Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/2772 Esas 2022/3498 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/2772
Karar No: 2022/3498
Karar Tarihi: 17.05.2022

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2022/2772 Esas 2022/3498 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptal ve tescil talebinin kabulünün istinaf başvurusuna karşın reddedilmesi sonucu davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davanın tereke adına açılması gerektiği, tarafların ortak şekilde hareket etmesi gerektiği belirtilmiştir. Davacının diğer mirasçıların muvafakatlerinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması için süre verilerek davaya katılmalarının sağlandıktan sonra işin esası hakkında karar verilmesi gerektiği doğru görülmemiştir. Bu nedenle, Bölge Adliye Mahkemesi kararı kaldırılarak yerel mahkeme hükmünün bozulması hükmedilmiştir.
Kanun maddeleri:
- Türk Medeni Kanunu 640. madde: Murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilir.
- 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı: Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir.
7. Hukuk Dairesi         2022/2772 E.  ,  2022/3498 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi
    MAHKEMESİ : Serik 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.06.2019 tarihinde verilen dilekçeyle önalım hakkından kaynaklanan tapu iptal ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 18/02/2020 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili ve davacı vekili tarafından talep edilmiştir. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince davalı vekilinin ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine dair verilen karar davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    1.DAVA
    1.1. Davacı vekili; müvekkilinin hissedarı olduğu ... Mahallesinde bulunan 703 parseldeki hisse satışı nedeni ile doğan ön alım hakkı gereğince davalı adına kayıtlı payın iptaliyle davacı adına tescilini talep etmiştir.
    2.CEVAP
    2.1. Davalı vekili cevap dilekçesi ile fiili taksim savunmasında bulunarak davanın reddini istemiş; ilk duruşmada cevap dilekçesini tekrar ettiğini ve davayı kabul ettiğini belirtmiş; yargılamanın devamında davanın reddini savunmuştur.
    3. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
    3.1. Mahkemece, davacının davasının kabulü nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    4. BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    4.1. Hükmün istinaf yolu ile incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından talep edilmiştir.
    4.2. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi, istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir.
    5. TEMYİZ
    5.1. Davacı vekili ve davalı vekili, kararı temyiz etmiştir.
    5.2 Temyiz Nedenleri
    5.2.1. Davacı vekili temyiz dilekçesinde, davanın kabulüne ilişkin hükmün onanmasını ancak davalının sonraki aşamalarda kabul beyanından dönerek davanın reddini savunduğundan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin eksik takdir edilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir.
    5.2.2. Davalı vekili temyiz dilekçesinde, davacının kendisine verilen kesin süre geçtikten sonra önalım bedelini depo etmiş olması nedeniyle davanın reddi gerektiğini, taşınmaza ilişkin toplulaştırma sonucunun beklenmesi gerektiğini, bölge adliye mahkemesi kararının gerekçesiz olduğunu, ilk celse davayı kabul ettikleri ve dava açılmasına neden olmadıkları dikkate alınarak müvekkilinin yargılama giderlerinden sorumlu tutulamayacağını belirterek kararın bozulmasını istemiştir.
    6. YARGITAY KARARI
    6.1. Dava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptal tescil isteğine ilişkindir.
    6.2. Önalım hakkının kullanılmasında davacının dayandığı pay elbirliği mülkiyetine konu ise tüm ortakların birlikte dava açması veya birinin açtığı davaya diğerlerinin muvafakat etmesi gerekir. Çünkü bu gibi hallerde 11.10.1982 tarihli ve 3/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın tereke adına açıldığının kabulü gerekir. Davaya muvafakat, duruşmaya gelip bu konuda beyanda bulunmakla veya imzası noterce onaylı muvafakat belgesi ibraz edilmesi suretiyle yahut davacı adına davayı takip eden avukata vekalet verilmesi ile sağlanabilir. Bu yolda ortakların tümünün muvafakati sağlanamazsa Türk Medeni Kanununun 640. maddesi hükmü uyarınca murisin terekesine görevli mahkemede temsilci atanması için davacıya süre verilir. Temsilci davacı dışında biri olursa davacının sıfatı sona ereceğinden davayı temsilci takip eder. Dava hakkına ilişkin olan bu hususun hakim tarafından kendiliğinden öncelikle nazara alınması gerekir.
    6.3. Somut olayda, dava konusu ... Mahallesinde bulunan 703 parselde davacının hissesi elbirliği mülkiyetine tabi olduğundan davacıya diğer mirasçıların muvafakatlerinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması için süre verilerek tüm mirasçıların davaya katılmaları sağlanarak taraf teşkili tamamlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ve HMK 371. maddesi uyarınca temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, yerel mahkeme hükmünün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, karardan bir örneğin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE, 17.05.2022 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Hemen Ara