üçüncü kısmının dokuzuncu bölümünde düzenlenmiş olup suçun mağduru tüm toplumdur. Tefecilik ilişkisinde faiz karşılığı ödünç para alan kişi, iradi olarak faiz ilişkisinin tarafı olmakta olup gerçek anlamda suçun pasif failidir. Ancak kanun koyucu izlediği suç siyaseti gereği tefecilik fiilinin aktif failinin kolayca tespitini sağlamak amacıyla ödünç para alan kişiyi cezalandırmamıştır. Bu halde tefecilik fiilinin pasif faili konumunda bulunan faiz karşılığı ödünç para alan kişinin suçun mağduru olarak kabulüne olanak yoktur. Bu kişilerin fail hakkında şikayetçi olmaları halinde açılan bir kamu davasındaki konumları ihbar eden niteliğindedir ve suçun doğrudan mağduru olmadıklarından davaya katılma hak ve yetkileri bulunmamaktadır. Bu nedenle sanıklar hakkında tefecilik suçundan açılan kamu davalarına CMK"nın 237. maddesine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen müştekinin katılma hakkı olmadığı, yine mahkemece usulsüz olarak verilen katılma kararının da hükmü temyiz hakkı vermeyeceği, bu itibarla hükmü temyiz yetkisi bulunmadığından müşteki ... vekilinin temyiz talebinin 5320 sayılı Kanun"un 8/1. Maddesi de gözetilerek CMUK"nın 317. maddesi gereğince REDDİNE,
    2-Hazine vekilinin sanıklar ... ve ... haklarındaki tefecilik suçundan kurulan beraat hükümlerine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26/04/2016 tarihli ve 2014/118-2016/208 sayılı Kararında da belirtildiği üzere, tefecilik suçu ile korunan hukuki yarar ve suçun TCK"nın topluma karşı suçlar bölümünde düzenlenmesi karşısında, bu suçun mağdurunun toplumu oluşturan bireylerin tamamı, diğer bir ifadeyle kamu olduğu, eylemin belirli bir kişinin zararına olarak işlenmesi halinde bu kişinin mağdur değil, suçtan zarar gören olacağının kabulü gerektiği, bu bağlamda TCK"nın 241. maddesinde düzenlenen tefecilik suçunun kazanç elde etmek amacıyla borç para verilmesiyle oluşacağı, bunu meslek haline getirmenin suçun unsurları içerisinde yer almadığı, değişik zamanlarda ve/veya farklı kişilere karşı tefecilik eylemini zincirleme olarak işleyen sanıklar hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanması gerektiği, zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günün suç tarihi olduğu, bu itibarla hukuki kesinti oluşturan iddianame tarihinden evvel tüm eylemlerin teselsülün içerisinde değerlendirilmesi, iddianame tarihinden sonraki eylemlerin ise gerçek içtima hükümleri ve varsa kendi içinde teselsül hükümleri değerlendirilmek suretiyle karara bağlanması gerekeceği nazara alındığında; gerek UYAP sisteminde yapılan sorgulamada gerekse bir örneği dosya içinde yer alıp mahkemece değerlendirilen Isparta 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2010/400 Esas ve 2011/594 Karar Sayılı 25/01/2012 tarihinde kesinleşen dosyada suç tarihinin 2009-2010, iddianame tarihinin 04/08/2010 olduğu belirlendiğinden, 01/07/2013 tarihli vergi tekniği raporunun 23, 24, 25. sahifelerinde 1, 2, 3, 4, 5, 7, 10, 12, 13, 14 ve 15. ifadelerden 2009, 2010 ve 2011 yıllarında, sanık ..."ın işyerinde komisyon karşılığı kredi kartı ile çekim yapılarak karşılığında nakit elden para aldıklarının beyan edildiği anlaşıldığından, vergi tekniği raporu ekinde bulunmayan bu ifadelerin ilgili rapor düzenleyen kurumdan temin edilerek adı geçenlerin dinlenmesi ve gerektiğinde kredi kartlarını veren bankalardan pos cihazlarındaki çekim tarihleri belirlenerek, ayrıca ..., sanık ..."in iş yerinde ele geçen kendisine ait ..., ... ve ... kredi kartlarının borçlarını ödeyemediği için sanık ..."a ödeyip taksitlendirmesi için verdiğini beyan etmesi, ..."in sanık ..."in iş yerinde ele geçen kendisine ait mastercard"ının 1.390 TL borcunu ödeyemediği için sanık ..."a ödemesi için verdiğini, onun da ödeyip kendisine iade ettiğini, herhangi bir alışverişinin olmadığını beyan etmesi, ..."in sanıkların iş yerinde ele geçen kendisinin kredi kartına ait 800 TL"lik slipi -ifade verdiği tarih 19.04.2013- yaklaşık 6 ay önce Yakaören köyünden arkadaşı ..."e verdiğini, onun ne aldığını bilmediğini beyan ettiği gözetildikten sonra dosyalarda yer alan eylemler arasında hukuki kesintinin oluşup oluşmadığının ve zincirleme suç hükümleri uygulanıp uygulanmayacağının saptanması, ayrıca zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin belirlenmesi halinde sanık ..."a verilecek cezada, TCK"nın 3/1 ve 61. maddeleri de nazara alınarak TCK"nın 241. maddesi gereğince verilecek cezadan aynı Kanunun 43/1. maddesi uyarınca artırım yapıldıktan sonra kesinleşen dava dosyasından verilen cezanın mahsubu ile oluşur ise aradaki fark kadar cezaya hükmedilmesi, hukuki kesintinin gerçekleşmesi halinde ise ayrı ceza verilmesi gerektiği gözetilmeden; sanığın ticari defter ve kayıtları temin edilip, fatura ve slip koçanları incelenerek ticari alım satımlarının defterlerle uyumlu olup olmadığı, yapılan işlemlerin gerçek bir ticari mal alım satımına dayanıp dayanmadığına yönelik bilirkişi raporu düzenlettirilmesinden sonra hasıl olacak sonuca göre sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ve (tefecilik suçu süreklilik arzettiği nedenle 2010 yılından sonra dahi faizle sanık ..."ten para aldıklarını söyleseler de eylemin devam ettiği anlaşılmakla yeniden mahkumiyet kararı verilmesinin mümkün olamayacağı) yanılgılı ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Kanuna aykırı, katılan ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 15/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.









    Hemen Ara