Esas No: 2021/8475
Karar No: 2022/3515
Karar Tarihi: 18.05.2022
Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2021/8475 Esas 2022/3515 Karar Sayılı İlamı
7. Hukuk Dairesi 2021/8475 E. , 2022/3515 K.Özet:
Davacı Hazine vekili, 1102 parsel sayılı taşınmazın 4.015 m2’sinin tapu kaydının iptali ile eski haline getirilmesi talebinde bulunmuş, ancak daha sonra yapılan yargılamalar sonucu 3194 sayılı Kanunun 18. maddesinde yapılan değişiklik uyarınca dava reddedilmiştir. Ancak, dava açıldığı tarihte kadastral parselin ihyasını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkeme, yapılan işlemin idari yargı yerince iptal edilmesi nedeniyle sicil dayanaksız kalmış ve imar parselleri yolsuz tescil durumuna düşmüş olduğundan davacının açtığı davada davalıların sorumlu olduğuna karar vermiştir.
6100 sayılı HMK'nın 331. maddesi gereği yapılan yargılama giderlerinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile, dava konusu taşınmazın belediye sınırlarında meydana gelen değişiklik ile davalı ... Belediyesi sınırlarına dahil olan davalı ... Belediyesinin sorumlu tutulması gerektiği belirtilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- TMK'nın 1025. Maddesi: İmar parsellerinin sicil dayanaksız kalması durumunda yolsuz tescil durumu oluşur.
- 3194 sayılı Kanunun 18. Maddesi: Bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar bakımından, bu madde uyarınca hesaplanacak mahkeme harcının yapılandırılmasına ilişkin esas ve usuller Bakanlıkça belirlenir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04/07/2008 gününde verilen dilekçe ile kadastral parselin ihyası talebi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 08/07/2021 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, kadastral mülkiyetin ihyasına yönelik tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı Hazine vekili, evveliyatı Hazine adına kayıtlı dava konusu 1102 parsel sayılı taşınmazın 4.015 m2’sinin davalı ... Belediyesinin 37 no’lu imar düzenleme bölgesinde yaptığı imar uygulaması kapsamında kaldığını ve daha sonra da davalı ... Belediyesi tarafından imar uygulamasına tabi tutularak 4.015 m2'lik kısım üzerinde 5501 ada 7 sayılı imar parselinin oluşturulduğunu; ancak dayanak imar uygulamalarının idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek, 1102 kadastral parselin 4.015 m2’lik kısmının tapu kaydının iptali ile eski hale getirilmesi talebinde bulunmuştur.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, ... hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar yönünden eski hale ihya isteğinin kabulüne dair verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 19.11.2013 tarih, 2013/11388 Esas- 2013/10981 Karar sayılı ilamı ile ‘’... infaza elverişli hüküm kurulmadığı ...’’ gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın kabulüne dair verilen ikinci kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesinin 25.02.2020 tarihli, 2018/1318 Esas- 2020/2203 Karar sayılı ilamıyla ‘’...3194 sayılı Kanunun 18. maddesinde 20.02.2020 tarihinde yapılan Yasa değişikliği uyarınca davanın reddine karar verilmelidir...’’ gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak davanın 3194 sayılı Kanunun 18. maddesinde 20.02.2020 tarihinde yapılan Yasa değişikliği uyarınca reddine, davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına, davalılar lehine vekalet ücretininin davacıdan tahsiline hükmedilmiştir.
Hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz davalı ... Belediyesi ve davalı ... Belediyesi tarafından imar uygulamalarına tabi tutulmuş, ancak davalı Belediyeler tarafından yapılan imar uygulamaları İdare Mahkemesi tarafından iptal edilmiştir. Böylece, davacının maliki olduğu kadastral parsel üzerinde imar uygulaması ile oluşan imar parsellerinin dayanağı idari işlemin iptal edilmesi nedeniyle sicil dayanaksız kalmış ve TMK'nın 1025. maddesi hükmü uyarınca imar parselleri yolsuz tescil durumuna düşmüşlerdir. Her ne kadar mahkemece dava tarihinden sonra gerçekleşen Yasa değişikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamakta ise de; dava, davalı ... Belediyesi ile davalı ... Belediyesinin yapmış olduğu idari işlem nedeniyle açılmış olup, davanın açıldığı tarihte kadastral parselin ihyasını talep etmekte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle, davacının davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden söz edilemeyeceğinden ve davacının dava açma tarihinde haklı olduğu göz önüne alındığında, 6100 sayılı HMK'nın 331. maddesi gereği yapılan yargılama giderlerinden davanın açılmasına sebebiyet veren davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile, dava konusu taşınmazın belediye sınırlarında meydana gelen değişiklik ile davalı ... Belediyesi sınırlarına dahil olan davalı ... Belediyesinin sorumlu tutulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Ne var ki; anılan bu hususlar kararın bozulmasını gerektirmekte ise de, yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 370/2. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının;
a) Dördüncü bendinin çıkarılarak yerine "Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 4.080.00 TL vekalet ücretinin davalı ... Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine" ibaresinin eklenmesine,
b) Beşinci bendinin çıkarılarak yerine "davacı tarafından yapılan 900,62 TL yargılama giderlerinin davalılar Adana Büyükşehir Belediyesi ile davalı ... Belediyesinden alınarak davacıya verilmesine" ibaresinin eklenmesine, hükmün DEĞİŞTİRİLMİŞ ve DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18.05.2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.